Adam gibi, adam olmak!

İmam-ı Şâfii Hazretleri; ‘’Eğer Kur’an-ı Kerim, yalnız asr suresinden ibaret olsaydı, yinede insanlığı mes’ud etmek için kâfi gelirdi buyurmuş. Acaba aynı anlayışla ulemâ-i amilin, insanlığa yetecek bir hadis olarak hangi hadisi-i şerif’in kifayet edeceğine işaret etmişlerdir, diye düşünürken, karşıma, Üstadımız Bediüzzaman Hazretleri’nin Medine-i Münevvere’de yaşayan, mühim bir alim senasına mazhar olan, fikir ve mana büyüğü, merhum Ali Ulvi Kurucu’nun ifadeleri çıktı. İşte insanlığa yetecek olan bu emri peygamberi;

O şöyle ifade ediyor; Resûlullah Efendimiz bir hadisinde ‘’Rabbim bana, dokuz ahlâkla ahlâklanmamı, dokuz hasleti, dokuz huyu ahlâk edinmemi emrediyor. Ben de size ey ümmetim, bu dokuz huyu ahlâk edinmenizi emrediyorum’’ buyurduktan sonra, o dokuz güzel hasleti saymaktadır. Hadis-i şerifte sayılan bu hasletler şunlardır.

Yalnızlıkta ve gerekse halkın arasında, kalabalıklar içerisinde her daim Allah’tan korkacaksın.
Huzur ve rıza anında, gerekse öfke anında, devamlı adilâne davranıp adil konuşacak ve hep doğruyu ve hakkı söyleyeceksin.
Gerek zenginlik içinde bollukta, gerekse darlıkta ve fakirlikte, iktisaddan ayrılmayacak ve israftan uzak duracaksın.
Sana zulmedeni (sana karşı hata yapanı ) affedeceksin.
Gelmeyene gidecek, selam vermeyen mümin kardeşine selam vereceksin.
Vermeyene vereceksin.
Konuşman zikir olacak ve mâlâyâni konuşmaktan uzak duracaksın.
Susman tefekkür olacak.
Bakışın ibret nazarıyla olacak.

Evet; Adam olmak, güzel ahlaklı olmaktır. Efendimiz ‘’Ben mekârim-i ahlakı (üstün ahlaklı olmayı ve güzel ahlakı) tamamlamak için gönderildim buyurmuşlar. Sahabe-i Kiram efendilerimiz; Üstün ahlâkî vasıflar nedir diye sormuşlar. Efendimiz (s.a.s);’’Zulmedeni affet, gelmeyene git, vermeyene ver!.. diye buyurmuşlar.
Birisi sana kötülük’mü yaptı yanlışlık olmuştur, hatadır deyip, ‘‘İyiliğe iyilik, her kişinin işi, kötülüğe iyilik er kişinin işidir’’ fehvâsınca davranacaksın. Sana gelmiyorsa sen ona gideceksin. İhtiyacın vardı sen istedin o vermedi mi? O ihtiyaçlı hale geldi sen vereceksin.

Bir başka nebevi tesbitte yer aldığı gibi; Kişinin iyi bir Müslüman olmasının delili, mâlâyâniyi terk etmesidir. Faydasız, boş, lüzumsuz şeyleri terk eden insan, adam gibi adamdır.
İşin zor kısmı ise adam olmak değil, adam kalmaktır.

Büyük insan, üç değişiklik gösterir. Uzaktan bakınca ciddi, yaklaşınca yumuşak görünür, konuştuğu zaman sözleri ikna edicidir. Küçük insanların ise büyük gururları olur.
Olgun insan güzel söz söylemesini bilen insan değil, söylediğini yapan ve yapabildiğini söyleyen insandır.
Adam gibi adam olan; insanlardan bir insan olma payesini hiçbir şeye değişmez. Gerçek dava adamının en önemli vazifesi ise, davasına karşı göstermesi gereken vefâ’dır. Hepsinden daha önemlisi de hakkın kapısının sadık bendesi olmaktır.
İman ve Kur’an hizmeti, fedakar insanlar ister. Dava adamı dünyayı aşmış adamdır. Aşamayanlar dava adamı olamazlar. Dava adamı İslam’a ve Kur’ana hizmetten bir an dûr olsa, kendini büyük günah işlemiş sayar. Onlara göre bu günahın tevbesi’de ‘’estağfirullah’’ değildir. Bu günahın tevbesi günahın ağırlığının vicdanda duyulması ve tekrar hizmete dönülerek, ölesiye hizmet edilmesi’dir.

Yakup Aksoy

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
2 Yorum