Cüneyt ÖZDEMİR

Cüneyt ÖZDEMİR

Acem oyununda Suriye perdesi!

Yakın çevresi ile görüşmelerimden edindiğim izlenim, Esad rejiminin süreci çok da iyi okuyamadığı yönünde.

Acem oyununda Suriye perdesi!

Cuma günleri, Suriye’de bizim pazar gününe tekabül ediyor. Dükkânlar kapalı. Suriyeliler evlerinde ya da piknik yerlerinde zaman geçiriyorlar. Resmi daireler, okullar da cuma günleri tatil. Nasıl bizde eylemler resmi tatil nedeniyle genelde hafta sonu yapılıyorsa Suriye’de de biraz bu yüzden, biraz da cuma namazının öneminden dolayı gösteriler cuma gününe denk getiriliyor. Cuma namazı, günün en önemli aktivitesi.

Şam bana Kaddafi düşmeden önce gittiğim Trablus’u hatırlattı. Oraya da bir gece vakti indiğimde istihbarat elemanları kuş uçurtmuyordu. Sokaklarda Kaddafi’yi destekleyenler turluyordu. Şam’da da durum farksız değildi. Suriye istihbaratı Şam üzerinde tam saha pres uyguluyor. Değil kamera, cep telefonuyla bile izinsiz çekim yapmak imkânsız. Her ne kadar durum Trablus’un düşmeden önce olduğu kadar gergin olmasa da havada elle tutulabilen bir tedirginlik bulutu asılı.

Beni şaşırtan, Libya ve Suriye’de istihbarat teşkilatlarının kullandığı dilin neredeyse birebir örtüşüyor olması oldu. Her iki liderin de etrafını saranlar, medya savaşından bahsediyor, El Cezire ve Al Arabiya’yı bire bin katmakla suçluyordu. Her iki ülke de ayaklananlar için ‘terörist’ kavramını kullanıyordu. Her iki ülke de dış müdahaleye karşı geç kalmış bir şekilde dünyaya kendini anlatma telaşındaydı. Düne kadar dünyaya kapalı Şam’ın Batı basınına ve bize kapılarını açmasının nedeni biraz da bu telaşta gizli... Gördüm ki Şam yönetimi, medya savaşını kaybederse gerçek savaşın kapıya dayanacağının farkına varmış.

Ancak Suriye’yi Libya ile eşleştirirsek de hata ederiz.
Zira bu sefer işin içinde İran, Rusya ve Çin var. Nitekim ABD Büyükelçisi Suriye’yi terk ettikten sonra Çin 44 yıldır gelmediği Suriye’ye bir heyet ile çıkarma yapmış.

Benim yakın çevresi ile görüşmelerimden edindiğim izlenim, Esad rejiminin süreci çok da iyi okuyamadığı yönünde. Aynı Seyfülislam Kaddafi’deki gibi, bu başkentte de şimdilik kibir aklı yenmiş. Yetkililer bugünleri de onlarcası geçiştirilen siyasi krizlerden biri olarak okuyorlar. “Biz ne krizler, ayaklanmalar gördük, bunu da atlatırız” modundalar. Belki de bu yüzden, bunca laf yedikleri Türkiye ile restleşmek yerine alttan alıyorlar. Hatta işleri nasıl düzeltiriz diye bakıyorlar.

Radikal

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.