Abdulkadir CEYLAN
Horhor Talebelerinden Molla Abdullahê Koği (Abdullah Okumuş)-1
Değerli dostlar! Bu yazımızda Bediüzzaman Said Nursi’nin Horhor talebelerinden Şark medreselerinin büyük mücahid ve müderrislerinden Seyda Mela Abdullahé Koği’nin hayatının ilk yıllarını ve Bediüzzaman Said Nursi’ye talebe olduğu dönemi anlatmaya çalışacağız inşaallah.
Karçıkan aşiretinden olan ve çok uzun boylu olan (1. 80 m)1 Seyda Abdullahé Koğî, 1896 yılında eskiden Van’ın Gevaş ilçesine bağlı günümüzde ise Bitlis’in Tatvan ilçesine bağlanmış Yediveren (Kınasor) köyünde dünyaya geldi. Diyarbakır’ın Bismil ilçesine bağlı Koğî (Koğuk) köyünde uzun süre kaldığı için Koğî nisbesiyle şöhret bulmuştur. Babasının adı İbrahim Efendi, annesinin adı Zeynep Hanım’dır. Henüz 12 yaşındayken Yediveren’e (Kınasor) komşu bir köy olan Çavuşlar köyünde Melle Süleyman adında takvasıyla öne çıkan bir hocadan ders almıştır. Üstün zekâsı, kabiliyeti ve hocasının öngörüsünden dolayı yaşı küçük olmasına rağmen Nubihâr, Gâyetü’l-ihtisâr ve İzzî gibi birkaç kitabı beraber ders olarak almıştır.
Serhat bölgesi hocalarının yanında bir müddet okur. 1914 yılında Birinci Dünya Savaşı başlamadan önce Diyarbakır’a gelir. Bismil’e bağlı Sinan köyünde müderrislik yapan Melle İbrahim Kenanî’nin yanında dersler alır. Daha sonra Bediüzzaman Said Nursî ve Said Nursî’nin dayısı Melle Ali gibi meşhur âlimlerden dersler alır. Son olarak Silvan’da Osmanlı dönemi medreselerinden sayılan Melle Hüseyin Küçük’ün (ö.1375/1955) medresesine gider. Onun yanında ilmî eğitimini tamamlayarak kendisinden ilmî icazetname alır.2
Seyda Molla Abdullah, Üstadın yanında altı ay okumuştur.3 Seyda’nın Bediüzzaman Said Nursi’den ders aldığı hem aile üyeleri hem de talebeleri tarafından rivayet edilmektedir. Talebelerinden Molla Abdülhalim Şen kendisiyle yapılan bir röpörtaj’da şu bilgileri verir: “Üstaz, üstadımın hocasıdır. Seyda Molla Abdullah-ı Koği benim hocalarımdandır. Tahminen 90 yaşı civarında vefat etti. Onun oğlu bana dedi ki; "Benim babam, altı ay üstad Bediüzzaman'dan okumuştur." Ben de merhum Üstaz molla Abdullah-ı Koği'den az bir miktar okudum. Dolayısıyla Üstad, benim üstadımın üstadıdır.”4
Günümüz alimlerinden Seyda Muhammed Salih Ekinci de Cevaplar sitesinde kendisine sorulan bir soruya şöyle cevap verir: “-Medresede okurken hocalarınızdan Üstad hakkında bir şeyler duyar mıydınız? -Herkes onu takdir ederdi. Herkes “büyük bir zat, büyük bir insan” olarak onu kabul ederdi. Bir de ben, Bediüzzaman’ın talebesinin talebesiyim. 1966 senesinde, Diyarbakır Çınar’a bağlı Sergelya köyünde, Bediüzzaman’ın eski talebelerinden Molla Abdullah Koği’den Mantık’a dair İsagoci’ye Molla Fenari’nin Şerhi üzerine Kul Ahmed’in Haşiyesinden ders aldım. Molla Abdullah Efendi o sıralar 70-80 arası bir yaştaydı.”5

Torunu Diyarbakır Diyanet İhtisas Merkezi hocalarından Seyda Abdülvahit Yıkılmaz Hoca da kendisi ile bizzat evinde yaptığımız görüşmede Molla Abdullahé Koği’nin Bediüzzaman Said Nursi’den Horhor Medresesinde 1. Dünya Savaşı’ndan önce ders aldığını sonra da eğitime yaz ayında Erek Dağı’nda Yayla’da ders almaya devam ettikleri bilgisini verdi.6
Seyda Molla Abdullahé Koği’nin Üstad’ın yanındaki eğitimi ile ilgili şu bilgiler de mevcuttur: “Seyda Molla Abdullah Koği, Bediüzzaman Said Nursi’nin yanında kaldığı altı ay zarfında bir nahiv kitabı olan Hallu’l me‘âkid’i okumuştur. Ayrıca Üstad’ın yanında Üstad’ın kardeşi Abdülmecid’le beraber İbn-i Fârıd’ın Divanını okuyarak arûz ilmini tahsil etmiştir. Seydayê Mele Mahmud, Hocası Seydayê Mele Abdullah Koğî’nin Üstad Bediüzzaman’la olan bir hatırasını hocasından şöyle nakletmiştir: “Bir gün Üstad’ın yanında kardeşi Abdülmecid ile beraber İbnül Fârıd‘ın divanı adlı kitabı okurken Üstad kitapta geçen bir kelime için, “Bu kelimenin bir anlamı da şudur” dedi. Kardeşi Abdülmecid, “Belki musannıf bu anlamını düşünememiştir,” deyince Üstat: “Musannıf bu kelimenin iki anlamını daha biliyordu,’’ dedi.”7
Seyda’nın torunu Abdülvahit Yıkılmaz’ın babası Seyda Muhammed Said Taxiki’den rivayet ettiğine göre Molla Abdullah, İbnül Farıd’ın Divan’ının şerhlerine baktıklarında Üstad’ın verdiği birçok mananın şerhlerde bulunmadığını, Üstadın şerhlerden daha güzel manalar verdiğini söyler.8
Bediüzzaman Said Nursi ile Molla Abdullahé Koği arasındaki diyaloğu Dr. Öğr. Ü. Mahsum Aslan şöyle anlatır: “Melle Abdullah, Silvan’dan Bitlis’e döner. Bitlis’te Bediüzzaman Said Nursî hazretleri ile görüşür. Üstad o tarihte Şerefiyye Medresesi’nde ders veriyordu. Kendisinden şöyle bahsederdi: “Üstad ilginç bir âlimdi. Hem zahiri yönü hem manevi yönü çok iyiydi. Hem İslam dünyasının haliyle ilgilenir dünya gündemini takip eder ve hem de aynı zamanda ilimle iştigal ederdi.”
Tahir Bey, Bitlis Valiliği’nden Van Valiliğine atanınca Üstad’ı sevdiği için onu Van’a davet eder. Üstad, talebelere ders vermek için yer tahsis edilmesi şartıyla kabul eder. Üstad, o esnada talebesi Melle Abdullah’a dönerek “ben senin gibi zeki ve muttaki gençleri severim sen ve arkadaşın Melle Muhammed ikiniz benimle gelin, orada Sultanü’l-âşikîn İbnü’l-Fârıd’in Divan’ını okuyacağız” der. Üstad’ın kardeşi Abdülmecid’le beraber İbnü’l-Fârıd’ın divanını okuyarak arûz ilmini tahsil eden Melle Abdullah, Üstad’ın dersiyle alakalı şöyle derdi: “İbnü’l-Fârıd’ın divanı meşhur ve lafızları müşkil bir kitaptır. Herkes rahatlıkla dersini veremez. Üstad bizi derse çağırdığında ilginç bir durum izliyordu. Bazen öğlen, bazen ikindi, bazen de akşam derse çağırıyordu. Ne bir sözlük ne de bir şerhten istifade ediyordu. Metnin üzerinde duruyor ve anlatıyordu. Bazen bir mana bazen iki mana bazen üç dört farklı manayı metinden çıkarıyordu.”
Melle Abdullah Koğî’nin Üstad Bediüzzaman’la olan bir hatırası şöyle nakledilir: “Bir gün Üstad’ın yanında kardeşi Abdülmecid ile beraber İbnü’l-Fârıd’ıın divanını okurken Üstad, kitapta geçen bir kelime için, ‘Bu kelimenin bir anlamı da şudur’ dedi. Kardeşi Abdülmecid, ‘Belki musannif bu anlamını düşünememiştir,’ deyince Üstad : ‘Musannif bu kelimenin iki anlamını daha biliyordu’ der.”
Bediüzzaman Said Nursî’nin yanında altı ay kadar ilmî tahsilini sürdüren Melle Abdullah Koğî, Üstad’ın yanındayken seferberlik ilan edilir. Hayvanlarını satarak silah temin etmeye çalışarak Üstad ile düşmanları oyalamak, Rus saldırılarından kaçmak zorunda kalan göçmenlerin emniyetli bir şekilde geçişlerini sağlamaya çalışmıştır. Daha sonra Şeyh Hazret olarak meşhur olan Norşîn meşâyihindan Şeyh Muhammed Diyauddîn’in yanına giderek bir milis kuvvet hazırlanır. 1917 yılında Ruslarla yapılan savaşta gönüllü Kürt alayında savaşa katılan Melle Abdullah, savaşta elinden ve ayağından yaralanır. Bu mücadelede Şeyh Hazret’in bir kolu şehit olur, Şeyh Hazret’in bir kardeşi kaybolur ve Üstad da esir düşer.”9
Bu aktarılan bilgilerde bir iki hususu tashih etmek gerekir.
1-Tahir Bey’in (Paşa) Bediüzzaman’ı Van’a davet ettiği hususu bir sehivdir. Çünkü Tahir Paşa Van’a Vali olmadan önce Bediüzzaman Said Nursi Van’lı Hasan Paşa’nın davetiyle Van’a gitmiştir.10
2-Bediüzzaman’ın Şerefiye Medresesi’nde ders verdiği husustur. Bediüzzaman’a dair yazılan kitaplarda böyle bir bilgiye rastlamadım veya ben bulamadım. Büyük ihtimalle şöyle bir husus mevcuttur. 1. Cihan Harbi öncesi Bediüzzaman Bitlis savunması için buraya geldiğinde bu medresede kalmış olabilir. Allah’u A’lem.
3-Bediüzzaman, 1917 değil, 19 Şubat 1331, yani Milâdî 3 Mart 1916 tarihinde esir düşer. 3 Mart 1916’da Bitlis’in Rusların eline geçmesinden sonra iki hafta Bitlis’te tutulur, sonrasında esaret yolculuğu başlamış olur.11
Mela Abdullah, Üstad’ın kitap mütalaa ederken elbisesini dirseklerine kadar sıvayıp, dirseklerini yere çıplak olarak dayadığını, nedenini sorduğunda ‘uykum gelmesin’ diye cevap verdiğini söyler.12
Bediüzzaman Said Nursi’nin talebeleriyle Kürt Milis Albayı olarak ve Hazret Şeyh Muhammed Diyaüddin’in Kürt milis güçleriyle Ruslara karşı verdikleri mücadele için Prof. Dr. Adem Ölmez, Ölüm ve Zulmün Üç Hali: Birinci Dünya Savaşı’nda Bitlis Cephesi, Akademik İncelemeler Dergisi (Journal of Academic Inquiries) Cilt/Volume: 9, Sayı/Issue: 2, Yıl/Year: 2014, sh. 1-22 ye bakılmasını tavsiye ederiz. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/17918
Ayrıca Şeyh Muhammed Diyaüddin Hazretleri’nin verdiği cihad için Cevaplar. Org sitesinde Mehmet Törehan Serdar imzalı Şeyh Muhammed Diyauddin/Hazret başlıklı 10 Ocak 2013 tarihli yazıya bakılabilir. https://www.cevaplar.org/content/seyh-muhammed-diyauddin-hazret-k-s
Mela Abdullah savaşta özellikle kadın ve çocukların tahliyesinde görev alır. Bir arkadaşı ile Ermenilerle çatışmaya girer. Savaşta yaralanır. Ama yaraları ağır değildir. Savaştan sonra Seyda Molla Abdullah kurtulanlarla beraber Çemé Ziyareté denilen Veysel Karani’nin türbesinin bulunduğu nehre kadar gelirler. Seyda burada herkese yıkanıp abdest almalarını söyler. Namaz kılanlarla beraber cemaatle namaz kılarlar. Namazdan sonra Molla Abdullah ‘Namaz kılmayanlar bizimle gelmesin’ der. Aralarında bir kardeşinin de olduğu bir grup onlardan ayrılır. O, kardeşi ile maalesef irtibatları kopar. Bazıları İran taraflarına geçtiğini söyler. İki kardeşi ise onunla beraber Diyarbakır taraflarına gelirler. Seyda Silvan’a gidip Seyda Mela Hüseyin Küçük’ün yanında eğitimini tamamlar. Bir kardeşi Irak’a gider Musul’a yerleşir. Akrabalarının bir kısmı Urfa taraflarına, bir kısmı da Suriye’ye gidip yerleşir. O ve bir kardeşi Silvan’a yerleşirler. Mela Abdullah, Silvan’da bir köyde bir müddet imamlık yapar. Daha sonrada Bismil’in Koğuk köyüne gider.13
Çocukluğunu ve gençliğini ilme adamış olan ve İslam’ı ailesi içerisinde yaşatma noktasında büyük bir hassasiyet gösteren Melle Abdullah, Osmanlı dönemi âlimlerinden Seydâyê Licî olarak şöhret bulmuş olan Şeyh Muhammed Licevî’nin (ö. 1912) kızıyla evlenmiştir. Bu evliliğinden 5 erkek 2 kız çocuğu dünyaya gelmiştir. Oğullarından Melle Ferit, âlim, muttaki ve faziletli bir zat olup yıllarca ilim ve irşat faaliyetlerini sürdürmüştür. İzmir merkez vaizliğinden emekli olmuş, şu an İzmir’de ikamet etmektedir. Diğer oğulları Muhammed Hafid, Muhammed Refik, Melle Sıddık (emekli imam) ve Üsameddin’dir (müezzin). Seyda’nın bir kızı Diyarbakır’ın meşhur âlimlerinden Melle Muhammed Said (Tâxikî) Yıkılmaz ile evli, diğeri de Şeyh İsmetullah Karazî’nin (ö. 1996) oğlu Melle Mahmud ile evlidir. Seyda Melle Abdullah’ın ikinci evliliğinden Fatma ve Farika adında iki de kız çocukları olmuştur.14
Değerli dostlar! Bir sonraki yazımızda Seyda Molla Abdullahé Koği’nin Cumhuriyet döneminde görev yaptığı yerler, yaptığı hizmetler ve yaptığı ilmi faaliyetler ile ilgili bilgi vermeye çalışacağız inşaallah. Yazıyı bitirmeden önce Mela Abdullahé Koğiki ile ilgili bilgilere ulaşmamızı sağlayan kişilere teşekkür etmek istiyorum. Evvela Mela Abdullah’ın Üstad’ın Horhor talebelerinden olduğu bilgisini ilk defa duyduğum değerli arkadaşım Risale Haber yazarlarından Nizamettin Melikoğlu’na, ikinci olarak Seyda Abdülvahit Yıkılmaz ile görüşmek için bize randevu alan ailenin akrabalarından değerli kardeşim öğretmen Yunus Özişçi’ye, üçüncü olarak bu araştırmanın meydana gelmesinin temel bilgilerini bizimle paylaşan, evinde bizi misafir edip, büyük bir misafirperverlik sergileyen ve teşekkürü en fazla hak eden Seyda Abdülvahit Yıkılmaz hocamıza teşekkür eder. Hepsinden Allah razı olsun diyoruz. Allah’a emanet olunuz. Selam ve dua ile.
Dipnotlar:
1. 7 Aralık 2025 tarihli Seyda Abdülvahit Yıkılmaz’la evinde yüz yüze yaptığımız görüşme. Abdülvahit Hocamız Seyda Mela Abdullahé Koği’nin torunu, kızının oğludur.
2. Dr. Öğr.Ü. Mahsum Aslan, Seyda Abdullah Koğî (1896-1985) Seyda-Diyarbakır, Şark Uleması c. 1, ed. Prof. Dr. İbrahim Baz, İlahiyat Yayınları, Ankara 2023, sh. 242
3. Abdülvahit Yıkılmaz, Molla Muhammed Said El-Amedi (Yıkılmaz) İlmi ve Tasavvufi Yönü, e-Şarkiyat İlmi Araştırmalar Dergisi -www.e-sarkiyat.com- ISSN: 1308-9633 Sayı: IV, Kasım 2010, sh. 141
4. Salih Okur, Molla Abdülhalim Şen Hoca Efendi ile Üstad Bediüzzaman Etrafında Bir Söyleşi, Cevaplar. Org, 22 Mart 2008; https://www.cevaplar.org/content/molla-abdulhalim-sen-hoca-efendi-ile-ustad-bediuzzaman-etrafinda-bir-soylesi
5. Salih Okur, Medrese hocaları, Said Nursi'nin 'bana ihtar edildi' sözleri için ne diyor?, Risale Haber, 5 Haziran 2024; https://www.risalehaber.com/medrese-hocalari-said-nursinin-bana-ihtar-edildi-sozleri-icin-ne-diyor-440345h.htm
6. Seyda Abdülvahit Yıkılmaz’ın beyanı
7. Muhammet Mesut Çakmak, Seydayé Mele Mahmud Yuwacıği’nin Hayatı ve İlmi Yönü, e-Şarkiyat İlmi Araştırmalar Dergisi -www.e-sarkiyat.com-ISSN: 1308-9633 Sayı:XII , sh. 126-127
8. Seyda Abdülvahit Yıkılmaz’ın beyanı
9. Mahsum Aslan, a. g. e, sh. 244-245
10. Abdulkadir Ceylan, Şehit ve Gaziler Mekânı Bir Medrese: Horhor-1, Risale Haber, 8 Ekim 2025; https://www.risalehaber.com/abdulkadir-ceylan-sehit-ve-gaziler-mekani-bir-medrese-horhor-1-28095yy.htm
11. Abdülbaki Çimiç, Bediüzzaman nasıl ve ne zaman esir düşer?, Yeni Asya, 3 Ekim 2022; https://www.yeniasya.com.tr/abdulbaki-cimic/bediuzzaman-nasil-ve-ne-zaman-esir-duser_570764
12. Seyda Abdülvahit Yıkılmaz’ın beyanı
13. Seyda Abdülvahit Yıkılmaz’ın beyanı
14. Mahsum Aslan, a. g. e, sh. 242
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.