Kur’an’ı Anlama Çabası İçinde Bakara Suresi 189. Ayet

Bakara Suresi 189. ayetin konusu, hilallerin durumu ile ilgili sorulan soruya, soranların beklemediği ve kendilerine daha öncelikli olarak lazım olan bir cevabın verilmesidir.

189- “(Ey Rasûlüm!) Sana, hilâlleri (ayın geçirdiği evreleri) soruyorlar.”

Bazı sahabiler astronomiyi ilgilendiren şöyle bir soru sormuşlardı: “Ya Rasulallah, bu ayın durumu nedir? Önce bir ip gibi görülüyor, sonra gittikçe büyüyor? Sonra küçülüp ilk hâline dönüyor?”

“De ki: Onlar insanlara hac gibi vakte bağlı durumları gösterir.”

Bu cevap ile hilallerin kozmolojik açıdan nasıl bir yapı arz ettiğinin sorulması yerine dini açıdan hangi öneme sahip olduğunun sorulması gerektiğine işaret edilmiştir. Ayın bu şekilde büyüyüp küçülmesi, insanlar için vakitlere bir alâmettir, mesela hac ibadetinin vakti onunla bilinir. Böylelikle Allah, soru soranlara hilallerin yaratılış hikmetini sorup öğrenerek itaat ve fazilette derinleşmeleri gerektiğini hatırlatmıştır. Ayetin devamında erdem ve doğruluğun ölçüsünü Allah şöyle buyurur:

“Birr, evlere arkalarından girmeniz değildir. Birr; ancak takva sahibi kimsenin davranışıdır. O halde evlere kapılarından girin ve Allah'a karşı takvalı olun. Umulur ki kurtuluşa eresiniz.”

Birr; her türlü iyilik, ihsan, itaat, erdem, doğruluk gibi manaları ihtiva eder. Dolayısıyla asıl fazilet, haramlardan sakınan insanın gösterdiği fazilettir.

Arapça’da bir deyim olarak “eve kapıdan girmek”; bir probleme doğru yaklaşmak veya işin doğasına uygun davranmak anlamına gelirken, “eve arkadan girmek” ise bir probleme yanlış yaklaşmak veya işin doğasına aykırı davranmak demektir. Hz. Peygamber’e astronomi ile ilgili soru sormak, Allah'ın hükümlerini tebliğ etmek üzere gönderilen Peygamberi bir astronom ve Kur'ân'ı da bir astronomi kitabı yerine koymak; işin doğasına aykırı davranmak demektir. Buna göre âyette genelde bütün meselelere yaklaşım şekli, özelde ise Hz. Peygamber’e soru sorma konusu ile ilgili bir uyarı yapılmaktadır.

Bu deyimsel ifadenin nüzûl ortamında örnekleri görülen bir bâtıl inançtan doğduğu rivayetleri vardır. Buna göre, bir Arap ihramlıyken evine arka kapıdan girmeyi erdem sayardı. Âyet, zahiri yönüyle de bu anlamsız geleneği kaldırmıştır.

Kur’an’ın iniş süresince kazandığı anlam genişlemesini dikkate alındığında ayette geçen “takvâ” kavramını “Allah’tan korkmak” yerine, “Allah’ın hükümlerine saygı göstermek ve bu yönde duyarlı olmak” şeklinde kapsamlı olarak yorumlamak daha isabetlidir. Zira Allah’a saygısı olan bu anlamda O’ndan korkan insanın doğru olan her kurala da saygılı olacağı ve böylelikle kurtuluşa ereceği açıktır.

Not: “Sözü söyleyenin, daha önemli hususu terk etmesi nedeniyle kınanması ve daha önemli olanın zikredilmesi” şeklinde tanımlanan Uslûbu’l Hakîm sanatının bir örneği olan bu âyette, hilallerle ilgili sorulan soruya, asıl sorulması gerekenin başka bir husus olduğunu bildiren muhatabın beklemediği bir cevap verilmiştir. Nitekim Ay’ın evreleri gibi astronomiyi ilgilendiren konular peygamberlere sorulacak sorular değildir. Peygamber, Allah’ın âyetlerini tebliğ edip açıklamakla görevlidir.

Kaynaklar:
-Abdurrahman ATEŞ; Anlam Bütünlüğü Açısından Bakara 189. Âyet ile İlgili Bir Değerlendirme, İ.Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi, Güz 2016/7(2) 9-30
-Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 1 Sayfa: 290-292

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
2 Yorum