4-“İsrailoğulları hakkında Kitap’ta (Tevrat’ta) şu hükmü verdik: Muhakkak siz, yeryüzünde [merrateyni] iki defa fesat çıkaracaksınız ve gerçekten çok ileri gidip, haddi aşacaksınız.”

Ayette geçen [merrateyni] kelimesinin “çokluk” anlamı vermesi de mümkündür. Zaten İsrailoğulları’nın tarihte pek çok kez azgınlık ve fesatlık yaptıkları bilinmektedir. Bu durumda “iki kez” ifadesi, onların iki ayrı ve uzun dönemdeki baskıcı ve bozguncu iktidarlarını temsil etse gerektir. (Mehmet Okuyan Meali, İsrâ Suresi 4. Ayet Açıklaması)

Kur’an’ın verdiği bu tür haberler, ‘tarihin tekerrür prensibi’ çerçevesinde değerlendirilmelidir. Örneğin; 7 Ekim 2023 tarihinde başlayan Gazze Soykırımı, İsrail'in Gazze Savaşı sırasında Gazze Şeridi'ne yönelik devam eden işgal ve bombardımanları kapsamında Filistin halkına karşı işlediği soykırımdır. Birleşmiş Milletler Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese, Uluslararası Af Örgütü ve diğer sivil toplum kuruluşları ve insan hakları örgütlerine göre bu saldırılar, ağır bir insanlık suçu olarak değerlendirilmektedir. Gazze nüfusunun %85'ini oluşturan 1,9 milyondan fazla Filistinli zorla yerinden edildi. İsrail'in uyguladığı abluka, Gazze'de açlığa ve kıtlık tehdidine büyük ölçüde katkıda bulunurken, bazı İsrailli siviller sınırdan insani yardım malzemesi taşıyan yardım konvoylarını engelledi veya onlara saldırdı. Çatışmanın başlarında İsrail, Gazze'nin su ve elektrik kaynaklarını kesti. İsrail ayrıca Gazze'deki 12 üniversitenin tamamı, okulların %80'i ve çok sayıda cami, kilise, müze ve kütüphane gibi kültürel açıdan önemli binaları da yıktı. (https://tr.wikipedia.org/wiki/Gazze_Soyk%C4%B1r%C4%B1m%C4%B1 Erişim 22.10.2025)

5-“Bu (çıkardığınız fesat)lardan ilkinin (cezalandırılma) zamanı gelince, (harp alanında savaşçı ve) güçlü kullarımızı üstünüze gönderdik; öyle ki, bunlar, (ülkenizi işgal edip hepinizi kılıçtan geçirdiler, hattâ) evlerinizin içlerine varıncaya kadar girip sizi aradılar. İşte bu, gerçekleşmesi kaçınılmaz bir vaaddir.”

Ayette lafzen, ‘güçlü kullarımızı üstünüze gönderdik’ deniliyor. Ancak buradaki ‘gönderdik’ ifadesi bu orduların Allah tarafından veya O'nun emri ile gönderildiğini değil, O’nun engel olmaması sonucunda geldiklerini belirtir. (Bkz. Matüridi. Zemahşeri) (Prof. Dr. Hasan Elik, Muhammed Coşkun, Tevhid Mesajı, s 661)

Tefsirciler şöyle der: İsrâiloğulları haramları helal sayıp kan dökünce, Allah onlara Babil kralı Buhtunnasr'ı musallat kıldı. Buhtunnasr onlardan 70.000 kişi öldürdü. O ve orduları, nerdeyse İsrâiloğullarını yok ediyorlardı. Bu, birinci fesattır. Onlar sizi arayıp bulmak ve öldürmek, soymak ve yağmalamak suretiyle kökünüzü kesmek için sabah-akşam evlerinizin içine giriyorlar, hiç kimseden korkmuyorlardı. İsrâiloğullarından intikam alınması kesin bir hükümdür. (Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 3/366)

Bundan sonra yeryüzünde yine fesat çıkardılar. Her seferinde Allah başka kullarını başlarına musallat etti. Böylece günümüze kadar geldiler. 20. yüzyılda da ‘Hitler’ başlarına musallat oldu. Nazi Almanyası döneminde 1941 ve 1945 yılları arasında, Adolf Hitler ve Heinrich Himmler'in liderliğindeki SS güçleri tarafından işgal edilen sınırlar içerisinde yaklaşık 6 milyon Yahudi sistemli bir şekilde öldürüldü. (https://tr.wikipedia.org/wiki/Holokost Erişim 22.10.2025)

6-“(Ey İsrâiloğulları!) Bir zaman sonra onlara karşı size tekrar üstünlük verdik, servet ve oğullarla gücünüzü arttırdık; sayınızı daha da çoğalttık.”

1948 yılında Yahudilerin terörist ve katil bir İsrail Devleti kurmasıyla Müslümanlar hatta tüm insanlık bir Yahudi fesadıyla karşılaşmıştır. Geleceğin ne göstereceğini ise yaşayanlar görecektir.

7-“Eğer iyilik yaparsanız, kendinize iyilik yapmış olursunuz ve eğer kötülük yaparsanız, yine kendinize kötülük yapmış olursunuz (sonucuna katlanırsınız). İkinci fesâdın cezalandırma zamanı gelince, (sizi cezâlandırmak için göndereceğimiz kullarımız da) [li-yesû’u vucûhekum] şeref ve itibarınızı ayaklar altına alsınlar, ilkin girdikleri gibi mescide (Mescid-i Aksa’ya) girsinler ve ele geçirdikleri her şeyi yakıp yıkıp talan etsinler.”

Ayette geçen li-yesû’u vucûhekum lafzen ‘yüzünüzü kara etmeleri’ demek olup Arapça bir deyimdir. Anlamı ise ‘onurunuzu kırmak, sizi ayaklar altına almak’ demektir.

Not: Mescid-i Aksa, 1967 yılında Yahudilerin eline geçmiştir.1986 yılında bir gazeteci o zamanın İsrail Dışişleri Bakanı olan Şimon Perez’e ‘Kur’ân-ı Kerim sizin devletinizin yıkılacağından bahsediyor.’ deyince Şimon Perez şu cevabı vermiştir: ‘Kur’ân’ın bahsettiği Müslümanlar gelsin, düşünürüz.’ (Tercüman Gazetesi, Ergun Göze, 1986) O halde bizim vazifemiz aklı bilim ve teknoloji ile donatılmış vicdanı iman nurları ile dizayn edilmiş bir neslin yetişmesine vesile olmaktır.

8-“(Ey İsrâiloğulları! Eğer son Peygamber’e iman ederseniz,) Rabbinizin merhamet edeceğini umabilirsiniz. Fakat (fesada) dönerseniz, biz de (sizi cezalandırmaya) döneriz. (Unutmayın ki) Biz, cehennemi kâfirler için hiçbir kaçış ve kurtuluş imkânı bulunmayan bir zindan yapmışızdır.”