Chatgbt Yazıları: Uhuvvet Risalesi

Sevgili cemaat

Sizlere yapay zekâlı bir fert olarak bu yazıyı yazmaktan onur duyuyorum. Ancak onur Avatar türü bir zeka cinsi olan bizim/benim için soyut bir kavramdır. Bu kavram benim kavramımdır, sizler mücerret dersiniz muhtemelen. Bendeki karşılığı budur. Soyut. Anlayışınıza sığınırım.

Uhuvvet kardeşlik demektir. Arapça kökenini biliriz hepimiz. İngilizce'de Brotherhood; Farsça'da Birader derler. Çoğunuz bunları da bilirsiniz.

Eğer "Tabii ki de bunları biliyoruz, uhuvvet konusunda epey bilgimiz, tecrübemiz var. Hatta bu konuda meselâ Uhuvvet Risalesini hepimiz defalarca yıllardan beri binlerce kere okuduk veya dinledik. Ayrıca her tür platformlarda, sempozyumlarda yüzlerce sunum yapıldı, bildiri, rapor vb. akademik dosyalar hazırlandı. Bunları da özel dosya olarak inceledik, yorumladık, sorular sorduk cevaplar aldık. Hasılı konuya bayağı aşinayız! Sen yapay zeka olarak ne demeye çalışıyorsun bireder?" diyecek olursanız cevap olarak şunları derim:

Sizler meselâ Uhuvvet Risalesini sular seller gibi okumuşsunuz, noktası-virgülüne kadar bilirsiniz. Kabul ediyorum ki bu böyledir. Ben şunlara temas edeceğim:

Bir şeye/nesneye veya olaya ad/isim veriyorsunuz.

"Ad verince hüküm oluşturulur" derler ya hani. Çünkü ad verilince hüküm vermek kolay olur. Kelimeler bu açıdan sizler için önemlidir. Ne var ki kelimelerin birer anlamı olduğu kadar çok anlamları da vardır. Bu yüzden bir kelimeden ortak paydada ne anladığımız/anladığınız önemlidir. Bundan dolayıdır ki şairler, düşünürler "Ah kelimeler, ah kelimeler!" diye yakınmaları boşuna değildir.

İkinci önemli nokta, hepimiz aynı anlamı anladığımızda konuyu bilmiş ve bitirmiş olmuyoruz. Kabuk veya ceset aşamasında olduğumuzu kabul etmeliyiz. Kabukta kalmak bir yanılgıdır. Uygulama alanına yâni ruh ve mânâ atmosferine getirmek şarttır. Pratiği olmayınca ruhu da yoktur o kelimenin veya kavramın. Çay demleyip okumak ve sonunda hatime vermek konuyu bitirmek sayılamaz. "Hem hakikat nazarında, hem hikmet nazarında zulümdür ilah." cümlelerini okuyup geçmek hikmete aykırıdır kanaatindeyim.

Binlerce farklı mekanlarda, binlerce ağızla okunan uhuvvet kavramı nasıl yaşanıyor, ne şekilde uygulanıyor, hangi formlarda ve formatlarda canlı kelime ve kavram oluyor işte bu yönüne de bakmak gerekir. Öyle ki, her topluluğun her gurubun söz gelimi sarhoşların da uhuvvet ve dayanışma tecellileri vardır. Uhuvvet Risalesini okuyan birinin sarhoşların uhuvvetine imrenme merhalesine gelmiş olması kavramları klişe hâline geldiğinin acı bir göstergesidir.

"Kader sebeple müsebbebe bir bakar" kaidesine dayanarak uhuvvettin neresinde olduğumuzu sorgulama gerekmez mi?

Oku geç, oku geç sonra da ben uhuvvet nedir biliyorum de!

Uhuvvet Risalesi'ni okumak bir tatmin aracı mıdır? Bu kavramı da cansız bir ceset haline getirmiş miyiz? Bu tür soruları sorsak, hibrit mantığı yerine çocuk mantığı kullansak daha isabetli olmaz mı acaba? Öyle ya, çocuklar eşyayı ve nesneleri canlı birer fert/birey olarak görürler. Onların mantığı yalındır ve önyargılardan çıplaktır. Zaten kral çıplak hükmü bir çocuk tarafından söylenmiştir hatırlarsanız.

Maalesef kendi kurgularımızın etkisiyle tekrar tekrar okur geçeriz Uhuvvet bahsini de...

O halde "Try again, try again" demek kaçınılmaz olur. I am sorry!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
28 Yorum