Yusuf Kaplan: O ayetin tefsirini Bediüzzaman'da görünce kafayı yedim!

Yusuf Kaplan: O ayetin tefsirini Bediüzzaman'da görünce kafayı yedim!

Araştırdım, araştırdım Bediüzzaman'da görünce kafayı yedim. Ayette kastedilen...

İbrahim Mert-RİSALEHABER

Yazar Yusuf Kaplan, Hadid Suresi 25. ayette geçen "demiri indirdik" ifadesinin tefsirini çok araştırdığını, Bediüzzaman'ın yaptığı yorumu okuyunca anladığını söyledi.

Kaplan, Orhan Karaağaç’ın MyMecra kanalında hazırlayıp sunduğu “Son33” programında medeniyet tasavvuru çalışmalarına dair bilgiler verdi.

Hadid Suresi 25. ayete dikkat çeken Kaplan, "Enzelna Hadid'i en iyi en iyi açıklayan kişi Bediüzzaman oldu. Araştırdım, araştırdım Bediüzzaman'da görünce kafayı yedim. Ayette kastedilen sadece demir olsaydı, sadece maddi güç olsaydı "yerden çıkardık" derdi diyor" şeklinde konuştu.

HADİD SURESİ 25. AYET MEALİ

Celâlim hakkı için, peygamberlerimizi apaçık delillerle gönderdik ve onlarla berâber kitâbı ve mîzânı (adâleti) indirdik ki, insanlar adâleti ayakta tutsun (ve yaşatsınlar)! Hem kendisinde büyük bir kuvvet ve insanlar için (birçok) menfaatler bulunan hadîd’i (demiri, bir ni‘met olarak) indirdik; hem böylece Allah, kendine ve peygamberlerine gıyâben (Allah’ı görmedikleri hâlde îmân ederek dînine) kimin yardım edeceğini ortaya çıkarsın! Muhakkak ki Allah, Kavî (çok kuvvetli olan)dır, Azîz (kudreti dâimâ üstün gelen)dir.

BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ'NİN TEFSİRİ

“Suâl: Deniliyor ki, demir yerden çıkıyor; yukarıdan inmiyor ki اَنْزَلْناَ [İndirdik] denilsin. Neden اَخْرَجْناَ [Çıkardık] dememiş; zâhiren (görünüşte) muvâfık (uygun) görülmeyen اَنْزَلْنَا demiş?

El-cevab: Evvelâ Kur’ân-ı Mu‘cizü’l-Beyân اَنْزَلْنَا kelimesiyle, demirdeki azîm (büyük) ve çok ehemmiyetli ni‘met cihetini ihtâr etmek (hatırlatmak) için اَنْزَلْنَا demiş. Çünki demirin zâtını nazara vermiyor ki, اَخْرَجْناَ desin!

Belki ni‘met-i azîmesini (büyük ni‘met oluşunu) ve nev‘-i beşerin (insan nev‘inin) demire ne derece muhtaç olduğunu ihtâr içindir. Ni‘met ciheti ise ni‘met aşağıdan yukarı çıkmıyor, belki rahmet hazînesinden geliyor.

Rahmet hazînesi ise elbette âlî (yüce) ve yukarı ve ma‘nen yüksek mertebededir. Elbette ni‘met yukarıdan aşağıyadır ve muhtaç olan beşerin mertebesi aşağıdadır.

Elbette in‘âm (ni‘metlendirme), ihtiyâcın fevkindedir (üstündedir). Onun için ni‘metin rahmetten beşerin ihtiyâcına imdâd için gelmesinin hak ta‘bîri, اَنْزَلْنَا dir, اَخْرَجْناَ değildir.” (Lem‘alar, 28. Lem'a)

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
3 Yorum