Yılan ve ısırıkları

Bir curcunadır gidiyor insanlık âleminde…
Enim iniltiler duyulur, en altlarda…
Bir de garip çığlıklar, cinnet geçirmişliğin sembolü olarak.
Ve de en üstte kahkahalar duyulur mutlu azınlıkta.
Bir sistem düşünün ki sadece yüzde yirmisi mesuttur.
Ve aynı sistem ki azınlığın kazanımları zora girdi mi başlar vaveylalar.
Başlar bin bir haksızlıklar.
Malı çalınanın hırsız diye lanse edildiği zaman dilimleri…
Dedik ya haksızlığın bini bir para…
Çünkü rejim sancılıdır.
Çünkü dünya küçülmüş, global patlamalara sahne olmuş.
Çünkü an gelir tepelerde çığ düşer.
Üstler kavga etmeye dursun, fırtına aşağılarda patlar.
Borsa kaybeder faizler yükselir, döviz dışarı kaçar.
Ve olan garibana olur.
Ve olan mazluma olur.
X                         x                             x
Aslında biz millet olarak Türk filmlerine alışmıştık.
Hep mutlu sonlarla biterdi.
Fakat her şey bir sahneyle başladı…
Zira Amerikan yapıtları gişe rekorları kırmaya başlamıştır.
Başrolde Bush'lar vardır.
Oğul Bush babasının bıraktığı yerden devam eder.
Yine kin kusar… Saldırır çoluk çocuk demeden.
Irak semalarında çığlıklar yükselirken, tenis kortunda terini silmektedir Bay Bush:
"Umarım Saddam dersini almıştır" der.
Ve işte bu sahneyi hiçbir zaman unutmadım.
Tüm dünya da unutmadı...
Ve ardından nice insanlık dışı sahneler, nice şeytanı bile kıskandıran
senaryolar…
Evet, Amerikan filmi devam eder.
Saddam ölürken nice Iraklı kara gözlü çocukları da götürmüştü yanına…
Aslında garibime giden ne biliyor musunuz?
Neden Amerika aksırınca dünya öksürüyor ve ardında zulüm kol geziyor ve hiç kimse hiç bir şey demiyor?
Evet, gerçekten bu çağ çok garip.
Oysaki hiç kimse;"Bana değmeyen yılan bin yaşasın" diyemez.
Dünya bir insan haline gelmişse tabiî ki bir ısırık bütün vücudu acıya boğar.
Ve her yılan artık herkesi ısırıyor.
X                             x
Aslında gerçek gariplik nedir bilir misiniz?
İnsanoğlunun açlık kaygısı ve bu kaygı sonucu gelen doyumsuzluk…
Ve doyumsuzluk sonucu gelen adaletsizlik…
Adaletsizlikle gelen zulümler ve bu sebeple arşı alanın hiddeti.
"Küfür devam eder ama zulüm devam etmez" gerçeği…
Lakin Rabbimin sabrı da tüm sıfatları gibi sınırsızdır.
Ve Allah hikmetsiz iş yapmaz.
Elbette ki her ayağa bir ayakkabı her sırta bir gömlek lazım…
Ve de her insana bir vatan…
Ama gel gör ki:"gâhî gurbet vatan olur gâhî vatan gurbetlenir"
Bizler maddi varlıkların hesabını yaparken vatana bir şeyler olduğunun farkında değiliz.
Vatan gurbete dönüyor.
Doğulu bir çocuk yolda geçen batlı arabaların önüne atlar gibi zafer işaretini farkında olmadığı bir kinle şöfürlerin gözüne sokmak isterken, batıda yine bir çocuk mahallelerindeki doğulu bir ailenin
penceresini taşlıyor.
Ve her ikisi de büyüklerine dönüp nasıl bir kahramanlık yaptıklarını böbürlenerek anlatıyorlar.
Ve büyüklerin ise meçhul bir tebessüm yüzlerine dökülüyorsa…
Vatan gurbete dönmüş demektir.
Üstlerin hesabı da tutmuş demektir.
Süper güçler vantuzlarını (kan emme organı) alt sınıf ülkelerin böğrüne saplamış kanlarını emerken, her kan emici böceğin yaptığı gibi bir uyuşturucu madde salgılar ki kanı emilen anlamasın misali bizler
burada bir birimize girer dururuz.
Böylece curcuna devam eder.
Enim iniltiler duyulur, en altlarda…
Bir de garip çığlıklar, cinnet geçirmişliğin sembolü olarak.
Yılan ısırıklarına devam eder.
Çocuklar zafer işaretini yaparken kırdıkları pencerelerin hesabını unuturlar.
Ve Hacıüzeyiroğlu’nun yazısını okurum Risale Haber de…
Ve beni bir sıtma tutar.
Ve gırtlağıma bir yumruk saplanır.
Bir şefkat yelpazesi sarar tüm vücudumu ve tüm duygularımı…
Ve her şeye rağmen geleceğe ümitle bakarım.

[email protected]

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.