Yeni Şafak yazarı Mustafa Kutlu: Ben ilhamla yazan birisiyim

Yeni Şafak yazarı Mustafa Kutlu: Ben ilhamla yazan birisiyim

Allah ömür verirse bu din dili hususunda düşüncelerim var, onları da yazmayı düşünüyorum

Yazar Mustafa Kutlu, "Ben ilhamla yazan birisiyim" dedi.

Mavera Eğitim ve Sağlık Vakfı'nda düzenlenen "Maverada İz Bırakanlar - Çarşamba Buluşmaları"nın bu ayki konuğu Mustafa Kutlu oldu. Kutlu'nun "Anadolu'da Elli Yılın Hikayesi" konulu bir konuşma yaptığı etkinliği Faruk Aksoy ve Ekrem Ayyıldız yönetti.

Aydınımız dindar olmaktan korkar

Yazarlık hayatında kahvehanelerin yerinin çok önemli olduğunu vurgulayarak başlayan yazar Mustafa Kutlu, dolayısıyla Türk insanını yakından tanıdığını belirtti.

"Sevincini Bulmak" romanında bir akademisyen olan Suna karakteriyle ilgili soru üzerine Kutlu, "Bizim aydınımızın şöyle bir problemi vardır. Aydınımız dindar olmaktan korkar. Sanatla ilgili düşüncemi yazdım, söyledim. Sanat bizi bir yere kadar götürür fakat oradan bizim dine teslimiyete intikal etmemiz icap eder. Aksi takdirde mesele, insan olma meselesi hallolmamış olur. Ne kulluk yerine gelir, ne de varlık sebebimiz yerine gelir." ifadesini kullandı.

Tanpınar'ın mimari eserlere ilişkin "Bizim ecdadımız inşa etmiyor, ibadet ediyorlardı" ifadesini anımsatan Kutlu, "Bu şu demektir. Her an, her yerde, her zaman kul olduğumuzun şuurunda olmak icap eder. Bu inşa etmek değil ibadet etmektir. Bu kavranması, yapılması zor ama ideal bir meseledir." açıklamasını yaptı.

"Kapıları Açmak" ve "Uzun Hikaye" kitapları sinema filmine dönüşen Kutlu' sinemayı Karagöz perdesine benzeterek şöyle konuştu: "Sinema ile uğraştım. Sinemayı Karagöz perdesine yakın görüyorum. Çünkü Karagöz'de de bir perde var, bir ışık kaynağı var ve en nihayetinde gölgeler oynuyor. Yani bizim geleneğimizde olan bir şey."

"Din dili hususunda yazma düşüncem var"

Yapılan bir araştırmaya göre dini bilgilerin alındığı kaynaklar arasında ilk sırada ailenin, ikinci sırada cami hocasından alınan bilgilerin geldiğini, televizyon ve radyonun üçüncü sırada yer aldığını belirten Kutlu, "Kendi meselemiz hangi dille, nasıl, nerede anlatılıyor? Bunlar günümüzde çok mühim meselelerdir. Bir şeyi birinden birine anlatmak, bu iletişimle ilgili bir şey. Hikaye de bizim için kadimden beri gelen bir meseledir. Sadece bizim toplumumuzda değil bütün toplumlarda vardır." şeklinde konuştu.

Mustafa Kutlu, Kur'an-ı Kerim'de kıssaların da yer aldığını hatırlatarak, "Allah ömür verirse bu din dili hususunda düşüncelerim var, onları da yazmayı düşünüyorum. Din dili derken ekrandaki dili de konuşmak ve üzerinde düşünmek istiyorum." dedi.

Ben ilhamla yazan birisiyim

Hikaye yazmayı bırakmadığını, yazmaya devam edeceğini söyleyen Kutlu, "Ben dedim ki bu defteri kapattım artık hikaye yazmayacağım. Bu şu manaya geliyor, hani filmlerde 5 dakika ara var ya, onun gibi bir şey. Benim öteden beri düşündüğüm fikirler var. Bu fikirler her ne kadar hikaye kitaplarına girmiş olsalar da daha açık, anlaşılır şekilde anlatma hususunda eteğimdeki taşı dökmek istedim. Bunun için de her çarşamba Yeni Şafak'ta yazmaya başladım bu konuları, yedi, sekiz yazı oldu. 'Hududullah' diye başladı devam ediyor. Ben ilhamla yazan birisiyim, bunları bitirdikten sonra Cenab-ı Allah nasip ederse yeniden hikayeye döneriz." açıklamasını yaptı.

Fert cemaati, cemaat ferdi yetiştirecek

Şahsiyeti ormandaki bir ağaca, toplumu da bu ağaçların bir araya gelmesiyle oluşan ormana benzeten Kutlu, "Fert cemaati, cemaat ferdi yetiştirecek, besleyecek. Bu aileden başlayacak, mahalleden başlayacak, mektepten devam edecek. Toplumdan idareye gidecek, bütün topluma yayılan hak ve vazife denilen meseleler bu çerçevede bizim şahsiyet olmamızı sağlayacak. Dolayısıyla şahsiyet çok önemlidir." şeklinde konuştu.

Tarih boyunca "Hangi İslam?" denilerek tartışmalar yapıldığını fakat bu konuların konuşulmasının getirdiği pek fazla bir şey olmadığını ifade eden Kutlu, "Bizim yolumuz çok açık. Şaşırtmak, sulandırmak, aramızı bozmak isteyenlere fırsat vermemek lazım. Tefrika iyi bir şey değil. Tartış, konuş ne oluyor sonunda, hiçbir şey olduğu yok." ifadesini kullandı.

Kutlu, ateizm ve deizm gibi tartışmaların da küçük bir kesim tarafından gündemde tutulmaya çalışıldığını belirterek, "Lüzumsuz adamların lüzumsuz tezleridir. Bunları ortaya atanlar üç beş kişiyi geçmez. İnsanlar da gerçekten böyle bir şey varmış gibi tartışıyorlar. Sesleri çok çıkabilir ama bunları kale almayın." dedi.

AA

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.