"Yaşlılarımızın huzurevleri çocuklarının evidir"

"Yaşlılarımızın huzurevleri çocuklarının evidir"

​Yaşlıların, Allah’ın dualarına icabet ettiği, ihsan ve ikramına mazhar kıldığı kimseler olduğunu ifade eden İlahiyatçı Mürşid Cevahir, yaşlılara iyi davranılması ve rızalarının kazanılması önemine dikkat çekti.

İslam’ın yaşlıları, modern toplumların aksine bir yük olarak değil, bir rahmet olarak gördüğünün altını çizen İlahiyatçı Mürşid Cevahir, yaşlılığın, Allah’ın ömür verdiği herkesin mutlaka karışılacağı bir süreç olduğuna dikkat çekerek, bu çağa henüz gelmemiş insanların empati yaparak yaşlıları anlamasını ve saygı göstermesini, hukuklarını korumasını, yaşlılara merhametle ve şefkatle davranılması gerektiğini söyledi.

Yaşlılığın kaçınılmaz bir süreç olduğunu belirten Cevahir, “Yaşlılık yüce Rabbimizin yeryüzüne koymuş olduğu bir kanundur, biz nizamdır. İnsanoğlu doğuyor, büyüyor yaşlanıyor ve bu dünya hayatından da göçüp gidiyor. Bu sadece canlılara mahsus bir hadise değildir. Cansızlara da mahsus bir olgudur. Nice memleketin en iyi sarayları, bir zamanların en iyi konakları şu an yıkılmaya yüz tutmuş, bazıları harabe ve viraneye ye dönmüş. Yani onlarda ömrünü tamamlamış. Bu manada da yüce Rabbimiz dünyanın da bir ömrünün olduğunu, her şeyin fani olacağını söylüyor. Yeryüzünde ne varsa hepsinin bir gün fani olacağını söylüyor. Peygamber efendimiz de ‘her derdin devası vardır ancak yaşlanmanın ve ölümün devası yoktur’ diyerek bize yaşlanmanın gerçekliğini beyan etmiştir.” dedi.

“Yaşlılık değişmez bir gerçektir”

Her canlı gibi insanın da doğduğunu, yaşlandığını ve öldüğünü, bu durumun insanoğlunun kaçınılmaz gerçekliği olduğuna işaret eden Cevahir,  “O Allah ki sizi çocukken zayıf ve güçsüz olarak yarattı, sonra da sizi güçlü kıldı, ondan sonra sizi tekrar zayıf, güçsüz ve kuvvetsiz kılıyor. Allah dilediğini yapar.’ diye yine dünya hayatının fani olduğunu ve yaşlılığın değişmez bir gerçek olduğunu bizlere beyan ediyor. Özellikle genel manada yaşlılık olmakla beraber özellikle de aile içerisinde anne ve babamız yaşlandığı zaman bizlere bir takım görevler düşüyor. Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de ‘Sana Rabbin kendisinden başka kimseye kulluk etmemeyi emretti. Aynı zamanda anne ve babaya iyilik yapmayı da emretti ve ona da hükmetti’ diye buyurmaktadır.” ifadelerini kullandı.

“Yaşlılarımıza iyi davranmalıyız”

Bugünün ihtiyarlarının dünün gençleri olduğu gibi bugünün de gençlerinin yarının ihtiyarları olacağına da dikkat çeken Cevahir, “Kur’an-ı Kerim’de yine Rabbimiz, ‘Anne ve babanız sizin yanınızda yaşlanırsa onlara ‘öf’ bile demeyin’ diyerek, bize bir İslami ahlakın esasını beyan ediyor. ‘Öf’ bile dememek yani ‘senden nefret ediyorum, artık seni sevmiyorum, seni istemiyorum,  senden hoşlanmıyorum, senden iğreniyorum’ gibi sözlerdir. Bazen çocuklarımız ‘öf baba veya öf anne’ demesi eğerki anne ve babasına samimiyet ifade eden bir kelimeye dönüşmüşse bu o anlama gelmez. Bu o samimiyetin ifadesi olmuş oluyor. Ama eğer olumsuz manada söyleniyorsa Kur’anı-ı Kerim bunu kesinlikle yasaklanmıştır. Yani ‘istemiyorum, sevmiyorum, sizden nefret ediyorum, ben sizi kabul etmiyorum’ gibi büyüklerimizin bu sözleri duyması onlar için çok üzücü olur.” şeklinde konuştu.

“İslam dininde her gün anneler, babalar ve yaşlılar günüdür”

Kur’an-ı Kerim’de yaşlılara nasıl davranılması gerektiği, onların bu dönemde ilgiye, şefkate ve saygıya her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğuna vurgu yaptığını, onlara karşı oldukça hassas ve ölçülü davranmak gerektiğini, bu minvalde anne ve baba hakkına da dikkat çektiğini belirten Cevahir, şunları söyledi:

“Kur’an-ı Kerim’de Rabbimiz, anne, babamız, bizi İslam dışı şeylere çağırırsa onlara itaat etmememizi ama itaat etmemekle beraber onlara isyan etmemeyi, onları dövmemeyi ve onları sokağa atmamayı da emrediyor. Çünkü anne ve babamız biz çocukken bize nasıl baktılarsa, onlar yaşlanınca da bizler de onlara bakmak zorundayız. Çünkü bu dinimizin bize emridir. Bu anlamda  anneler, babalar ve yaşlılar günü sadece bir gün değildir. İslam’da her gün yaşlılarımız, annelerimiz ve babalarımız için hukuk var. İslam dininde her gün anneler, babalar ve yaşlılar günüdür. Buna da dikkat etmemiz gerekiyor.”

“Allah’ın rızası, anne babanın rızasına, öfkesi de anne babanın öfkesine bağlıdır”

Allah’ın (Celle Celaluhu) insanlara anne ve babasıyla hep iyi geçinmesini emrettiğini belirten Cevahir, “Çünkü dünya hayatı içerisinde anne, babamızla iyi geçindiğimizde yüce Rabbimizin rızasını kazanmış ve cennetine girmiş olacağız. Peygamber efendimiz bu minvalde ‘Rabbin rızası, anne babanın rızasına, öfkesi de anne babanın öfkesine bağlıdır’ buyurmaktadır. Yani onlara hizmet etmek, sokağa atmadan, evin bir direği gibi evin baş köşesinde oturtarak ve onlara gereken hizmetlerini ve temizliğini yaparak, onlar mutlaka sevmediğimiz ve hoşlanmadığımız şeyleri talep edecektir. Ama biz onlara sabrederek, onları evlerimizin başköşesinde tutup, onlara gereken hizmetleri ve temizliklerini yaparsak Rabbimizin cennetine gideriz.” diye konuştu.

“Yaşlılarımızın huzurevleri çocuklarının evidir”

Yaşlıların huzurevine terk edilmesinin doğru olmadığını belirten Cevahir, “Yaşlılarımızı hemen bir kaç hatası ve yanlışından dolayı huzurevlerine terk etmeyelim. Huzurevlerini yaşlılarımızın hapishanesine çevirmeyelim. Çünkü onlar evimizde bizim için berekettir. Onların bize bakışları, evin içerisinde bize olan duaları, Rabbimizin bizim için en büyük nimetlerinden birisidir. Çünkü onların duaları sayesinde belki evimiz ayakta duruyordur. Onların evlerimizin içerisinde dua etmesi, bereket duaları yapmaları, evlerimizin içinde onların görüntüsünün olması bile bizim için büyük nimetlerden birisidir. Canımız sıkıldığı zaman ve kaldıramadığımız zaman hemen onları huzurevlerine terk etmeyelim. Yaşlılarımızın huzur evleri çocuklarının evidir. Nasıl bir çocuğun huzurevi anne kucağıy ise bir yaşlının da huzurevi oğlunun kucağıdır, oğlunun, kızının evidir. Yaşlılar evimize bereketin inmesine vesile olurlar. Biz bu bereketi terk etmeyelim.” diye belirtti.

“Yaşlılarımıza saygı ve sevgi de kusur etmemeliyiz”

 “Yaşlılarımızın rızasını kazanmaya çalışmalıyız” diyen Cevahir, “Onlara bize yanlışta yapsalar onlara çocuk gibi davranmalıyız. Nasıl ki çocuklarımız bize aykırı davranıyor ve bize her şeyi yaptırıyorlarsa anne ve babalarımızda aynı şekilde davranmalıyız. Çünkü bu şekilde onların duasını ve rızasını alırsak, Rabbimizin de rızasını almış oluruz. Çünkü peygamber efendimiz ‘Rabbin rızası, anne babanın rızasına bağlıdır’ buyurmaktadır. Anne ve babamızı razı ettiğimiz müddetçe Rabbimizde bizden razı olacaktır. Rabbimiz bizden razı olursa cennete koyacaktır. Yaşlılarımız bizim imtihanımızdır. Eğer onlara İslam dininin gerektirdiği şekilde davranırsak cennete girmemize vesile olurlar. Eğer ki onlara İslam dininin emrettiği şekilde davranmazsak, bizim cehenneme gitmemize, ateşe girmemize sebep olurlar. İşte bu anlamda dikkatli olmalıyız. Onlara saygı ve sevgi de kusur etmemeliyiz. Büyüklerimize ve yaşlılarımıza saygı ve sevgi göstermeliyiz.” dedi.

İLKHA

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.