Yaratılış ve güzellik

“Hem O’dur ki gökleri ve yeri altı günde yarattı, bundan önce ise arşı su üstünde idi. Bu kainatı yaratması sizden hanginizin daha güzel işler yapacağını ortaya koymak içindir.” (Hud, 7)

“Hanginizin daha güzel iş ortaya koyacağını denemek için ölümü ve hayatı yaratan O’dur.” (Tebareke, Mülk  2)

“Biz yeryüzünde bulunan herşeyi güzel yarattık, süsledik. Bunu insanlardan kimin daha iyi ve güzel iş gerçekleştireceğini ortaya koymak istedik.” (Kehf, 7)

Kur’an’da tekrar edilen bir imaj veya ayet var. “Liyebluvehum eyyuhum ahsenu ‘amelâ.” Bediüzzaman bu ifadeyi 17. Söz’ün başında nakleder. Metnin girişinde bayram, şehrayin, garaib-i nukuşla süslendirmek, mehasin, temaşagah geçer. Bu müteradif kelimeler, Üstad’ın çok zengin kelime hazinesidir. Yukardaki ayette “Zîneten lehâ” diyor. “Ahsenu ‘amelâ.” Bunlardan güzellik kaynaklı kelimeler.

Kant, Hegel, Schopenhavr daha başkaları güzelliğin ciddi felsefesini yapmışlar. Üstad ile karşılaştırılabilir yorumları var. Türk aydını bu adamları tanımadı, bunları sanatımıza miyar yani ölçüt yapamadılar. Politize olmak Türk eğitiminin ana saçmalığı. Orta okul hocası sınıfa girer, ilk yaptığı çocukları politize etmektir, o aklınca hazine dağıtır çocuklar da tenekeden bir hazineye düşerler ama vakti gelirse boşluğu anlarlar ama eyvah ömrüm siyasi dedikodularla geçti diyemez.

Iğdır’da çocukların sınavlarını okuyorum. Öğrenciler “hocam sizi tanıyamamışız” diyorlar. Demek iğfal edilmişler. Bu çorak memlekette hepsi bizim çocuklarımız. Güzel bilgiler öğretmek istiyorum ama yanımda bir yok ki onbir olalım. Küçük hesaplar... En güzel şey öğrenmek ve öğretmek çünkü dünya bir mektep. Bediüzzaman “siyasetten Allah’a sığınırım” demiş. Çünkü yersiz siyaset bilgisi insanları sonsuz bir afaka atar ve boğar, daha adam çıkmaz.

Osmanlı tarzı eğitimde politize olmak yok ama yeni bir dönem kurunca partiler ortaya çıkmış. Bölünme o günden başlamış sonra ideolojik partiler ortaya çıkmış herkes bir taraf ve işte bertaraf. Herkes vatanı kurtarıyor vatan her gün geri gidiyor. Bir tane memleketin nereye gittiğini görüp sancılanan yok. Bir tek adam ağlamış, ağlamış. “Ankara’da beşyüz talebem var beş kişi ile çalışıyorum” diyor. Namık Kemal yeni şeyler yeni insanlar ortaya çıkarmış felsefesi büyük ama eğitim anlayışı yok. Olsun bağıra bağıra da olsa yadellerde vatanı için ölmüş, Hacca giden karınca misali.

***

Murabba

Sıdk ile terk edelim her emeli her hevesi,
Kıralım hâil ise azmimize ten kafesi;
İnledikçe eleminden vatanın her nefesi,
Gelin imdada diyor, bak budur Allah sesi!

Bize gayret yakışır merhamet Allah'ındır;
Hükm-i âtî ne fakîrin ne şehinşâhındır;
Dinle feryadını kim terceme-i âhındır
İnledikçe bak ne diyor vatanın her nefesi...

Mahv eder kendini bülbül bile hürriyet içün;
Çekilir mi bu belâ âlem-i pür mihnet içün?
Dîn içün, devlet içün, can çekişen millet içün,
Azme hâil mi olurmuş bu çürük ten kafesi?

Memleket bitti, yine bitmedi hâlâ sen, ben,
Bize bu hâl ile bizden büyük olmaz düşmen;
Dest-i a'dâdayız Allah içün ey ehl-i vatan;
Yetişir terk edelim gayrı hevâ vü hevesi!...

***

Bediüzzaman ne diyor. “Beş yüz senedir yattığınız yeter.” İkisi de ülküsüzlükten şikayetçi. Şu şiiri oku otur ağla, halimize ağla. İçkiden öldürülmüş bir adamın Muhiddin-i Arabi ayaklarını öpmüş, garipseyenlere de “hiç olmazsa uğruna ölecek bir şey bulmuş“ demiş. Yavuz Sultan Selim;

Milletimde ihtilaf u tefrika endişesi
Kûşe-i kabrimde hatta bî-karâr eyler beni
İttihadken savlet-i a’dâyı def’a çaremiz
İttihad etmezse millet dâğdâr eyler beni” demiş.

Akif ağlamış. “Ey millet cehline kurban gidiyorsun” demiş. Süleyman Nazif evin merdivenlerinden çıkarken üzgündür, babası Said Paşa sorar “Süleyman neden üzgünsün.” “Baba Namık Kemal öldü” der. Babası “millet dedi millet dedi millet dedi gitti” der.

Abisi, sabisi, herkes “git evinde yat ne rahat” diyor. Bir tane gayret ve çalışmayı özendiren yok. Koro halinde rahat, yatağa bat, ordan toprağa yat. Ruhsuzluk umumi hastalık.

Bediüzzaman bayram kelimesini asırlara, senelere muhit bir şekilde anlatmış. Bu 17. Söz en estetik eserdir, kime anlatayım.

Her yer karanlık diyor makber şairi. Bu estetik ayeti nasıl çok yönlü bir boyutla anlatmış hayret ne hayret. Seçtiği kelimeler insanın dünyada güzellikleri seyredip güzel işler yapması gerektiğini anlatıyor, mehasinleri görerek, temaşa ederek şehrayini izleyerek. Şu cümle ne diyor seyredecek bir keyfiyette yaratılmış. “İstifade etmeye muvafık ve havas ile mücehhez bir cesed giydirir.” Güzelliklerden anlayan bir şekilde donatılır. “Güzelliğin bütün envaını seyreden insan gözü” der. Estetik pencere. “Göz bir hassedir ki ruh bu alemi o pencere ile seyreder” der.

Sonra bayramı anlatır.

“Hem zaman ve mekân cihetiyle pek geniş olan o bayramı asırlara, senelere, mevsimlere, hattâ günlere, kıt'alara taksim ederek herbir asrı, herbir seneyi, herbir mevsimi, hattâ bir cihette herbir günü, herbir kıt'ayı, birer taife ruhlu mahlûkatına ve nebatî masnuatına birer resmigeçit tarzında bir ulvî bayram yapmıştır.

“Ve bilhassa rû-yi zemin, hususan bahar ve yaz zamanında, masnuat-ı sağirenin taifelerine öyle şaşaalı ve birbiri arkasında bayramlardır ki, tabakat-ı âliyede olan ruhaniyatı ve melâikeleri ve sekene-i semâvâtı seyre celb edecek bir cazibedarlık görünüyor. Ve ehl-i tefekkür için öyle şirin bir mütalâagâh oluyor ki, akıl tarifinden âcizdir.”

Yahya Kemal, Akif, Tecer bayram kelimesini anlatırlar genişlik getirirler. Bir de Bediüzzaman’a bak. Yüz yıl geçti Bediüzzaman ders kitaplarına, edebiyat kitaplarına giremedi. Kürtten Türkten yukarı çıkamadık, hem devlet hem de biz.

Demirel, “bu anarşiyi yüz günde durdurmasam” demiş. “Efendim yazıyorum” demiş birisi. Altını çiz, sonra anarşi yine devam etmiş. Biri “efendim yüz günde bitireceğim demiştiniz, hem de altını çizin demiştiniz” deyince. Demiral, “şimdi de üstünü çiz” demiş. Ne desin baba yukarda kavga aşağıda kavga yediğimiz bu ebedi ayva.

En güzel metin gündelik cereyanlarla değerini kaybetmeyendir. İşte Bediüzzaman ve bu 17. Söz, modası geçmez.

Yaratılış ve güzellik dedik daha bir ayette kaldık devamı sonraki yazdığımızda…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.