‘Yakîn’e yakın olmak

Kavram ifade eden kelimelerin lügat karşılığını bilmekle ifade ettiği mânâ ve mesajı anlamak farklı şey şüphesiz…

“Yakîîîn” kelimesi de sadece bir kelime değil, ifade ettiği mânâ itibarıyla büyük bir parantez içine sığmayacak kadar derin mesaj ifade eden bir kavramdır.

“Yakîîîn” i Anlamaya kavrama, hissiyatımı paylaşma adına mülâhazalarımı kelimelere dökmeye çalıştım. İlgi duyanların yorum, katkı ve desteklerini istirham ederim.

İlmelyakiiin…Aynelyakiiin…Hakkalyakiiin…” kavramları ile ilgili “yakiiin”. Yazılış biçimine takılmadan cümle içinde kullanılması, ihtiva ettiği mânâ ve mesaj üzerinde duralım istiyorum.

“Yakiiin” Allah’a “yakın” olmak olarak da  ifade edilebilir. Istılahtaki ifadesini “kurbiyet” olarak biliyoruz. Bu da ayrıca derin bir mesele…

Yakın ve uzak olmanın ölçme birimi metre veya katlarıdır. Yalnız “Yakiiin” meselesi metre ile ölçülemediğinden müşkül bir mesele…

Bilindiği üzere, imanın hayata tam olarak hayat olması hususu “Yakiiin”le ilgilidir. “Yakiiin” ile “yakın” kelimesi bir birine yakın kavrama. Zaten “yakiiin” den türetilmiş bir kavramdır. Fiziki ve cismani yakınlık metre ile ölçülürken bu yakınlık “Hakka yakınlığı” yani “kurbiyeti”  ifade etmek için kullanılıyor.

“Yakiiin”nin göstergeleri

1.“Demek, insan bu âleme ilim ve duâ vâsıtasıyla tekemmül etmek için gelmiştir. Mahiyet ve istidad itibâriyle her şey ilme bağlıdır. Ve bütün ulûm-u hakikiyenin esâsı ve mâdeni ve nuru ve ruhu, mârifetullahtır. Ve onun üssü’l-esâsı da imân-ı billâhtır.”

“Yakiin” ile hakka yaklaşmanın diğer bir ifadesi “marifetullah” tır.

İman-ı billahtan sonra başlayan bir süreçtir. Tasavvuf terminolojisindeki adı “seyr-i sülûk”tur.

Seyr-i süluk” yani “şuurlanma” süreci… Başka bir deyimle “farkındalık”tır

“Farkındalık” veya şuurlanmanın tasavvuf dilindeki “seyr-i süluk” meselesine mesafeli durmak “yakiiin” meselesinden uzaklaşmak demektir.

İnsan ilimle taammül ve tekemmül etmekle mükellef olduğunun farkında oluşu “seyr-isüluk” sürecinin aşamalarıdır.

“Mahiyet ve istidad itibâriyle her şey ilme bağlıdır. Ve bütün ulûm-u hakikiyenin esâsı ve mâdeni ve nuru ve ruhu, mârifetullahtır. Ve onun üssü’l-esâsı da imân-ı billâhtır.”(Sözler, 23. Söz)

2.İman-ı billah ve marifetullah mertebesinin derecesini ifade etmenin bir başka deyimidir “Yakiiin”

Yunus Emre’nin sözü de dillerimizde kelam-ı kibar olan aşağıdaki beyitten çıkan mesaj da “seyr-i süluk” un bir başka ifade ediliş biçimi.

 “İlim ilim bilmektir./İlim kendini bilmektir.

Sen kendin bilmezsen/ Bu nice okumaktır”(Yunus Emre)

3.“İmân tevhidi, tevhid teslimi, teslim tevekkülü, tevekkül saadet-i dâreyni iktizâ eder (Sözler, 23. Söz)

“İman, Tevhid, Teslim ve Tevekkül” ile marifette mertebe münasebetini ve aynı zamanda “yakiiin” le münasebetine dikkat…

Köyün birinde caminin imamı teslim ve tevekkül anlatmış. İhlas ve samimiyetle “Bismillah” deyip nehre basıp gitseniz “biiznillah” deyip suya adım atsanız batmazsınız demiş.

Cemaatten safi kalp birisi nasihate itibar ederek köyün ortasından geçen çay üzerinde köprüden geçerek camie gelirken o vaazdan sonra “Bismillah “ deyip karşıya suya batmadan geçerek gelip gitmeye başlamış. Bu safi kalpli adam bir gün hocayı evine davet etmiş. Beraber çayın kenarına gelmişler köylü önden “bismillah” deyip suya batmadan karşıya geçmiş. Arkasına bakmış ki, hoca tereddüt etmiş bekliyor. Cesaret edip suya basıp geçememiş. Yani tevekkül ve teslim testinden geçememiş.

Teslim ve tevekkül zerre kadar tereddüt etmemek tam itikat demektir. Böyle bir teslimiyette kimler testten geçebilir?

4.“Yakiiin” göstergelerini anlamaya devam ediyoruz.

Kırk sene ömrümde, otuz sene tahsilimde yalnız dört kelimeyle dört kelâm öğrendim;” diyor Bediüzzaman.

“Mânâ-yı harfî… Mânâ-yı ismî… Niyet… Nazar (Mesnevi-i Nuriye)

Marifetullahta veya “yakiiin” meselesinde ilm-i ledünden süzülmüş hikmetin özü bir ifade, mânâ-yı harfî, mânâ-yı ismî, niyet, nazar.

Her hadise ve eşyaya mânây-ı harfi nazarıyla bakmaya niyet etmek…

5.Diğer bir gösterge:

“Acz, fakr, şefkat ve tefekkür” tariki. “Yakiiin”i bir başka şekilde ifadesidir.

Evet acz ve fakr bir farkındalıktır. İnsan aczinin farkında olduğunda Allah’(cc) kudretinin sonsuzluğunu derk edebilir. Tefekkürle de farkı fark etmek mümkün olur.

“Yakiiin” veya marifette mertebeler velayet makamlarıyla ile ayrılır.

6.“Velayet-i suğra… Velayet-i vusta… Velayet-i Kübra…” sırlamasında; küçük orta büyük kelime karşılıklarından anlaşılacağı için arife tarif gerekmez.

Bir de “Veraset-i nübüvvet sırrı” var ki,  “Velayet-i Kübra” ya eşdeğer veya daha yüksek bir makam olarak biliyoruz. Yanılma ihtimali var…

“Veraset-i nübüvvet sırrı” nı ne kadar idrak edebiliyoruz? Ansiklopedik bilginin ne kadar ötesine geçebiliyoruz. Bu da “yakiiin” i ne kadar anladığımıza bağlı…

 “Cenab-ı hakka vasıl olan tarikler çoktur”  diye başlayan derste Bediüzzman Risale-i Nur’un hakka ulaştıran yolu, yukarı da bahsi geçen “Acz, Fakr, Şefkat Tefekkür” yoldur diyor. İzahını 29. Mektup veya 26. Sözün zeyillerinde var.

Nasılı tartışmadan vasıl olmayı dert edinmek asıl olan. Tarikat zamanı değil deyip arayıştan yolculuktan kaçınmak mazeret olamaz.

Eğer iman hayata hayat olmamışsa pratikte aksaklıklar oluyor.

Her mü’minin her sıfatının mü’min olmayaışı, Müslümanların İslâm’ın ruhu ile bağdaşmayan akıl almaz hatalarının temelinde “yakiiiin” de sorun var demektir.

7.İlimde iz’n-ı kalb olmazsa cehildir. İltizam başka itikat başka”(Lemaat)

İtikada terfi eden ilim “yakiiiin”de Hakka yaklaştırıyorsa hakiki ilimdir.

“Yakiiin” sorunu her davranışı sorunlu ve riskli hale dönüştürebilir.

İnsanlar helak oldu âlimler hariç, âlimler helak oldu ilmiyle amel edenler hariç, onlar da helak oldu ihlaslı olanlar hariç…. ” diye bildiğimiz hadis meâlinden “ihlas”ın olmazsa olmaz şartını öğreniyoruz.

8.Allah(cc)ı bilme meselesi (Marifet-i Sani) de eksiklik hayatın her alanında risk demektir. Nice ilim erbabı, kariyer sahibinden, sosyal statüdeki prestijine bakarak büyük bilinen insanlardan umulmadık beklenmedik hataların zuhurunda sebep olarak yanlış adresler gösterilir. Yine asıl mesele ”yakiiin”dendir.

9.Risale-i Nur bu meseleyi teorisini de pratiğini de halletmiş. Denizli hapsinde birden fazla adamı öldüren adamların tahta kurusunu öldürmekten çekinmeleri örnek olarak yeter…. Binlerce benzer örnekleri var.

Risaleyi tanımak ve okumak meseleyi halletmiş saymak gibi bir yanılgıyla kapılma riski var.  İmtihan sırrını unutmamak gerek ve şart. Gerek şart yerine geliyor ama bazen yeter şart yerine gelmiyor. Yine arızalar zuhur edebiliyor.

Bütün külliyatı defalarca tarayıp hatmedip de davranışlarında umulmadık hatalar yapanın mutlaka “yakiiin”inde sorunu var demektir. İlmine güvenmek, ucb sayılabilecek yanlış “özgüven”… Daha çok sebepler sayılabilir. Şifre aynı;”yakiiin”

10.İstatistik veriler bilgi değildir. Anlam yüklenen veri bilgi olabilir. Hayata katma değer katmayan bilginin de anlamı yoktur.

İlim maluma tabidir ama, her malumat ilim değildir. Veri mesabesindeki malumat çör çöp kabilinden atık malzeme sayılır

Marifette mertebe için “Hakkal yakiiin” derecesini hedefleyen bir külli bir niyetle arayış içinde olmak lazımdır. Tarifi yapılmaz belki yaşanır…

11.Saff-ı evvel ağabeylerimizden Merhum Mustafa Osman ağabeyi ısrarla tekrar ettiği bir hayat ölçüsü “Ben adamın hocalığına, nurculuğuna, şununa bununa baklam. Muamelatına bakarım” diyor. Bu sözü O’nunla özdeşleşmiş olduğunu söyle tanıyan bilenler.

“Yakiiin” meselesinde sorunu olanın hayatının her sahasındaki muamelatı da sorunlu oluyor vesselam…

12.Diyanet İşleri Başkanı Muhterem Prof. Dr. Mehmet Görmez’in sözü  “İlmimiz arttı ama âlimlerimiz azaldı” sözü dikkat çekiciydi. “Bilge insanlar” toplantısında ilim, hikmet ve marifet konusunda çok harika bir değerlendirme yapmışlar.

Eğer “yakiiin” meselesini halledebilirsek ferdi ve sosyal çok sorunların halledileceğine inanıyorum.

13.Namazdaki huzur ve huşu göstergelerden birincisi… Hz. Ali(ra) bacağındaki hançerin namaza durunca çıkarılmasını istemesi… Huzurda iken dünyaya izole olmak… Muamelelerde, yani hayat pratiğinde ilmiyle amel etmek ihlas-ı etemme muvaffak olabilmek…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
6 Yorum