'Yahudileri ve Hıristiyanları dost edinmeyin' ayetinin tefsiri şudur

'Yahudileri ve Hıristiyanları dost edinmeyin' ayetinin tefsiri şudur

Yahudi ve Nasara ile muhabbetten Kur’ân’da nehiy vardır. Nasıl dost olunuz dersiniz?

Risale Haber-Haber Merkezi

(Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin Münazarat adlı eserinden bölümler)

Sual: Yahudi ve Nasara ile muhabbetten Kur’ân’da nehiy vardır. 

1 لاَ تَتَّخِذُوا الْيَهُودَ وَالنَّصَارٰى اَوْلِيَآءَ Bununla beraber nasıl dost olunuz dersiniz?

Cevap: Evvelâ: Delil kat’iyyü’l-metîn olduğu gibi, kat’iyyü’d-delâlet olmak gerektir. Hâlbuki tevil ve ihtimalin mecâli vardır. Zira, nehy-i Kur’ânî âmm değildir, mutlaktır; mutlak ise, takyid olunabilir. Zaman bir büyük müfessirdir; kaydını izhar etse, itiraz olunmaz. Hem de hüküm müştak üzerine olsa, me’haz-ı iştikakı, illet-i hüküm gösterir. Demek bu nehiy, Yahudi ve Nasara ile Yahudiyet ve Nasraniyet olan âyineleri hasebiyledir.

Hem de bir adam zâtı için sevilmez. Belki muhabbet, sıfat veya san’atı içindir.

Öyleyse her bir Müslümanın her bir sıfatı Müslüman olması lâzım olmadığı gibi, her bir kâfirin dahi bütün sıfat ve san’atları kâfir olmak lâzım gelmez. Binaenaleyh, Müslüman olan bir sıfatı veya bir san’atı, istihsan etmekle iktibas etmek neden câiz olmasın? Ehl-i kitaptan bir haremin olsa elbette seveceksin!

Sâniyen: Zaman-ı Saadette bir inkılâb-ı azîm-i dinî vücuda geldi. Bütün ezhânı nokta-i dine çevirdiğinden, bütün muhabbet ve adaveti o noktada toplayıp muhabbet ve adavet ederlerdi. Onun için, gayr-ı müslimlere olan muhabbetten nifak kokusu geliyordu. Lâkin, şimdi âlemdeki bir inkılâb-ı acîb-i medenî ve dünyevîdir. Bütün ezhânı zapt ve bütün ukûlü meşgul eden nokta-i medeniyet, terakki ve dünyadır. Zaten onların ekserisi, dinlerine o kadar mukayyed değildirler. Binaenaleyh, onlarla dost olmamız, medeniyet ve terakkilerini istihsan ile iktibas etmektir. Ve her saadet-i dünyeviyenin esası olan asayişi muhafazadır. İşte şu dostluk, kat’iyen nehy-i Kur’ânîde dahil değildir.

1)“Yahudileri ve Hıristiyanları dost edinmeyin.” Mâide Sûresi, 5:51.

Devam edecek

ÖNCEKİ BÖLÜMLER

Şu eserlerim Kürt olduğu gibi, aynı halde Türk, aynı vakitte Araptır

Size beğendirmek için değil, hakka hizmet için yazdım

Kürt aşiretleri ile yaptığım ders siyaset doktorlarına yardım eder

Yalnız Kürdistan’a değil âleme bağırarak müjde veriyorum ki

İstibdat İslâmiyeti zehirlendirir dalalet gruplarını doğurur

Bu sistem herkesi bir padişah hükmüne getiriyor

İstibdadın çirkinliğine, meşrutiyetin iyiliğine delilim şudur

Zulüm, belki kafanızdaki cehâletin zulmetindendir

Vahşet ayıları, cehâlet ejderhası, husumet kurtları

Yeis, aczden gelir. Yeis, mâni-i herkemâldir

Teşebbüssüz tevekkülünüz Allah'a karşı inat demektir

Meşrutiyet hükûmete düştüğü vakit...

Ey Kürtler! Sizin bey ve ağa, hatta şeyhleriniz dahi...

Cehâletimizin silâhıyla, asıl bizi mahveden...

Beyler, ağalar, müteşeyyihler iki kısımdır farkları şudur

İşte böyle yapana 'büyük adam' denir

Şeriat zemine nüzûl etti ta ki insanın yüzünü ak etsin

Ruh-u meşrutiyet şeriattandır; hayatı da ondandır

Onlar namazı kılıyordu, kıbleyi tanımıyordu

Şeriatı isteyenler iki kısımdır

Hıristiyan ve Yahudi milletvekillerinin oylarının şeriatta ne kıymeti var?

Merhamet dilencileri ya haksız veya tembeldirler

İslâmiyet güneş gibidir, üflemekle sönmez!

Başkasına itimat etmeyen nefsiyle teşebbüs eder

Dininden korkan adamın, dinde hissesi örümcek ağı gibidir

Eğer, Mehdi gelecekse hemen gelmeli

Cehalet ağa, inat efendi, garaz bey, intikam paşa, taklit hazretleri, mösyö gevezesi

Her söylenen sözün kalbe girmesine yol vermeyiniz

Bir müfside de hüsn-ü zan edebilirsiniz. Delil ve âkıbete bakınız!

Çok iyiler var ki, iyilik zannıyla fenalık yapıyorlar

Bunu ezber edebilirsiniz: Eski hâl muhal; ya yeni hâl veya izmihlâl

Bu devletin dini, din-i İslâmdır

Din saadetin ziyasıdır, hissin ulviyetidir, vicdanın selâmetidir

Hürriyet, âdâb-ı şeriatla edeplenmeli ve süslenmeli

Ey Türkler ve Kürtler! İnsaf ediniz!

Sizde olanı yarı hürriyettir, diğer yarısı başkasının hürriyetini bozmamaktır

İnsana karşı hürriyet, Allah’a karşı ubudiyeti intaç eder

İman ne kadar mükemmel olursa, o derece hürriyet parlar

Veliye, şeyhe ve büyük bir âlime karşı nasıl hür olacağız?

Bediüzzaman, Rum ve Ermenilerin hürriyeti hakkında ne düşünüyor

Yine esir Kürtler ve Türkler idi

Hürriyet fikri alem-i İslamda öyle bir inkılap yaptı ki

Devletimizi parça parça etmek için ağızlarını açmış olan o müthiş yılanlara ne diyeceğiz?

Gayr-ı müslimlerle nasıl eşit olacağız?

Ermeniler ile nasıl dostluk üzerinde ittifak edeceğiz?

Beşi geveze birkaç tanesi de zevzek