Yâ Rabbî! Bunları kıyamete kadar esrar-ı Kur'âniye ile meşgul eyle

Yâ Rabbî! Bunları kıyamete kadar esrar-ı Kur'âniye ile meşgul eyle

Günün Risale-i Nur dersi

Bismillahirrahmanirrahim

Aziz, sıddık kardeşlerim,

Cenâb-ı Erhamürrâhimîne hadsiz şükür olsun ki; bu acip zamanda ve garip yerde, talebe-i ulûmun kıymetli şerefini ve ehemmiyetli hizmetlerini kazanmayı sizler vasıtasıyla bizlere de müyesser eyledi.

Ehl-i keşf-i kuburun müşahedesiyle, müteaddit vâkıatla, tahsil-i ulûm ânında vefat eden bazı müştak ve ciddî bir talebe-i ulûm, şehidler gibi kendini hayatta ve kendi dersiyle meşgul görüyor. Hattâ meşhur bir ehl-i keşf-i'l-kubur, vefat eden ve ilm-i sarf ve nahvi okuyan bir talebenin kabrinde Münker, Nekir'e nasıl cevap verecek diye murakabe etmiş. Ve müşahede edip işitmiş ki, melek-i suâl, ondan sordu. "Men Rabbûke? Senin Rabbin kimdir?" dediği zaman, o nahv dersiyle iştigal ederken vefat eden talebe, o meleğin cevabında demiş: "Men mübtedâdır, Rabbûke onun haberidir." Nahiv ilmince cevap vermiş, kendini medresede zannetmiş.

İşte bu vâkıaya muvafık olarak, ben merhum Hafız Ali'yi aynen hayattaki gibi Risale-i Nur'la meşgul olarak en yüksek bir ilimde çalışan bir talebe-i ulûm vaziyetinde ve tam şehidler mertebesinde ve tarz-ı hayatlarında biliyorum ve o kanaatle ona ve onun gibi Mehmed Zühtü'ye ve Hafız Mehmed'e bazı dualarımda derim: "Yâ Rabbî! Bunları kıyamete kadar Risale-i Nur kisvesinde hakaik-i imaniye ve esrar-ı Kur'âniye ile kemâl-i ferah ve sevinçle meşgul eyle. Âmin. İnşaallah."

Bediüzzaman Said Nursi
Şualar