Vücudun 10'da 9'unu kaplayan organı tanıyor musunuz?

Vücudun 10'da 9'unu kaplayan organı tanıyor musunuz?

Hangi organımızı unuttuk? Bilmediğimiz bir şeyi unutmak mümkün değil elbette.

Organ isimlerini bilsek dahi her organın ne işe yaradığını bilemeyebiliyoruz. Ama organ unutulur mu demeyin? Unutulmuş organ derken, sanal organı, yani yararlı bakteri topluluğunu kastediyoruz. Kendisi son 10 yılda keşfedildi. Sadece mikroskopta görünüyor ama bakmayın küçük olduğuna aslında boyundan büyük işler yapıyor.

1900’lü yılların başında Metchnikoff isimli Rus bilim adamı Kafkaslar’daki insanların neden uzun yaşadığını araştırırken, bu insanların mayalanmış süt ürünlerini çok tükettikleri ve bu nedenle bağırsaklarında yaşayan yararlı bakterilerin arttığını gösterdi. Bilim dünyası ilk kez bağırsak bakterileri kavramıyla burada tanışıyor. Tam bu dönemde penisilinin keşfi ve antibiyotik kavramının tanınmasıyla yararlı bakteri fikrinden uzaklaşılırken tüm bakteriler sanki düşman gibi görülmeye başlanıyor. Probiyotikler bu yararlı bakterilerden labaratuvar ortamında elde edilenlerden biri ve en popüler olanı. Bağırsaklarda mevcut olan probiyotiklerin çeşitli hastalıklarla miktarları azalıyor. Bu nedenle nimetlerinden faydalanamıyoruz. Unutulmuş organımız yararlı bakterileri; Probiyotik Derneği Başkanı ve Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Bilim Dalı’ndan Prof. Dr. Tarkan Karakan ile konuştuk.

İnsanın onda dokuzu bakteri
Bir insana baktığımız zaman o kişinin sadece onda biri insan ve onda dokuzu ise bakteridir. Bu kadar büyük bir canlı varlığının vücudumuzda sağlık ve hastalığa etkileri ihmal edilmiştir. Hipokrat binlerce yıl önce şöyle demiş: “Bağırsaklarınız sağlıklı ise siz de sağlıklısınız.” Bu durumu modern tıp son yıllarda tekrar keşfediyor. Doğumdan itibaren bağırsaklarımıza ilk yerleşen bakteriler yararlı bakteriler.

Doğum şekli ve anne sütünün etkisi
Sezaryenle doğan bebeklerin bağırsaklarına hastane ortamının, doktorun ve hemşirenin elindeki zararlı bakteriler yerleşebiliyor. Normal doğumda ise annenin doğum kanalında yararlı bakteri olduğundan bu bakteriler bebeğe geçiyor ve anne sütü aldığında da bu etki pekişiyor.

Dolayısıyla normal doğum ve sonrasında vakit kaybetmeden anne sütü vermekle hayat boyu büyük bir avantaj elde ediliyor.

Bakteri dengesi nasıl bozuluyor?
Yediklerimizin içeriği ile özellikle lif açısından fakir, et ve proteinden zengin beslenme zararlı bakterilerin sayısını artırıyor. Katkı maddeleri, GDO’lu ürünler de vücutta olumsuz etkiler yapıyor. Antibiyotiklerin bağırsak bakteri dengesini alt üst ettiği bazen de bu etkilerin yıllarca devam ettiği görülüyor. Bu nedenle çocuk ve erişkinlerde gereksiz antibiyotik kullanımından kaçınılmalı. Son yıllarda oldukça yaygın kullanılan mide ilaçları, proton pompası inhibitörleri mide asidini baskılıyor. Tabii ki, ağızdan solunum yolu ile aldığımız ilaçlar zararlı bakterilerin bağırsağa geçmesini kolaylaştırıyor.

Doktorlar probiyotik yazıyor
Antibiyotiklerin bağırsak bakteri dengesini bozduğu son yıllarda net olarak ortaya konuldu. 2013 yılında Amerika Aile Hekimliği Dergisi, her antibiyotiğin yanında probiyotik reçete edilmesini tavsiye eder. Probiyotikler antibiyotiklerle birlikte alınmaya başlanıp, 2-3 hafta alınmaya devam edildiğinde, bağırsak bakterilerinin hasar görmesini engelleyici özellik taşır. Eczaneden de alınabilir.

Soğan yiyin
Kırmızı-beyaz et farketmez. Hepsi bağırsaktaki faydalı bakterileri azaltıyor. Ama yapılan çalışmalarda yanında yeterince sebze yenmesi bu zararı en aza indirgeyebiliyor. Soğan ve özellikle soğanın dış kabukları yararlı bakteri üretilmesini sağlıyor.

Yoğurt gerçeği
Sanıldığının aksine evde yapılan yoğurt ve dışarıdan alınan yoğurdun içinde sayı olarak yararlı bakteri az. Probiyotiklerin yerine sadece yoğurt kullanmak çok etkili değil. Daha çok kefir öneriyoruz.

Kahve yararlı bağırsak bakterisini arttırıyor
Kahve çoğu doktorun eskiden beri yasakladığı içeceklerdendir. Aslında günde 3 kupa filtre kahve içilmesinin kiloyu ve karaciğer yağlanmasını ve siroz hastalarında hastalığın ilerlemesini yavaşlattığı gösterildi. Kahve ve siyah çay ile ilgili yapılan çalışmalarda, içerdikleri flavonoidlerin yanı sıra bağırsak bakteri yapısını olumlu yönde etkilediği görülüyor. Ama Türk kahvesinin etkisi için henüz çalışma yapılmadı.

Diyet verilirken bakteriye bakılacak
Ekim 2014 Avrupa Gastroenteroloji Kongresi’nde sunulan ve Fransa’da yapılan bir çalışmada, diyet verilen obezlerden sadece bağırsak bakteri yapısı belirli şekilde olanlar kilo veriyor. Yani bazı insanlar az kalori alsalar bile bağırsak bakterileri kalori üreterek zayıflamalarını zorlaştırıyor. Sanırım gelecekte bağırsak bakteri yapısı belirlendikten sonra diyet programı verilecek.

Dışkı nakli yapılıyor
Her ne kadar itici olsa da dünyada giderek artan bir tedavi yöntemi. İlk kez ABD’de antibiyotiğe bağlı geçmeyen ishal için kullanılmaya başlandı. Tüm antibiyotiklere dirençli olan bu hastalarda %96 başarı sağlandı. Bu yöntemle bir yakınından alınan dışkı örneği tüm hastalıklar tarandıktan sonra sulandırılarak hasta kişinin bağırsağına veriliyor. İşlemden sonra sağlıklı kişinin bakterileri hasta kişinin bağırsağına yerleşerek çoğalmaya başlıyor ve hasta iyileşebiliyor.

Yeni Şafak

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.