Veriler bize salgının kontrolümüz altında olduğunu gösteriyor

Veriler bize salgının kontrolümüz altında olduğunu gösteriyor

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, "Mücadelemizde her yeni gün daha iyiyiz, daha ilerideyiz. Veriler bize, salgının kontrolümüz altında olduğunu gösteriyor." dedi.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, yeni tip koronavirüsle (Kovid-19) mücadelede her yeni gün daha iyi ve daha ilerde olunduğunu, salgının kontrol altında bulunduğunu belirterek, "Pandemiye rağmen şu anda bile gerek servis gerek yoğun bakım odalarımız pandemiden önceki kadar bile dolu değil." dedi.

Koca, Bilkent Yerleşkesi'nde video konferansla gerçekleşen Koronavirüs Bilim Kurulu Toplantısı'nın ardından düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulundu.

"Ne gerçekten azı ne gerçekten fazlası. Bize bu mücadelede gerekli olan gerçeğin kendisidir. Bugüne kadar her basın toplantısına karşınıza bu ilkeyle çıktım." diyerek sözlerine başlayan Koca, gazetecilerin, salgına karşı Bakanlığın adına verdiği bilgilere itimat ettiğini söyledi. 

Koca, "Mücadele gücünüzü bu bilgilerden aldınız. Ne sizin ne de 83 milyon adına mücadeleyi sürdüren sağlık çalışanlarımız için gerçeğe dayanmaktan başka yol düşünülemez. Çünkü bir salgınla mücadelede bilgiyi örtmek salgının kendisi gibi tehlikeli bir eylemdir. Güven yoksa böylesine büyük bir salgının üstesinden gelinemez." dedi.

Bakan Koca, bu mücadelenin şeffaflıkla yürütüldüğüne inananlara teşekkür ederek, sözlerine şöyle devam etti:

"Bilmenizi istiyorum ki ilaç bakımından tıpki bugünkü gibi imkanlarımız yine olsa sağlık sistemimiz tıpkı şu an olduğu gibi olsa, fakat güven eksik olsa biz bu noktaya gelemezdik. Mücadelenin görünmeyen kahramanları bu mücadeleye güven duyanlardır. 

Bu mücadeleyi yürüten sağlık ordusuna güveniyorsunuz, bu mücadelenin sonucuna güveniyorsunuz, paylaştığımız bilgilerin sağlam olduğunu biliyorsunuz. Eğer bunlara güvenmeseydiniz ısrar ettiğimiz tedbirlere itimat etmezdiniz. Bu güveni zedeleyecek sözlerin, iddiaların sahipleri ise bilerek bilmeyerek bu tedbirleri tehlikeye atıyor. Sizlerden bu noktaya dikkat etmenizi bekliyorum. Bugün sizinle sağlık çalışanlarımıza, Bilim Kurulumuza, mücadele stratejimize güveninizi her gün tekrar doğrulayan konulardan bazıları hakkında konuşacağım. Hastalığın bazı aşamaları ve ilgili tedavileri konusunda önemli bilgiler vereceğim. Bu bilgiler tedavideki başarılarımızın nesnel dayanaklarını da ortaya koyacak. Ölüm oranlarıyla ilgili bazı karşılaştırmalar da yapacağım."

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, mücadele sürecine ilişkin bilgi vererek, "Koronavirüsle mücadelede her yeni gün daha iyiyiz, daha ilerideyiz. Elimizdeki veriler, bize salgının kontrolümüz altında olduğunu gösteriyor. Ancak bu kontrol siz tedbirleri esnetirseniz bir anda boş bir umuda dönebilir. Açık şekilde paylaştığımız bilgiler size bu iş bitti dedirtmesin, ne yaparsak ne sonuç alıyoruz kesin olan sadece budur. Tedbirleri uygularsak ölüm oranları düşüyor, kesin olan budur. Tedbirleri uygularsak yeni hasta sayımız azalıyor, kesin olan budur. Hiçbir iyimser cümle hiçbir umut sizi rehavete sürüklememelidir, mücadele azmi vermelidir." diye konuştu. 

"Bugün düne göre önemli oranda hasta sayısı düştü"

Son 24 saatte koronavirüs verilerini paylaşan Koca, bugün 37 bin 535 testin sonucunu aldıklarını bildirdi. Koca, şu bilgileri verdi:

"Bu sonuçlara göre 3 bin 83 yeni hasta tespit edildi. Yani bugün düne göre önemli oranda hasta sayısının düştüğünü görüyoruz. Toplam vaka sayımız 98 bin 674'e ulaştı. Son 24 saat içinde 117 hastamızı kaybettik. Düne göre yine bir düşüşümüz var. Kendilerine Allah'tan rahmet diliyorum. Gelmesini en çok umut ettiğimiz günler hiç vefat haberi vermeyeceğimiz günlerdir. 

Yoğun bakımdaki hasta sayımız bugün 1814. Bunların 985'inin solunumu yapay yolla sağlanıyor. Hem yoğun bakım hastalarımızda hem de entübe hastalarımızda belirgin azalma görülmüştür. Hastalığı yenen 1559 vatandaşımızla birlikte iyileşen hasta sayımız bugün 16 bin 477'ye ulaştı."

"Yoğun bakım yatak doluluk oranımızı yüzde 60'lara indirdik"

Konuşması sırasında servis yatağı, yoğun bakım yatağı ve ventilatör doluluk oranlarını gösteren bir grafik paylaşan Bakan Koca, "Salgın başlar başlamaz tedavileri daha sonrada yapılması mümkün hastalarımızın, acil olmayan hastalar için söylüyorum, tedavilerini o dönem ertelemiştik. Bu sayede hastanelerimizde ciddi bir rahatlama sağlayarak salgına yani pandemiye hazırlık yapmıştık." dedi.

Koca, bu dönemde yatak doluluk oranlarının yüzde 70'lerden yüzde 30'lara çekildiğinin altını çizerek, şöyle devam etti:

"Yüzde 80'lere yakın seyreden yoğun bakım yatak doluluk oranlarımızı da şu an yüzde 60'lara indirmiş durumdayız. Pandemiye rağmen şu anda bile gerek servis gerek yoğun bakım odalarımız pandemiden önceki kadar bile dolu değil. Bu sayısal bilgiler hastanelerimizin salgınla mücadeleye nasıl hazırlandığını ortaya koymaktadır. 

Avrupa ülkelerinin, Amerika'nın karşılaştığı dramatik sahneleri yaşamamışsak sebebi açıktır. Türkiye'deki hiçbir sonuç arka planı bilen için sürpriz değil. Dünyanın pek çok ülkesinde ise hastaların maalesef stadyumlarda, AVM'lerde, fuar alanlarında tedavi edilmeye çalışıldığını gördük. Üstelik dünyada özellikle OECD ortalaması Türkiye'deki yatak sayısının 2 katına yakın. Bu dönemde yatak sayımız OECD ortalamasının neredeyse yarısına yakını olmasına rağmen yüzde 30 dolulukla bu hizmeti sürdürüyoruz. Bu hastenelerdeki yükü ne kadar hafiflettiğimizi ve tedavide ne kadar başarılı bir sonuç elde ettiğimizi göstermesi için son derece önemli." 

Avrupa'daki yoğun bakım yatak doluluğu ile Türkiye'deki yoğun bakım yatak doluluk oranını karşılaştırmanın ilginç bir sonuç ortaya koyduğunu dile getiren Koca, "Genel yatak doluluk oranı için söylüyorum, ülkemiz çok iyi durumda. Yani Türkiye'de her üç servis yatağından sadece bir tanesi doludur, iki tanesi boştur. Avrupa'da bütün yatakların dolu halde olduğu, stadyumlarda, AVM'lerde, fuar alanlarında hasta bakıldığı düşünüldüğünde aradaki fark çok net görülmüş olacaktır. Hatta huzurevlerinde ve palyatif bakımda olan hastaların hastaneye alınmadığını da biliyoruz. Biz ise huzurevlerinde olan hastalarımızı pozitif olan dışında temaslı olan huzurevindeki vatandaşımızı da hastane ortamına alarak tedavi ediyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

'Türkiye'de vakaların zatürre olma oranı her geçen gün azaldı'

Türkiye ve dünyadaki Kovid-19 vakalarıyla ilgili grafikleri paylaşan Koca, Türkiye'deki vakaların pnömoniye (zatürre) dönüşüm oranlarına ilişkin bilgi vererek, şunları söyledi:

"Türkiye'de vakaların pnömoni yani zatürre olma oranı her geçen gün azaldı. Yüzde 60'tan yüzde 12'ye kadar vakaların zatürreye dönüşüm oranı düştü. Hastalarımızdaki tablo artık çok daha az oranda pnömoniye dönüşmektedir. Bu da hastalığı erken teşhis edip hızlı ve erken başarılı bir tedavi uyguladığımızı gösteren önemli bir tablo."

Kritik durumun pnömoninin gelişmesi olduğuna dikkati çeken Koca, bu oran ne kadar düşürülürse ölüm oranının da yoğun bakımda entübe edilen hasta oranının da o derece azaldığını anlattı. 

"Türkiye yüzde 2,3 ile en düşük ölüm oranına sahip ülkelerden" 

Bakan Koca, zatürreyle doğrudan ilişkili, ülkelere göre ölüm oranlarına ilişkin grafikleri de göstererek, şunları kaydetti:

"ABD'de ölüm oranları yüzde 5,3, İspanya'da yüzde 10,5, İtalya'da yüzde 13,2, Almanya'da yüzde 3,5, Birleşik Krallık yüzde 13,5, Fransa yüzde 17,3, Çin yüzde 5,5, Belçika yüzde 14,7, Türkiye yüzde 2,3. Burada gördüğünüz oranlar ne kadar yüksekse hastalar o kadar geç farkedilmiş demektir. Bu tabloda Türkiye'nin yüzde 2,3 ile en düşük ölüm oranına sahip ülkelerden biri olduğunu görüyorsunuz. Bu, bizim hastalığı belirtiler ilerlemeden kontrol altına aldığımızı ve etkili bir tedavi uyguladığımızı kanıtlamaktadır." 

Koca, dünyada ortalama ölümlerin seyrine bakıldığında Türkiye'nin Çin'e benzer bir seyir izlediğini söyledi. "Dünyada giderek artan ama Türkiye'de stabilleşen bir tabloyu çok net görüyoruz." diyen Koca, tablo üzerinden Türkiye'de Kovid-19'un görüldüğü ilk bir, iki hafta içerisinde yükselen bir seyir olduğunu ama algoritmayı değiştirerek tedaviyi erken dönemde devreye aldıktan sonra ölüm oranlarının giderek azaldığını ve stabilleştiğini anlattı. 

Farklı ülkelerdeki örnekleri de aktaran Koca, şöyle konuştu:

"İngiltere'nin dünya ortalamasının ne kadar üstüne çıktığı daha net görülmüş oluyor. Kontrolsüz olarak dünya ortalamasını da yükseltmeye devam etmekte. Almanya, başta düşük seyrederken giderek son haftalarda dünya ortalamasına nasıl paralel seyrettiğini görüyorsunuz. İtalya ise dünya ortalamasını yükselten dramatik artışa sahip. Sağlık altyapısı çöktüğü ve yaşlı nüfusu yüksek olduğu için burada vefat oranlarının çok yükseldiğini ve dünya ortalamasını yükselttiğini görüyoruz. İspanya da İtalya ile benzer şekilde dünya ortalamasının çok üstüne çıkan ve ortalamayı yükselten bir ölüm grafiği var. ABD ise diğer bütün ülkelerden farklı seyretti. Dünya ortalamasının aniden üstüne çıkıp ortalamayı yükseltti. Sonra ortalamanın altına düştü ve bunun sonrasında yeniden bir yükseliş içinde olduğunu görüyoruz." 

"Entübe edilenler yüzde 58'den yüzde 10'a kadar düştü" 

Dünyadaki ölüm oranları ve Türkiye'deki bu ölüm oranlarının nasıl bir seyir içinde olduğunun tablolarda görüldüğünü dile getiren Koca, yoğun bakımlardaki vefat oranlarına da değindi. Koca, erken teşhis ve tedavideki başarı ile yoğun bakıma girenlerin ve solunum cihazına bağlananların vefat oranlarının düştüğünü vurguladı. 

Bakan Koca, yoğun bakım hasta sayısında son günlerde yaşanan düşüşe özellikle dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Eğer bu derece hazırlıklı olmasaydık, tedbirleri zamanında almış olmasaydık riskli grupların bir çoğunda çok yüksek vefat oranları olurdu. Bugünkü tablomuz ABD ve Avrupa'dakinden pek farklı olmazdı. Şu anda belki on binleri bulan vefat sayısından bahsediyor olurduk. 

Bu dönemde yoğun bakımda vefat edenlerin oranının yüzde 74'lerden, entübe edilenlerin oranının yüzde 58'lerden yüzde 14'e hatta yüzde 10'a kadar düştüğünü görüyoruz. Bu da tedavide ne kadar başarılı bir sonuç elde ettiğimizin çok çarpıcı bir örneği. Dünyada halen entübe edilen vakaların yüzde 50 oranında kaybedildiğini de özellikle söylemek istiyorum." 

"Hayatını kaybedenlerin yüzde 8'i 60 yaşından küçük" 

Bakan Koca, kimsenin, "Bu salgında bana bir şey olmaz" deme gücüne sahip olmadığını vurgulayarak, "Hayatını kaybedenlerin yüzde 8'i 60 yaşından küçük ve başka herhangi bir hastalığı olmayan kişilerdir. Koronavirüs bu sağlıklı bünyeleri de yenmiştir. Dolayısıyla bu anlamda tedbiri her yaş grubunda elden bırakmamak gerekiyor."diye konuştu. 

Koca, şunları kaydetti:

"Sayın Cumhurbaşkanımızın da belirttiği gibi kademeli bir şekilde normalleşmemiz, en başta kurallara uyma ve tedbirlere uygun hareket etme sayesinde olacaktır. Yaptığımız matematiksel modellemeler ve yıllarla karşılaştırmalı olarak yaptığımız hareketlilik haritalarımıza dayanarak hazırladığımız simülasyona göre strateji belirliyoruz. Türkiye'de hastalığın seyri öngördüğümüz şekilde devam ediyor. Tedbirlerimizi de bu yönde sürdürüyoruz. 

Kurallara uymamız ve bilinçli hareket etmemiz ölçüsünde normalleşme takvimi gecikmeyecektir. Bayram ve sonrasında kademeli olarak normalleşme sürecine geçebilmemiz, ilan edilen tedbirleri sıkı uygulamamıza bağlıdır. Umut, şu anki koşullarda hepimiz için en doğru kelimedir. Fakat hiçbir umut tehdide dönmemelidir." 

"Sokağa çıkma yasağını harfiyen uygulamalıyız" 

Bakan Koca, virüsün ve hastalığın her gün daha iyi tanınmasının, mücadelede bilinç kazanılmasının önemine vurgu yaparak, hastalığın nasıl seyrettiği, en ağır tabloları konusunda bilgi sahibi olunması gerektiğini aktardı. 

Öğrenilen her bilginin tedbir için de bir gerekçe olacağına işaret eden Koca, "İzolasyondan, sosyal mesafe kuralından taviz vermemeliyiz. Sokağa çıkma yasağını harfiyen uygulamalıyız. Bu yasak değil, fırsattır. Salgının bu noktadan sonra nasıl seyredeceğine uyguladığımız tedbirlerle bizler karar vereceğiz. Salgının nasıl seyredeceği tedbirlerimize sıkı sıkıya bağlı olmamızla mümkün olacaktır." ifadelerini kullandı. 

"Ramazanı tedbirleri gevşetmenin bahanesi olarak görmemeliyiz" 

Sağlık Bakanı Koca, cuma günü başlayacak ramazan ayına ilişkin de vatandaşlara şu çağrıda bulundu:

"Ramazan, kendine has canlılığı ve sosyal yaşantıları beraberinde getirir. Ama öyle sanıyorum ki getirdiği en özel ve asıl şey; insana onu günlük alışkanlıklarının dışına çıkaracak bir gücü vermesidir. Bir karara uyma veya onu bozma sınavı olmasıdır. Bu, bizlerin şu günlerde tam olarak ihtiyaç duyduğu şeydir. Oruç tutanlar açısından ramazan günlerinin önerdiğimiz tedbirlerin çok daha sıkı şekilde uyma konusunda eğitici olacağına umuyorum. Ramazanı tedbirleri gevşetmenin bahanesi olarak görmemeliyiz. Kalabalık iftarları, sosyal ortamları, ramazan sohbetlerini lütfen gelecek yıla erteleyelim. Bu rahmet ayı hastalıklarla sonuçlanmasın."

AA

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.