Vahdetü'l-vücud ehli, Vahdetü'ş-şühud halkı ve Kur'ân'ın anlattığı yol

Vahdetü'l-vücud ehli, Vahdetü'ş-şühud halkı ve Kur'ân'ın anlattığı yol

Günün Risale-i Nur dersi

Bismillahirrahmanirrahim

İ'lem eyyühe'l-aziz!

...

Ve keza, Vahdetü'l-vücud ehli, kâinatı nefyetmekle idam ediyorlar. Vahdetü'ş-şühud halkı ise, bütün mevcudatı, kürek cezalıları gibi nisyan zindanında ebedî hapse mahkûm ediyorlar.

Kur'ân'ın ifham ettiği tarik, kâinatı, mevcudatı hem idamdan, hem hapisten kurtarır. Esmâ-i Hüsnâya mazhariyet ile ayinedarlık etmek gibi vazifelerde istihdam ediyor. Fakat kâinatı, istiklâliyetten ve kendi hesabına çalışmaktan azlediyor.

Ve keza, insanın vücudunda birkaç daire vardır. Çünkü, hem nebatîdir, hem hayvanîdir, hem insanîdir, hem imanî. Tezkiye muamelesi bazan tabaka-i imaniyede olur. Sonra tabaka-i nebatiyeye iner. Bazan da yirmi dört saat zarfında her dört tabakada muamele vaki olur. İnsanı hatâ ve galata atan, bu dört tabakadaki farkı riayet etmemektir.

خَلَقَ لَنَا مَا فِى اْلاَرْضِ جَمِيعًا 1 'ya istinaden insaniyetin mide-i hayvaniye ve nebatiyeye münhasır olduğunun zannıyla galat ediyor. Sonra bütün gayelerin nefsine ait olduğunun hasriyle galat ediyor. Sonra, herşeyin kıymeti, menfaati nisbetinde olduğunun takdiriyle galat ediyor. Hattâ Zühre yıldızını kokulu bir zühreye mukabil almaz. Çünkü kendisine menfaati dokunmuyor.

Dipnot-1: Yerdeki herşeyi bizim için yarattı.

Bediüzzaman Said Nursi
Mesnevi-i Nuriye