Ünlü tiyatrocu Zihni Göktay: İnsanlar azınca Cenab-ı Hakk koronavirüs ile ikaz etti

Ünlü tiyatrocu Zihni Göktay: İnsanlar azınca Cenab-ı Hakk koronavirüs ile ikaz etti

Yaradan, insanlar azdıkça “Kendinize gelin” mahiyetinde...

Koronavirüs ile ilgili konuşan ünlü tiyatrocu Zihni Göktay, "Ben Cenab-ı Hakk’ın bizi ikaz ettiğini düşünüyorum" dedi.

Türkiye Gazetesi'ne konuşan Göktay'ın sözleri şöyle:

Dünya, koronavirüs salgınıyla enteresan bir zamandan diliminden geçiyor. Sizin karantina günleriniz nasıl geçiyor?

Men sabere zafere... (Sabreden zafer kazanır) Sabretmek durumundayız. Kırk gündür hanımla birlikte evdeyim. Sağ olsunlar çocuklarım ihtiyaçlarımı getiriyor. İhmal ettiğim şeyleri okumaya çalışıyorum. Aynı anda üç kitaba devam ediyorum. Otobiyografik kitaplara, klasik eserlere ve eski tiyatro eserlerine bakıyorum.

YARADAN BİZİ İKAZ EDİYOR

Bir sanatçı olarak salgın size ne düşündürüyor?

Ben Cenab-ı Hakk’ın bizi ikaz ettiğini düşünüyorum. Nasıl, zamanında Pompei olayı oldu!.. Ben böyle şeylere inanırım. Yaradan, insanlar azdıkça “Kendinize gelin” mahiyetinde önümüze birtakım şeyler çıkarıyor.

Peki, bu hayattan öğrendiğiniz en mühim şey ne oldu?

Hayat bana her hatanın bir tecrübe olduğunu öğretti. Ama ilk yapılan yanlış hatadır, ikincisi aptallıktır. Bunun yanında insan tanımayı öğrendim. Bir insana bakıp, 10 dakika konuştuğumda anlıyorum onu.

ESKİ RAMAZANLAR MEKANİK DEĞİLDİ

Zihni Göktay “Ramazana bu sene tecritte merhaba dedik. Sizin zihninizde kalan eski ramazanlar nasıldı?” soruma şöyle cevap veriyor: Dersaadet’te ramazanlar dolu dolu yaşanırdı. İki katlı kâgir evlere yaşardık, yemekler günlük yapılırdı. Herkes ayağını yorganına göre uzatırdı. Yardımlaşma vardı; bir evden kızartma kokusu gelse her yere dağılırdı. Komşu hakkı, göz hakkı düşünülür “Size de kokmuştur” denilerek yemekler etrafa ikram olunurdu. İstanbul’un meyve sebzesi kendi kendine yetiyor, dışarıdan pek bir şey gelmiyordu.

EZANLAR ÇIPLAK SESLE OKUNURDU

Sonra, mahyalar yağ kandilleriyle kurulurdu. Ezanlar da hoparlörle değil, çıplak sesle okunurdu. Müezzin bizzat minarenin şerefesine çıkar elini şakağına koyardı. Mekanik ve elektronik hiçbir şey yoktu. Zaten Bilâl-i Habeşi de mikrofondan okumadı ki... Tabii şimdi metropolde bu şekilde oldu.

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.