Ümmetin ağlayan kalbidir Kudüs

"Yürü kardeşim, Ayaklarına bir Kudüs gücü gelsin" derken Nuri Pakdil, merhum Mehmet Akif İnan da (1940-2000) şöyle demişti.

"Mescid-i Aksa’yı gördüm düşümde
Götür müslümana selam diyordu
Dayanamıyorum bu ayrılığa
Kucaklasın beni İslâm diyordu"

Kudüs ve Mescid-i Aksa…

İlk kıblemiz… Oraya yönelerek namaza dururdu Efendimiz (s.a.v.) ve bütün kainat. Miracın ilk basamağıydı; lahuti müjdelerin merdiveniydi. İlk defa, Hz. Ömer (r.a.) devrinde, tarih miladi 636'da Müslümanların eline geçmiş ve Hz. Ömer, şehrin adını İlya'dan Kudüs'e çevirmişti. Farklı bir dinden İslam'la müşerref olan kişilere Müslüman bir ismin verilmesi gibi şehirlerin de adı değişirdi. Tıpkı devr-i cehalette Efsus olan ve yine Hz. Ömer devrinde İslamiyetle tanışıp Tarsus ismini alan ve bu emsal nice şehirler gibi…

Emeviler ve Abbasiler başta olmak üzere çokça yönetim değiştirdi Kudüs. 88 yıllık Haçlı istilasına 1187 tarihinde Salahaddin-i Eyyubi son koymuştu. Moğol istilasına da uğrayan ve sonra Memlüklülere de geçen Kudüs, 1516 tarihinde 400 yıl sürecek Osmanlı hakimiyetine girecekti.

Osmanlı devleti hükümdarları, İslam'da Kudüs'ün Mekke ve Medine'den sonra üçüncü kutsal şehri olduğu idrakinde olarak ayrı bir önem veriyorlardı.

kudus_harita-001.jpg

İbranice adı Yeruşalim (یروشالم) olan Kudüs'e İsrailliler Jerusalem yani bizdeki Darusselam (دار السلام) adını vermişler ve maalesef 1917'de İngilizlere kaybettiğimiz Kudüs 1948'den bu yana Siyonistlerin elinde bulunmaktadır. Gün olmuyor ki Filistinli, Gazzeli bir mümin kardeşimizin şehadet haberi gelmesin; kadın demeden, çoluk çocuk demeden, anne kucağında bir bebek, eli bastonlu bir yaşlı demeden hunharca katlediyorlar dünyanın gözü önünde; dünyanın gözü kör, kulağı ve kalbi sağır! Bir hayvanın öldürülüşü için dünyayı ayağa kaldıranlar, mesele binlerce müslümanın katliama uğraması olunca, başlarını kuma gömüyorlar.

Kudüs özgür olmadıkça hiçbir müslüman ferd, hakiki özgür olamayacağı şuuruyla hareket etmeliyiz. Müslümanları şaha kaldıracak ana unsur ise ittihad-ı İslam'dır; hem ferd ferd hem de müslüman ülkelerin yek-vücud olma vakti gelmiştir.

Osmanlıların bütün unsurlardan ziyade, Kudüs'ün güvenliğine ve Mescid-i Aksa'nın bakımına, ziyaretçilerinin rahat ve huzuruna aşırı derecede dikkat ettiği  yüzlerce arşiv belgesiyle sabittir.

Aşağıdaki arşiv vesikamız da 16 haziran 1700 tarihli olup, Kudüs mutasarrıfı olan İvaz Paşa'nın, oradaki cümle ahali ve ileri gelenlerin beyanıyla şehri her türlü zararlardan, eşkıyadan muhafaza ettiği, gayretli olduğu ve bu memnuniyete binaen mutasarrıflığa eskisi gibi devam etmesini ifade eder.

kudus2.jpg

Metnin çevirisi;

"Ber-vech-i arpalık Kudüs-i Şerif sancağında mutasarrıf İvaz Paşa liva-i mezbure tevelli edilden (edildiğinden) berü takayyüd ve ihtimamı hasebiyle Kudüs-i Şerifi sancağı ve etraf u enhâsı mazarrat-ı eşkıya-yı urbanda emin olub ahali vilayet-i mumaileyte rıza ve şükran üzere oldukların Kudüs-i Şerifte sakin ulema ve suleha ve meşayih ve etkıya ve müderrisîn ve sâdât ve eşraf ve eimme ve hutebâ ve muzhır birle i'lam etmeleriyle urban eşkıyasının def' u ref'inde ve huccac-ı zevi'l-ibtihacın müşaya'at ve istikbalinde ve Kudüs-i Şerif etrafında olan turuk u mesaliki temin ve ahalisinin terfih ve tatmininde ziyadesiyle takayyüd ve ihtimam eylemek şartıyla liva-i mezbur yine İvaz Paşa'ya kemâkân ibka ve mukarrer kılmak

fi 28 Z. (zilhicce) sene 1111

sahh buyruldu

Lügatler:
Ber-vech (بر وجه): Olduğu gibi.
Arpalık (آرپەلق): Osmanlı İmparatorluğunda devletçe, ileri gelen yönetim ve saray adamlarıyla ilmiye sınıfının yüksek derecelerindekilere aylıklarına ek, daha sonra ise emeklilik aylığı olarak verilen ödenektir.
Mutasarrıf (متصرف): Sancağın idare amiri.
Liva-ı mezbur (لواء مزبور): Adı geçen sancak.
Tevveli (تولی): Tevella. Bir işi üzerine alma.
Takkayüd (تقید): Gayretli çalışma.
Enha (انحا): Çevre.
Mazarrat (مضرت): Zararlar
Urban (عربان): Çöl Arapları, bedeviler.
Ulema (علما): Alimler
Suleha (صلحا): Salihler
Meşayih (مشایخ): Şeyhler
Etkıya (اتقیا): Allah'tan korkanlar
Müderrisîn (مدرسین): Medrese hocaları, profesörler.
Sâdât (سادات): Seyyitler
Eşraf (اشراف): İleri gelenler
Eimme (ائمه): İmamlar
Hutebâ (خطبا): Hatipler
Muzhır (محضر): Şer'i mahkemede mübaşir
Bir (بر): Birlik, beraberlik
İ'lam (اعلام): Birdirme
Huccac-ı zevi'l-ibtihac (حجاج ذوی الابتهاج): Hac sevincine erişenler
Müşayaat (مشایعت): Dostluk
İstikbal (استقبال): Karşılamak
Turuk u mesalik (طرق و مسالك): Yollar
Terfih (ترفیه): Refah, rahat verme
Kemâkân (كماكان): Eskiden olduğu gibi
İbka (ابقا): Yerinde, devam ettirme.
Mukarrer (مقرر): Kararlaştırılmış

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
3 Yorum