Toparlamak

 

İnsan, kendi mecrasında maraton halindeyken, sahadaki toplarını toplamalı ve toparlanmalı.
 
Toparlanmalıyız, çünkü çok dağıldık. Ve topların her biri bir tarafta. Sahanın oyuna hazır olması lazım.
 
Ömür ise yine bir oyun yeri olan dünya sahnesinde yaşanıyor. Çoğu kez sahada/sahnede oyunu/hayatı dağıttık farklı isteklerin/arzuların hırsına kurban ederek.
 
Hayatı savurduk beklenmeyen rüzgarların bahtına. Ve haliyle savrulduk. 
 
Şimdi toplama zamanı.
 
Toplaması ve sağlaması eksik bir işlemi tamamlama zamanı.
 
Çarpanı ve böleni bol, eksisi ve çıktısı fazla olan işlemler altında girdiler yetersiz kalıyor. Sonuçların pozitifliğini sağlayacak yeterli sermaye/toplama/tasarruf yok elimizde. İşlem, eğer istenen artı değeri vermiyorsa, küçük paylarla büyük paydanın dengesizliği hala yaşanıyor demektir. 
 
Çıkan sayılar toplamı "eksi" gösteriyor, zira "artı"lar yeterli gelmiyor.
 
Çarpanı çarpışma ve sıfır yutan eleman olunca, sonuçta sonuç "sıfır" oluyor. Diğer sayıların değeri negatif bir işlemle "eksi" olunca, ayrıca bölme, işlemi o kadar küçültüyor ki artık elde kalanın kıymeti olmuyor.
 
Çarpan etkisi olmayan 1 sayısı ile elde edilecek sonuç ise hep aynı oluyor. Ayrıca sonucu böldüğünüzde ise, elde küsuratlar, eksi değerler ve zararda olan negatif bir sermaye, yani iktisat diliyle borç kalıyor.
 
Böylece hayatımızın bilançosu eksi bakiye veriyor.
Yevmiye kayıtları, günlük amelimizin harcamaları/günahları/kusurları ile doluyken "çıktı" hanesi/giderler bölümü kabardıkça büyüyen sayı "eksi" oluyor haliyle, bir anlamda rakamlar aksileşiyor.
 
Ama girdi/gelir hanesine bakıyoruz çok zayıf, fazla bir "artı" işlem ve giriş yok. Bakiye, borçlu hep bir gün öncesinden ve bir gün sonrasına devrederken.
 
Bu sermayesizlik/acizlik/kusurluluk hali, elbette bir kar ister, bir iş ve gelir artışı bekler. Bunun için kolları sıvamalı.
 
Hayatın tasarruf alanlarında günahı/gideri azaltan, geliri/sevabı arttıran yeni bir işletme sistemine geçilmeli bu beşeriyet  sarayında ve vücut  hanesinde.
 
Vücut sisteminin verimi arttırılmalı öncelikle. Dağınık, kaçak, bölen ve eksilten duygu ve düşüncelerden uzak durulmalı öncelikle. Hayatın direği olan ruhun ve onunla varlık değerini koruyan insanın öncelikle sermayesi olan bu cihazların/donanımların/hasselerin/hususiyetlerin envanterini çıkarması gerekir.
 
Teçhizatını sermaye yapmalı gelirlerine. Teşebbüsü olmalı sevap hanesinde artı rakamlar, tekamül ettirecek sonuçlar için.
 
Ve insan kendini toplamalı, kendine gelmeli, kendisi olmalı.
 
"Ne oluyoruz?" demeli asi nefse, isyankar arzulara ve tatminsiz taleplere.
 
Bir kontrol sistemi olmalı bu insan işletmesinin. En önemlisi de öncelikle iç kontrol sistemini kurmalı.
 
Ne yapmak istiyor, nasıl yapmak istiyor, hangi hedeflere ne tür metotlarla ulaşmak istiyor, gerçek beklentileri mi, yoksa yanıltıcı hevesleri mi belirliyor bu güzergahı? v.s. sor sorabildiğin kadar bu sistemin inşası aşamasında.
 
Evet, insan kendini toplamalı. "Neyim var?" diye amel defterine bir daha bakmalı. Zararları durdurmalı en azından. Kanamayı durdurmalı öncelikle bu insan hanesinde.
 
Bilançoya kaza/kusur/küsür yansıdığı gibi faaliyet karı ve toplam sermaye de yansımalı artık.
Varlıklarımızın varlıkların sahibine ait kayıtları da görünmeli.
İnsan dağınık vaziyetini, yayılmış düzensizliğini ve arazide kaybolmuş emanetlerini/varlıklarını/cihazlarını toplamalı, toparlamalı ve toplananla topluma ait olmalı.
 
Önce kendini toplamak ve sonra topluma hizmet etmek.
 
Birebir ve topluca.
 
İşte insan sermayesi ve insan işletmesi böylece "ben" kayıplarından ve tüketici eğilimlerinden kurtulup, varlığa şükür eden ve "vücudunu mucidine feda et" sözüne muhatap olacak bir değerde kendi kalitesine toplanır. 
 
Toplandıkça, cihazlarıyla istişaresini yapar. İç toplantılarına ağırlık verir. İç asayişini sağlar. Taraflarını dinler, dinlenir, dillendirir böylece sıkıntıları/çaresizlikleri ve tedavi yönleri ile kabul şekillerini belirler.
 
Evet şimdi maddi-manevi toplanma, toparlanma ve toparlayıcı olma vakti.
 
Vakit henüz geçmiş değil, güneş tersten doğmadığına göre tövbe kapısı hala açık.
 
Amel/bilanço defterimizde muhasebeleştirilecek yeni ve doğru/sıhhatli/meşru gelirleri kaydetmeye açık.
 
O zaman zararı telafi etme mevsimi bitmeden, sabır ve tevekkülle çok çalışma ve kazanma vakti.
 
Rıza dairesinde bir kazancın bereketi, bereketlendirir her yanımızı. Ve şükür katlanan bir sermaye gibi rahmani hazinelerde bizi gezdirir.
 
Ve insan toparlanmayı öğrendikçe, kendine gelir. Kendisi olur ve "kendine gelir" sağlar.
Şimdi toparlandığımız yerde ayağa kalkıp gayret ve coşkuyla istikbale yürüme vakti.
 
"Ohhh" dediğimiz bir demde, eksilerinden kurtulmuş bir tabloda daha temiz bir muhasebe kaydıyla istiğfar etmek ve istikbale nazar edip ümitlenmek ne güzel..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
3 Yorum