Tebliğ vazîfeme karşılık, sizden hiçbir ücret istemiyorum

Tebliğ vazîfeme karşılık, sizden hiçbir ücret istemiyorum

Ayet meali

Bismillahirrahmanirrahim

Cenab-ı Hak (c.c), Sad Sûresi 86-88. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor

86 . (Ey Resûlüm!) De ki: “(Ben) buna (bu tebliğ vazîfeme) karşılık, sizden hiçbir ücret istemiyorum ve ben (size kendiliğimden Kur’ân’ı uydurup) külfet çıkaranlardan değilim.” (*)

87 . “Doğrusu o (Kur’ân), ancak âlemler için bir nasîhattir.” (**)

88 . “Ve onun haberini bir zaman sonra mutlakā bileceksiniz.”

(*) “Küçük bir adam, küçük bir haysiyetiyle (şerefiyle), küçük bir cemâatte, küçük bir mes’elede, münâzaralı (tartışmalı) bir da‘vâda hicabsız (sıkılmadan), pervâsız (korkusuz); küçük, fakat hacâlet-âver (utandırıcı) bir yalanı, düşmanları yanında hîlesini hissettirmeyecek derecede teessür ve telâş göstermeden söyleyemez.

Şimdi bak bu Zât’a: Pek büyük bir vazîfede, pek büyük bir vazîfedâr (vazîfeli), pek büyük bir haysiyetle, pek büyük emniyete (güvenliğe) muhtaç bir hâlde, pek büyük bir cemâatte, pek büyük husûmet (düşmanlık) karşısında, pek büyük mes’elelerde, pek büyük da‘vâda, pek büyük bir serbestiyetle, bilâ-pervâ (korkusuz), bilâ-tereddüd, bilâ-hicâb, telaşsız, samîmî bir safvetle (sâfîlikle), büyük bir ciddiyetle, hasımlarının (düşmanlarının) damarlarına dokunduracak şedîd (şiddetli), ulvî (yüksek) bir sûrette söylediği sözlerinde hiç hilâf (hakîkatin aksi) bulunabilir mi? Hiç hîle karışması mümkün müdür? Kellâ! (Aslâ!)” (Zülfikār, 19. Mektûb, 97)

(**) “Kur’ân’ın mâ‘nâları dağ gibi akılları işbâ‘ ettiği (doyurduğu) gibi, sinek gibi küçücük basit akılları dahi aynı sözlerle ta‘lîm eder (öğretir). Tatmîn eder. Zîrâ Kur’ân, bütün ins (insanların) ve cinnin bütün tabakalarını îmâna da‘vet eder. Hem umûmuna (tamâmına)îmânın ulûmunu (îman ilimlerini) ta‘lîm eder. İsbât eder.” (Zülfikār, 25. Söz, 23)