Tearüf 2020: Yeniden Tanışma ve Bilişme Yılı

İnsanın yolculuğu Hz. Âdem’le başladı…

Hz. Âdem, Havva annemiz ile birlikte çift oldu ve Allah’a, kâinata, Dünya’ya, kendilerine, birbirlerine ait öğrenme ile iletişim, sorumluluk ve sınav başladı yeryüzünde…

İsimler öğretildi Âdem babamıza, emirler ve yasaklar söylendi Hz. Âdem ve Havva’ya.

Yasak olana dikkat çekildi. Şeytan boş durmadı; iş başındaydı. Onları, yasağı çiğnesinler diye, “ayartma”ya kalktı; başarılı da oldu! Cennet’ten Dünya’ya geldi insan…

Bediüzzaman,  bunun hikmetini bir kelime ile izah eder: Tavzif.

Dünya’ya gönderdi Rabbimiz; vazifelendirdi. Sınavdayız, her an sınanıyoruz ve kayıtlar tutuluyor.

Çıktığımız Cennet’e geri dönecek bir iyilik hali ve emirler dinlenilmediği takdirde Cehennem’e yolcu olacak bir kötülük hali var hep.

Dünya’ya gelişimizin dört temel sorusu değişmedi:

Nereden geliyorum?

Nereye gidiyorum?

Bu Dünya’daki vazifem nedir?

Rehberimiz kimdir?

Birincisi geçmiş, ikincisi gelecek, üçüncüsü sorumluluk, dördüncüsü ise model şahsiyet bulma sorusu.

Dört sorunun cevabını, Kur’an üzerinden, varoluşsal boyutundan temellendirmeye kadar emir ve nehiy çerçevesinde öğreniyor; Peygamber Efendimiz (asm)  üzerinden uyguluyoruz.

Merak ediyoruz: ‘‘Bu nedir?’’ sorusu ile her şey zihin ve duygu dünyamızda kendine bir alan buluyor.

Emirler; maruf olan iyilikler serisidir, bizden istenenlerdir, insan ruhunun kalitesine uygun standartlardır. Bunlar kitabımızda zikredilmiş; rehberimizle de model üretilmiştir.

‘‘Maruf’’; TDK sözlüğünde “Herkesçe bilinen, tanınan, belli” tanımı ile birlikte  “Şeriatın uygun gördüğü, beğendiği ve buyurduğu” anlamını da vermektedir.

Allah’ın uygun gördüğü, beğendiği ve buyurduğu maruf için bize düşen; görmek, beğenmek ve buyrulanı yapmaktır.

Marifet kapısını maruf olan çalabilir. Gördüğümüz, beğendiğimiz, yaptığımız işler için öğrenme ve uygulama derinleştikçe, merak arttıkça ve süreklilik kazandıkça, yine TDK sözlüğüne göre “ustalık, hüner, uzmanlık “olarak tanımlanan marifet zemini inşa edilir. Marifetin diğer anlamı ise “bilim ve bilgi”olarak geçmektedir.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın bastığı ve 1221 sayfa hacmiyle kendi alanındaki en kapsamlı eser olan “Eğitim ve Eğitim Bilimleri Sözlüğü” (İstanbul,2000) kitabında “Marifet” kavramına maalesef rastlamadım. Üstelik eski adı “Maarif Vekâleti” olan Milli Eğitim Bakanlığı’ndan bahsediyorum, her neyse…

Marifetullah mertebesinde Allah’ı bilmek, kâinat kitabını doğru okumak, yaratılanı O’nun adına bilmek ve öğrenmek, hikmetle düşünmek gibi Rabbimizin terbiye edici tecellileri ile bizi inkişafa götürür.

Marifet kapılarını; Peygamber Efendimiz ile Arafat’ta tamamlanıp Veda Hutbesi ile taçlanan bir dinin ilâhî mesajları ile açabiliyoruz.

Arafat, ayırıcı bütün unsurların sıfırlandığı, herkesin tevhit bilinci ile kardeş olduğu, Peygamberimizin dilinden vurgulanan konuların hayat pratiğimiz olacağı, imanî, sosyal, iktisadi, hukukî ve bütünüyle insanî olan evrensel bir hutbenin buluşma ruhudur, Hac’tır.

Farklı yaratılışlarımızın, ayetteki ifadesiyle, “Li tearefu...” beyanındaki  “Tanışasınız…” ile gerekçelendirilmesi, sorumluluğumuzu ve farklılıklarımızı tanışma aracı, bilişme vesilesi ve müzakere zemini yapmamız hususunda bizi yönlendiriyor.

Tearüf, anlamaya ve kısaca değinmeye çalıştığımız konularda, yukardaki sosyal pencereler boyutuyla, anahtar görevi görmektedir.

TDK sözlüğü “Tearüf” ile maalesef ki tanışmamış. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Dini Kavramlar Sözlüğünde de bulamadım. Abdullah Yeğin Lügatinde, “Tanışmak, birbirini tanımak, birbirine tanış çıkmak” olarak ifade edilmektedir.

Risale-i Enstitüsü’nün Osmanlıca-Türkçe Lügatinde ise “Bir şeyin herkes tarafından bilinmesi, birbirini tanıma, tanışma” şeklinde geçen bu kavramı; Mehmet Doğan’ın Büyük Türkçe Sözlüğü de “Tanışma, birbirini tanıma” olarak açıklamaktadır.

Marifet, maruf, Tearüf, Arafat, “li tearefu”, muarefe, arif, maarif kavramlar kümesi etrafında ontolojik, epistemolojik, teolojik ve aksiyolojik temellendirmeleri erbabına bırakıp Tearüf pratiğimize dönersek:

Yunus’un dediği gibi, ‘‘Gelin tanış olalım, işi kolay kılalım.”

Tearüf, doğru tanışma kapılarını araladığı oranda ön yargılardan, tarafgirliklerden, ötekileştirmekten, kıskançlık ve rekabet damarını beslemekten kurtulabiliriz.

Çünkü Tearüf, fikir birliğini sağlar. Fikir birliği ise bizi Arafat ruhuyla buluşturur.

Muhabbetin mümince kavranacağı Tearüf vesileleri ise günümüzün iletişim araçları ile daha çok irtibat ve birbirini anlamaya fırsat vermektedir.

Tekfir, hakaret, dışlama, çeteleşme, hırs, kutsalı kendi tekelinde görme taassubu ve ötekileştirmeyi besleyip uhuvveti kıran  “Tarafgirlik, inat ve haset” damarlarını hayra, marufa, marifete ve Arafat’a ulaştıracak yeni başlangıçlara, İslam coğrafyasının ilaç gibi ihtiyacı var.

Bu yüzden TEARÜF 2020 ile kardeşliğimizin tadını çıkaralım.

Anlaşabildiğimiz konularda ilerleyelim.

Tearüf teknolojilerinden yararlanalım. Tearüf ruhuyla; Müspet beyan, moral dili, birleştirici üslup, herkese eşit muamele ahlakı ile önce kendimizle sonra herkesle yeniden tanışabiliriz.

Siyasi pozisyonların tahrip edici dili Tearüf’ü engeller.

Çeşitliliğimizle birlikte bir arada olmanın formülleri üzerinde çalışıp, Tearüf pratikleri ile müzakere kültürümüzü canlandırabiliriz.

2020’yi Tearüf yılı ilan eden Risale Akademi’yi tebrik ediyorum.

Risale Çevresi için vazgeçilmez bir Hac’cın hikmetlerinden  Tearüf etrafında daha çok marifet iklimi oluşturmak duasıyla…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.