Suudi Arabistan ve İran arasındaki gerilimin arkasında ne var?

Suudi Arabistan ve İran arasındaki gerilimin arkasında ne var?

Beril Dedeoğlu: Suudi Arabistan ve İran arasında tırmanan gerilimi sadece mezhep mücadelesi üzerinden görmek zor. Sanki daha çok...

Risale Haber-Haber Merkezi

Dış politika uzmanı Beril Dedeoğlu, Suudi Arabistan ve İran arasında tırmanan gerilimin sadece mezhep mücadelesi üzerinden görmemek gerektiğini, daha çok enerji ve enerji nakil yolları meselesini de içeren daha büyük ve daha güçlüler arasında bir mücadele olduğunu söyledi.

Star'daki yazısında uzun zamandır devletlerarası mücadelelerin “vekalet savaşları” denen yöntemlerle sürdürüldüğünü belirten Dedeoğlu, "Küresel ve/veya bölgesel güç olarak tanımlanan hemen her devlet ya daha güçsüz ülkeleri birbiriyle mücadele ettirerek ya bir devletin içindeki farklı kesimleri birbirine kırdırarak ya da şiddet uygulayan örgüt ile grupları karşılıklı mücadeleye sokarak bu yöntemi uyguladılar. Vekalet savaşları, güçlü devletlerin doğrudan birbirleriyle savaşacak noktaya gelmemelerini sağlayan, sistemdeki büyük gerilimleri adeta düdüklü tencerenin buharını dışarı çıkarıp, kapağın basınçla tavana yapışmasına engel olan bir yöntem olarak görüldü. Ancak anlaşıldığı kadarıyla bu sürecin sonuna geliniyor. Birbiriyle mücadele eden kesimleri destekleyen devletler sahnenin önüne çıkıyor; daha görünür hale geliyor ve bir bakıma da mücadeleyi sürdüren grupları ya da devletleri bizzat ikame ediyorlar. Söz konusu süreci öncelikle Rusya’nın tetiklediğinin altının çizilmesi gerekir. Ancak görüldüğü kadarıyla Rusya’nın önderlik ettiği ve doğrudan devletleri karşı karşıya getiren sürecin yeni takipçileri bulunuyor ve bunların başında da İran ve Suudi Arabistan geliyor" şeklinde yazdı.

Suudi Arabistan ile İran arasındaki gerilime dikkat çeken Dedeoğlu, "İlk bakışta Şii-Sünni mücadelesi gibi görünen bu gerilim, esas olarak İran ile Suudi Arabistan’ın neredeyse 1980’lerden beri iyice açığa çıkmış olan güç mücadelesinin yeni bir aşaması" olduğunu ifade etti..

İki ülkenin yıllardır sürdürdükleri mücadelenin üç önemli hareket alanı bulunduğunu açıklayan Dedeoğlu, yazısını şöyle sürdürdü: 

"Bunlardan birisi, Şii ve Sünnilerin birlikte yaşadıkları yerlerde “saflaşma” sağlamak, ikincisi monarşi ile cumhuriyet arasında halkı seçim yapmaya zorlamak, ki bu daha çok rejim yanlıları-rejim karşıtları biçiminde şekillendirilmişti, üçüncüsü de arkalarındaki büyük güçlere güvenmek.

İran ve desteklediği Şii kesimlerin SSCB/Rusya’ya, Suudi Arabistan ve desteklediği kesimlerin de ABD’ye yakın stratejik konum almış olmaları, aralarındaki mücadelenin güçler dengesi kapsamında “dengelenmesi” kısmen mümkün olabilmiş; dengelenemeyen yerlerde de Yemen’deki gibi ülke iki parçaya bölünmüştü.

Bugün, Rusya’nın yeniden yeni soğuk savaş dengelerine dönme çabaları söz konusu ise İran ve Suudi Arabistan’ın bu sürece epeyce yardımcı olduklarını söylemek gerekiyor. Petrol fiyatlarının düşüp bu ülkelerin ekonomilerini tehdit edecek bir ortamın ortaya çıkması da, rekabetin keskinleşmesine yol açmış durumda. Dolayısıyla iki ülke arasında tırmanan gerilimi sadece mezhep mücadelesi üzerinden görmek zor. Sanki daha çok enerji ve enerji nakil yolları meselesini de içeren daha büyük ve daha güçlüler arasında bir mücadele var gibi.

Yazının tamamı için tıklayınız

 

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.