Subhanallah! Farkında değiliz ama beynimiz her akşam yıkanıyor!

Subhanallah! Farkında değiliz ama beynimiz her akşam yıkanıyor!

Beynimiz kirlenir mi? Beynimizin gerçek manada yıkanmasına ihtiyaç var mıdır? Varsa bu nasıl yapılır? Ellerimizi suyla, sabunla yıkadığımız gibi, beynimizi de görseldeki gibi fırçayla mı yıkayacağız?

Prof. Dr. Ş. Hakan Atalgın-Zafer Dergisi

“Beyin yıkamak” deyimini duymuşsunuzdur. Anlamı; “kişiyi, kendi görüş ve düşüncelerinden ayırıp başka bir görüş ve düşünceyi benimser duruma getirmek için türlü yollarla etkilemek” demek.

Peki hiç düşündünüz mü? Beynimiz kirlenir mi? Beynimizin gerçek manada yıkanmasına ihtiyaç var mıdır? Varsa bu nasıl yapılır? Ellerimizi suyla, sabunla yıkadığımız gibi, beynimizi de görseldeki gibi fırçayla mı yıkayacağız? Cevabı uzatmadan verelim; evet beynimizin de yıkanmaya ihtiyacı vardır. Çünkü o da kirlenir.

Ama endişelenmeyin. Bizi yaratan ve organlarımızı çalıştıran Rabbimiz, bu konuda da gerekli sistemleri yaratmış ve biz farkında olmadan bu sistemlerle beynimiz yıkanıp temizlenmektedir.

Nasıl olur derseniz buyurun beraber görelim.

Tüm organların ve dokuların beslenmesi için bir artere (atardamar) ve kirli kanı kalbe ve buradan da akciğere taşımak için bir ‘vena’ya (toplardamar) ihtiyacı vardır. Arter onlara ihtiyacı olan temiz ve oksijenden zengin kanı ulaştırırken, vena ise metabolitler (artık ürünler) ile kirlenmiş kanı dolaşım sisteminin merkezine gönderir.

Ayrıca toplardamar sistemi dışında, artık ürünleri alan ve genel dolaşıma gönderen lenf sistemi de vardır.

Lenf sistemi; bademcik gibi lenf bezleri, dalak, timus, lenf damarları ve lenf sıvısından (ak kan) yapılmıştır. Bu sistem doku aralarında kalan artık maddeler ile büyük moleküllü proteinleri alarak genel dolaşıma sevkeder. Genel olarak tüm organlar için bu durum geçerlidir. Beynin ise kendine ait lenf sistemi yoktur. Ancak bunu telafi için başka bir sistem yaratılmıştır.

Beyin insan vücudunda; kafatası içinde, yaklaşık bir buçuk kilogramlık peltemsi kıvamda bir organdır. Beyin dıştan içe doğru dura mater (sert zar), arachnoid mater (örümceksi zar) ve pia mater (ince zar) denilen ayrı ayrı zarlarla çevrili olan bir organdır.

Beyin, ince zar ile örümceksi zarın arasında bulunan beyin omurilik sıvısı (BOS) denilen bir sıvı tarafından sarılmıştır.

BOS’un yaratılması elbette rastgele değildir ve birçok hikmetleri vardır. Beyin, tabiri caizse bu sıvı içinde yüzer. Bu sebeble beyin, kafatası içinde çok daha hafif hissedilir ve yukarıdan aşağıya bir basınç oluşturmaz. Eğer beyin sıvı içinde olmasaydı ve alt kısmına basınç yapsaydı bu bölgede seyreden kan damarları, üstündeki beynin ağırlığından tıkanıp beyin ölümüne yol açabilirdi.

Beyin omurilik sıvısının bir görevi de mekanik koruma sağlamaktır. BOS bir kaza sırasında, kafa çarpmalarında sarsıntının hasarını azaltır. Ayrıca beyne zararlı mikro organizmalar girdiğinde savunma hücrelerinin o bölgeye ulaşmasını kolaylaştırır.

BEYNİN YIKANMASI TAM OLARAK ŞÖYLE OLUR

Sinir hücrelerinin 100 milyar tanesi bir araya gelerek beyni oluşturmuştur. Bunların her birinin 1000 başka hücreyle bağlanması sonucunda 100 trilyon sinaps bağlantısı olan ve işlevleri sırasında yoğun oksijen tüketen ve atık maddeler meydana getiren beynin bu yoğun atıkları nasıl temizlediği, yani beynin nasıl yıkandığı hep merak konusu olmuştur.

Beynin yıkanması tam olarak şöyle olur: Beyinde bulunan nöronlar, uyku sırasında küçülerek aralarındaki çatlakların genişlemesine ve dolayısıyla buradan sıvıların geçerek beyni temizlemesine imkân sağlar. Nöronlardan gelen metabolik atıklar difüzyon ile BOS’a geçer ve kan dolaşımı yoluyla beyinden dışarı çıkartılır. Böylece beynimiz yıkanmış olur.

BEYNİN YIKANMASI İSE SADECE UYKUYA GEÇTİĞİMİZ ANDA GERÇEKLEŞİR

Yazının başında BOS’tan bu sebeple bahsettik; çünkü BOS, beynin yıkanması işleminde görev alan önemli bir sıvıdır. Beynin yıkanması ise sadece uykuya geçtiğimiz anda gerçekleşir. Bu da, uykumuzu yeterince almadığımız zamanlarda yaşadığımız dikkat dağınıklığı ve odaklanma zorluğu gibi sorunları açıklıyor.

KUR'AN'DA GECE UYKUSUNUN TAVSİYE EDİLMESİNİN BİR HİKMETİ

Kur’an’da uyku hakkında Furkan Suresinde “Sizin için geceyi örtü, uykuyu istirahat kılan, gündüzü de çalışıp rızık arama vakti yapan O'dur” ve Nebe Suresinde “Uykunuzu bir dinlenme kıldık” buyrulmaktadır.

Yukarıdaki tespitler ışığında, Furkan Suresindeki ayette gece uykusunun tavsiye edilmesinin bir hikmetini de anlamış oluyoruz.

Evet Allah’ın ayetlerinde ve hadislerde pek çok hikmetlere ve faydalara dikkatimiz çekilmektedir. Konumuz açısından baktığımızda ise, beynimizi maddi kirlerden arındırmak için uykuya ihtiyacımızın olduğu 2000’li yıllarda yapılan çalışmalarla kesinleşmiştir.

Ayet-i kerimede gece uykusuna vurgu yapılması, Kur’an’ın mucize ve insanı yaratan Allah’ın kelamı olduğunu ne güzel gösteriyor.

Öyle ise Kur’an’ı ne kadar hayatımızın merkezine alarak yaşarsak, o kadar dünyevi ve uhrevi zararlardan kurtulur ve mutluluklara kavuşuruz. Allah, hepimizi her iki hayatın saadetlerini kazananlardan eylesin.

Kaynaklar:
1. Maiken Nedergaard, Lulu Xie et al., “Sleep Drives Metabolite Clearance from the Adult Brain”, Science, 18 Ekim 2013
2. Emily Underwood, “Sleep: The Brain’s Housekeeper?”, Science, 18 Ekim 2013

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum