Şifa kaynağı şerbetler "Şerbet-i Fünun"da günümüze taşınıyor

Şifa kaynağı şerbetler "Şerbet-i Fünun"da günümüze taşınıyor

Trakya Üniversitesinin "Şerbet Evi" projesi sayesinde, Osmanlı saray mutfağının onlarca şerbeti günümüze taşınıyor.

Trakya Üniversitesi ve Trakya Kalkınma Ajansı'nın gerçekleştirdiği projeyle, Karaağaç Yerleşkesi'nde bulunan tarihi bir bina, şerbet evine dönüştürüldü.

Hem tarihi değerlerin yaşatılması hem de ziyaretçilere sağlıklı ve lezzetli Osmanlı şerbetlerinin sunulmasının amaçlandığı projenin uygulanmasına başlandı.

Projeye, Servet-i Fünun edebiyatından esinlenerek "Şerbet-i Fünun" adı verildi. Çok sayıda şerbet, Pazarkule Sınır Kapısı yolundaki "şerbet evi"nde konuklara ikram edilmek için kaynatılıyor.

Tarihi yapıda hizmet vermeye başlayan "şerbet evi"nde nane şerbetinden hibiskusa, gül şerbetinden kızılcık şerbetine, kayısıdan tarçın şerbetine onlarca Osmanlı lezzeti tadılabiliyor.

Mutfakta kaynayan şerbeti, dönem kıyafetlerini giyen şerbettarlar, sırtlarındaki şerbetlikten doldurarak konuklara ikram ediyor.

Şerbetler eski tıp kitaplarında da önemliydi

Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu, şerbetlerin ya da şurupların eski tıp kitaplarının çok önemli kısmını oluşturduğunu söyledi.

Son dönemde unutulan önemli bir şifa geleneğini yeniden gün yüzüne çıkardıklarını anlatan Tabakoğlu, şöyle konuştu:

"Trakya Üniversitesi olarak var olan gelenekleri açığa çıkartmak en önemli vazifemiz. Güzel bir projeyle de bunu tekrar canlandırıyoruz. Mimar Kemalettin eseri olan bu güzel kampüsümüzde Güzel Sanatlar Fakültemizin bir bölümünü Şerbet-i Fünun adıyla misafirlerimizin hizmetine açtık."

"Hazır gıdalar çok zararlı"

Rektör Tabakoğlu, şerbet üretmek, şerbet kaynatmak isteyenlerin de mutfağa geçip geleneksel tatların yapımını öğrenme fırsatını yakalayacaklarını belirtti.

Aynı zamanda tıp doktoru olan Tabakoğlu, şunları söyledi:

"Gazlı içecekler biliyorsunuz glikoz şurupları ya da meyve suları maalesef bu hazır gıdalar çok zararlı ama tarihimizde şifa kaynağı şerbetler varken, bunları kullanmıyoruz. Belki daha çok yemeklerimizde, sofralarımızda kendi özümüze dönerek bu şerbetleri yaşatabiliriz. Buradan da insanlar alıp evlerinde kullanabilecekler."

"Edirne’yi şerbet eviyle ünlü hale getirmek istiyoruz"

Proje Koordinatörü Dr. Nilgün Tabakoğlu da envanterlerinde 350 şerbet tarifi bulunduğunu, "şerbet evi"nde mevsime göre 20-25 kadar şerbeti dönüşümlü olarak konuklarına sunacaklarını vurguladı.

Nilgün Tabakoğlu, şerbet evinin aynı zamanda Osmanlı saray yemeklerinin de yapılacağı bir turizm noktası olacağını anlattı.

"Aynı zamanda bizim bahçemizde bir trenimiz var, burada da yine Osmanlı yemeklerini rezervasyonlu olarak vermeyi amaçlıyoruz. Sabahları bir Osmanlı kahvaltısı planlarımız arasında. Bizim buradaki amacımız bir turizm noktası olmak. Edirne’yi şerbet eviyle ünlü hale getirmek istiyoruz. İnsanların gazlı içecekler yerine tarihimizde ki şerbetleri tanımaları. Burayı ziyaret eden tüm yerli ve yabancı turistler şerbetlerin tadına bakabilirler." 

AA

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.