Söyleyecek Güzel Bir Şeyin Yoksa, Bırak, Hiçbir Şey Söyleme!

Mesut ENDER-ARAŞTIRMALARIN DİLİ

Sivri dilli ve nezaketten yoksun bir kadın yıkıcı bir dedikodu yaymakla suçlanıyordu.

Köyün bilgesinin huzuruna getirilen kadın “Söylediklerim bir şakaydı, sadece şaka” diyerek itiraz etti. “Sözlerim başkaları tarafından yanlış anlaşıldı, ben suçlu değilim” diye bağırdı.

Ancak dedikoduya maruz kalan mağdur kadın “Temiz adımı kirlettin” diyerek adalet istiyordu.

“Bunu düzeltebilirim” dedi suçlanan kadın. “Bütün sözlerimi geri alıyorum ve affedildiğime inanıyorum.”

Bilge bu sözler karşısında başını salladı ve “Bu kadın yaptığı suçu anlamıyor. Zaman içinde aynısını yine tekrarlayacak” diye düşündü.

Bunun üstüne kadına şöyle dedi:

“Git, kuş tüyü yastığımı evden al, pazar meydanına getir. Yastığı kes ve içindeki tüylerin her tarafa dağılmasını sağla. Sonra da bunları geri topla ve tüylerin her birini geri getir. Düşüncesiz sözlerin, bunu yapmazsan bağışlanmayacak”.

Kadın bu isteği gönülsüzce kabul etti ve yaşlı bilgenin gerçekten delirdiğini düşündü. Gene de onu gülünç duruma düşürmek için yastığı pazar meydanına getirdi. Yastığı kesti ve kuş tüyleri her yanı kapladı.

Kadın onları yakalamaya, kapmaya uğraştı. Her birini tek tek toplamaya çalıştı. Harcadığı güçten bitkin düşerken bu işin mümkün olmadığını anlayıverdi.

Elinde çok az miktarda kuş tüyü ile geri dönerek;

“Onları toplayamadım, her yere dağıldılar” dedi; içini çekip başını öne eğerek ve ekledi: “Tıpkı yaydığım dedikodunun sözlerini geri alamayacağım gibi.”

***

Gıybet toksiktir.

Vücutta zararlı etkiler oluşturan maddelere “toksik madde” veya “zehir etkili madde” denir. Zehirli maddeler katı, sıvı, gaz veya sprey şeklinde bulunabilir. Etilen glikol ve hidrojen peroksit gibi maddeler toksik maddelere örnek olarak gösterilebilir.

Bu maddeleri yutmak ya da doğrudan solumak ölümle sonuçlanacak birçok hastalığa neden olabilir.

Toksik insanlar da davranışları ya da sözleri ile hedef aldığı insanların manevi dünyasını zehirler ve onların yaşama şevkini perişan edebilir.

Bu zehir, bazen bir söylentiyle, bir tenkitle veya kendi kendine bir konuşma ile başlar, sonra dedikodu olarak alevlenir, nihayetinde gıybete dayanır. Vahim sonuçlar ortaya çıkar.

Gıybet, toplumun altına döşenmiş dinamittir.

Nereden bakarsanız bakın gıybet insan türünün en vurucu en tahrip edici yanlışıdır.

Kötü niyetli söylentileri yaymak sadece bir gıybet değil; aynı zamanda beklenmedik bir zaman sonra size bir bumerang gibi döner; kalbinize saplanır, toplumda kaba ve olgunlaşmamış bir şekilde kötü görünmenizi sağlar.

Aynı zamanda konuştuğunuz kişi veya kişileri rahatsız eder.

Çoğu insan dikkat çekmek ve kendilerini daha iyi hissetmek için “dedikodu” yapar; ancak uzun vadede, genellikle konuşan ve orada durup dinlemeye istekli olanlar üzerinde geri teper.

Başkaları hakkında kötü niyetli tartışmalardan hiç kimse fayda sağlamaz. Aynı zamanda olumlu bir şey yapmak veya söylemek için harcanabilecek zamanı manasız ve huzursuz edici durumla becayiş etmiş olursunuz.

İster sosyal bir ortamda arkadaşlarınızla gıybet yapın, ister işyerinde bir mesai arkadaşınız hakkında konuşun, bu durumdaki görünümünüz şudur; görgü kurallarından nasibini almamış ve arkadaşları hakkında nasıl davranacağını bilmeyen küçük bir insan olarak karşımıza çıkacaksınız.

Gıybet alışkanlığınız varsa, insanlar size olan güvenini kaybedecektir. Çünkü kimse gıybet yapan bir insanla arkadaşlık yapmak istemez ve sırlarının çalınacağından da korkar. Arkadaşlıklara da mesleki ilişkilere de zarar verir.

Okun yaydan çıkması gibi, bir şeyi bir kez söylediniz mi, onu geri almanız imkansızdır. Bu yüzden konuşmadan önce daima düşünün.

Kişisel Gıybet

Arkadaşlarınızdan biri hoşlanmadığınız bir gıybet fiili işlediğinde, onunla başa çıkmanın iki uygun yolu vardır:

1-) Ya onunla yüzleşin ve durumunuzu açıklayın.

2-) Ya da kendi haline bırakın; sorunun çözülmesini bekleyin.

Devam eden bir sorun varsa, muhtemelen bu kişi sizi gıybet etmeye devam edecektir; ancak o ne yaparsa yapsın, siz asla aynı şeyi gıybet şeklinde kullanmayın.

Gıybet yapmak o kadar kolay bir alışkanlık ki, çoğu zaman yaptığımızın farkına bile varmıyoruz.

İyi niyetli bir şey söyleyerek başlarız; sonra diğer kişi tam kapsamlı bir tartışma başlatan bir yorum yapabilir. Bu kısa yorum, kendi başına bir hataya dönüşebilir ve yüzde 100 gerçek olmayan bir duruma dönüşebilir.

Söylenti, dedikodu seviyesine çıktığında size güven içinde bir şey söylendiyse, arkadaşınız size bir daha asla güvenemeyecektir.

Herhangi bir kötü alışkanlığı kırmak çaba ister.

Alışkanlık olarak başka biri hakkında konuşmadan önce, durun ve ağzınızı açmadan önce düşünün. Hatta daha olumlu bir şekilde konuşma alışkanlığı edinirken daha fazla dinlemeyi ve daha az söylemeyi deneyin.

İşyeri Gıybeti

Ofis dedikodusunun pek çok farklı biçimi vardır ve eğer söyledikleriniz konuya dönerse hepsi sizi incitebilir. Bahsettiğiniz patron ya da başka bir departmandaki kişi olsun, sözleriniz gelecekte sizi arkadan vurabilir.

Diyelim ki patronunuz sizi bir hata için çağırdı ve sinirlendiniz; bu sebeple masanıza geri döndünüz ve amiriniz hakkında aklınıza gelen ilk olumsuz şeyi kustunuz. Doğru olsun ya da olmasın, gıybetin başlamasının önemli bir yolu budur.

Bir kuruluş büyüdükçe veya küçüldükçe, insanlar neler olduğu hakkında sohbet etmeye bayılır. Bir parça gerçekle başlayabilir ve onu orantısız bir şekilde üfleyip şişirebilir.

Siz farkına bile varmadan, şirketin kapanacağı söylentisi herkesi telaşa sokar ve hatta maaşınızı veren işletmeye zarar vererek dedikodunuzu kendi kendini gerçekleştiren bir kehanet haline getirebilir.

Okul Gıybeti

İster okulda öğrenci olun, ister okuldan onlarca yıl önce mezun olun, söylentilerin bir okulda ne kadar hızlı yayılabileceğini muhtemelen hatırlıyorsunuzdur.

İnsanlar, bazı öğrencilerin düşük not öğrencisi (zayıf öğrenci) olduğu halde, yüksek not aldığı için onun sınavda kopya çektiğini varsayabilirler.

Ya da öğretmeniyle özel konuşurken gördüklerinden anlam çıkarmaya çalışırlar.

Söylenti doğru ya da yanlış olsun, bir kez yayılmaya başladığında durdurulması zor bir yük treni gibidir. Yutkunma ve şakalarla başlayabilir, ancak okuldaki dedikodular itibarı mahvedebilir.

Korkunç İnternet Gıybeti - Gıybet Değirmeni

Günümüzde en önemli, en yaygın gıybet şekli budur.

“Bir seyyie bir kalmıyor”; internet ve sosyal medya üzerinden sayısız rakamlara ulaşıyor.

İnternette bilgi yaymaya kapılmak çok kolaydır. Aslında İnternet, dinamik doğası nedeniyle birçok insan için gıybet değirmeni haline geldi.

Dedikoduyu sosyal medya, mesajlaşma veya e-posta yoluyla başlatan veya yayan kişi olmak en feci olanıdır; bunu ileterek ve yeniden göndererek sürdüren, yayan da ateşte yerini hazırlasın; o da bir o kadar kötüdür.

Yapabiliyorsunuz diye internet trolü olmayın.

Elbette, telefonunuzun, tabletinizin veya bilgisayarınızın anonimliğinin arkasına saklanıyorsunuz, ancak bu onu iyi yapmaz.

Birine zarar verebilecek bir şey gördüğünüzde, paylaşma dürtüsüne karşı koyun.

B….ku karıştırıp kokusunu yaymak yerine, üstünü örtün ve arka planda gerekeni yapın.

****

İnsanlar neden gıybet yapar?

1993 yılında yapılan bir gözlemsel araştırma, erkek katılımcıların konuşma süresinin %55'ini ve kadın katılımcıların %67'sinin “kendileri dışındaki sosyal hayatla ilgili konuların tartışılması” için harcadıklarını buldu. Kaynak: https://link.springer.com/article/10.1007/BF02912493, (Human Conversational Behavior)

İnsanlar dedikoduyu kötü niyetli söylentiler, aşağılamalar veya bir magazin haberinin nefes nefese yayılmasıyla eşanlamlı olarak düşünme eğilimindedir. Ancak araştırmacılar bunu genellikle daha geniş olarak tanımlarlar.

Riverside, California Üniversitesi'nde psikoloji yardımcı doçenti olan Megan Robbins, gıybeti “Hazirundan olmayan insanlardan bahsetmek” olarak tanımlıyor.  Ki, kelime anlamı da aslında budur.

Bediüzzaman da tanımında bundan söz eder; “Gıybet odur ki, gıybet edilen adam hazır olsaydı ve işitseydi, kerahet edip darılacaktı. Eğer doğru dese, zaten gıybettir. Eğer yalan dese, hem gıybet, hem iftiradır; iki katlı çirkin bir günahtır.”

Social Psychological and Personality Science dergisinde 2019 yılında yayınlanan bir meta-analizde Robbins ve bir meslektaşı, 467 denek üzerinde yaptıkları çalışmada, “sık dedikodu yapanların daha dışa dönük olma eğiliminde oldukları; kadınların erkeklerden daha tarafsız dedikodu yaptıkları ve genç insanların yaşlılardan daha fazla olumsuz dedikodu yapma eğiliminde olduklarını” buldular.  Araştırma, dedikodu konusunun, olumlu ya da olumsuz olmaktan ziyade, tarafsız olma ve sosyal bilgiler hakkında olma eğilimindeydi. Kaynak: https://journals.sagepub.com/doi/abs/10.1177/1948550619837000

Bazı akademisyenler, dedikoduyu kültürel öğrenmenin kanıtı olarak görüyor. Onlara göre dedikodu öğretilebilir anlar sunuyor ve insanlara sosyal olarak kabul edilebilir olan veya olmayan örnekler sunması bakımından eğitici bulunuyor.

Örneğin, bir toplulukta veya sosyal çevrede çok fazla hile yapan, ahlaki zaafları olan biri varsa (fasık-ı facir) ve insanlar o kişi hakkında olumsuz bir şekilde konuştuğunda, ortaya çıkan vahim sonuç oradaki insanlara örtülü bir ders niteliği taşıması itibariyle eğitici (kötülükten caydırıcı)bulunuyor.

İnsanlar dedikodu yaptığında fizyolojik olarak neler olur?

Social Neuroscience'da 2015 yılında yayınlanan bir çalışmada bilim adamları, kendileri, en iyi arkadaşları ve ünlüler hakkında olumlu ve olumsuz dedikodular duyduklarında kadın ve erkeklerin beyin görüntülemelerine baktılar.

Kendileri hakkında iyi ve kötü dedikodular ve genel olarak olumsuz dedikodular duyan insanlar, beyinlerinin prefrontal korteksinde daha fazla aktivite gösterdi, bu da karmaşık sosyal davranışlarda gezinme yeteneğimizin anahtarıdır. Kaynak: https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/25580932/

Bu aktivite, deneklerin dedikoduya ve içgörüye cevap verdiğini gösterdi. Yazarlar bunun, gerçekte hissettiklerimizi yansıtıp yansıtmadığına bakılmaksızın, başkaları tarafından olumlu görülme ve sosyal olarak uyum sağlama arzumuzla ilgili olduğunu söylüyor.

Araştırma ayrıca, ünlüler hakkındaki olumsuz dedikodulara yanıt olarak beyindeki bir ödül merkezi olan kaudat çekirdeğin (Caudate nucleus: Beyinde kaudat nükleusun uyarılması kötümserliğe yol açıyor) aktive olduğunu buldu.

Araştırmacılar ayrıca beyin görüntülerinin neyi ortaya çıkardığını incelemenin yanı sıra deneklerin nasıl hissettiklerini de sorguladılar. Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, kendileri hakkında olumlu dedikodu duymaktan daha mutluydular ve başkaları hakkında dedikodu duymak yerine kendileri hakkında olumsuz dedikodu duymaktan daha fazla rahatsız oldular. Kaynak: https://time.com/5396598/good-first-impression/

Gıybet Yapmanın 7 Nedeni

Dedikodunun kötü olmasının pek çok nedeni olmasına rağmen yine de düzenli olarak gıybette bulunuyoruz.

Sonuçlar ne kadar kötü olursa olsun yine de dedikodudan kurtulamıyoruz.

Artı, hepimiz dedikodunun kurbanı olduk ama yine de dönüp başkaları hakkında dedikodu üretiyoruz. Bu bir kısır döngünün bir noktada durması gerekiyor.

“Demek, şu âyetin ifadesiyle ve kelimelerin ayrı ayrı delâletiyle, zem ve gıybet, aklen ve kalben ve insaniyeten ve vicdanen ve fıtraten ve milliyeten mezmumdur.”

“İşte, bak, nasıl şu âyet îcazkârâne altı mertebe zemmi zemmetmekle, i'câzkârâne altı derece o cürümden zecreder.”

“Gıybet, ehl-i adâvet ve haset ve inadın en çok istimal ettikleri alçak bir silâhtır.”

“İzzet-i nefis sahibi, bu pis silâha tenezzül edip istimal etmez.”

“Nasıl meşhur bir zât demiş: "Düşmanıma gıybetle ceza vermekten nefsimi yüksek tutuyorum ve tenezzül etmiyorum. Çünkü gıybet, zayıf ve zelil ve aşağıların silâhıdır.” (22. Mektup)

Bediüzzaman’ın bu cümlesinden ilhamen, gıybetin kötü olmasının bazı nedenleri ve sonuçları şunlardır:

Suikastçılıktan kaçının - İtibar suikastı yapmayın!

Dedikodunun kötü olmasının nedenlerinden biri, diğer kişinin itibarını zedeleyebilmesidir. Hiç kimse kötü doğmaz; biz ruh dünyamızda iyi insanlarız. Bununla birlikte, biri hakkında kötü niyetli söylentiler yayan biriyseniz, o insanların itibarlarını yerle bir edersiniz ki, bu ciddi toplumsal sorunlara yol açacaktır.

Gıybet kaynaklarınızı kurutun!

Dedikodu yaymak, haklı bile olsanız, insanları rahatsız edebilir. Sonuç olarak, kötü alışkanlığınızla yüzleşebilirsiniz. Bu sadece sizin için utanç verici ve garip olmakla kalmaz, aynı zamanda dedikodu veya söylentiler yaymak için genellikle kötü biri gibi görünürsünüz.

Ayrıca, gıybet makinesi veya sahte bir üne sahip biriyseniz, insanlar sizinle ilişki kurmak istemeyecektir.

İnsanlar sana olan inancını kaybeder

Gıybetçi damgasını yedikten ve dedikoduların arkasındaki suçlu olarak belirlendikten sonra insanlar sizden uzaklaşmaya başlayacaktır.

Sana anlattığı sırlarının seninle güvende olduğuna güvenmemekle kalmayacak, aynı zamanda başka hangi kötü niteliklere sahip olduğunu da merak etmeye başlayacaklardır. Örneğin, dedikodu yaymayı seviyorsanız, insanlara size bir sahtekâr muamelesi yapacaktır.  Üstelik bir de hikâyeleri ve dedikoduları daha ilginç hale getirmek için bin yalan mı katıyorsunuz. Şu abartma huyundan vazgeçin.

KVKK ve Yasal sorunlar

Bazen gıybet yasal sorunlara yol açabilir! Dedikodu birinin sağlığını, işini veya duygusal durumunu etkileyebilir. Bunların hepsi, birinin sizi mahkemeye götürmesi için gerçek nedenler olabilir. İronik olarak, bu hem itibarınızı zedeleyebilir, hem de yasal olarak binlerce liraya mal olabilir

Korktunuz değil mi? Peki Rabbin gıybet edenleri tehdit etiği cehennem azabı bundan çok mu hafif?

Birini ciddi şekilde incitmek

Dedikodu gerçekten zarar verebilir.  Depresyona ve intihar düşüncelerine yol açan duygusal ve zihinsel sıkıntıya neden olmak anlamına gelir ki, Anadolu’da gıybet yüzünden intihar eden çok sayıda genç kızımız vardır. Hatta filmlere de konu olmuştur.

Dedikodu yeterince kötüyse, dedikodu geri dönüşü olmayan zararlara neden olabilir. Ayrıca, her ne hakkında dedikodu yapıyorsanız, kamuya duyurulmasını istemedikleri biri için gerçekten hassas ve kişisel bir konu olabilir.

Kötü alışkanlıkları öldürmek zordur.

Dedikodu kötü bir alışkanlık haline gelebilir.

Bunu yaptığınızı fark etseniz ve durdurmak isteseniz bile, içgüdüsel olarak bazı insanlar hakkında yapmaya başlayabilirsiniz.

Ayrıca, bir kez alışkanlık haline geldiğinde, dedikodu eklemeden başka bir şey hakkında konuşmanın zor olduğunu göreceksiniz. Hep aynı olumsuz şeyleri defalarca tekrarlayarak bozuk bir rekora dönüşeceksin. Doğal olarak, insanlar söyleyeceklerinizden sıkılacak ve ilgisiz kalacaktır.

Negatif enerji yayar.

İnsanlar hakkında sürekli kötü şeyler kusuyorsanız, arkadaşlarınız sizden kaçacaktır.  Ayrıca, hiç kimse negatif enerji, düşünce veya duygularla zehirlenmek istemez. Sonuç olarak, insanlar sizden kaçınmaya başlayacak.

“Bazen dedikodu cazip gelebilir ve zaman zaman pes etmekten kendinizi alamazsınız. Bu sizi kötü bir insan yapmaz; hepimiz dedikodu yapmaktan suçluyuz. Ancak dedikodu hızla kötüye gidebilir ve bir başkasının hayatını olumsuz etkileyebilir, bu yüzden mümkün olduğunca ondan uzak durmaya çalışın.” Kaynak: https://socialdiary.pk/7-reasons-why-gossiping-is-bad-and-why-you-should-stop/

***

Ebeveynler ve öğretmenler çocuklara gıybet etmenin tehlikelerini öğretmelidir.

1. Çocuklara dedikodu veya gıybet etmeyen bir rol model olun. Onlara örnek olarak liderlik edin. Çocuklar ebeveynlerin söylediklerini değil, yaptıklarını yaparlar.

2. Dedikodunun insan ruhunu nasıl tahrip ettiğini açıklayın. Söylentilerin ve dedikoduların genellikle gerçeği çarpıttığını ve etrafta dolaşanların orijinal mesajdan önemli ölçüde değişmiş olabileceğini anlamalarına yardımcı olun.

3. Empati becerisini öğretin. Çocuklar dedikodulara karıştığında, incitici alaylarla benzerlikleri vurgulayın.

4. Çocuklara başkalarının mahremiyetine saygı duymayı öğretin. Doğru olan bir şey hakkında konuşulsa bile, konunun hassas bir konu olduğunu hatırlatın.

5. Çocuklara sağlıklı arkadaşlıklar kurmayı öğretin.

6. Çocuklara, hakkında dedikodu yapılan kişinin söylentilerden zarar görüp görmediğini ilgili kişiye nasıl iletmesi gerektiğini öğretin.

Gıybetle Nasıl Başa Çıkabilirsiniz?

Dedikodu yapmaya can attığınızda, durun ve birkaç saniye düşünün.

Söylemek üzere olduğun şeyin öznesi siz olsaydınız, kendinizi nasıl hissedeceğinizi bir düşünün.

Doğru olmayan bir şey söylemenin asla uygun olmadığını unutmayın, ancak doğru ve gerçek olsa bile, bunu söylemenin faydası nedir, diye düşünün.

Gıybetten kaçınarak,

  • Doğru şeyler istemek ve istemeyi doğru yapma mahalli olan aklınızı,
  • Sevme ve nefret etmenin merkezi olan kalbinizi,
  • Sosyal hayatınızı,
  • İnsanlığınızı,
  • Mensubu olduğunuz insanlık sıla-i rahiminizi
  • Vicdanınızı koruyunuz.

Dedikoduyu nasıl önleyeceğinize dair bazı ipuçları:

Durun ve konuyu değiştirin!

Birisi dedikodu yapmaya başlar başlamaz, kasıtlı olarak başka bir konuyu gündeme getirin ve tartışın. Sözünü keserek gıybet yapmasını önlediğiniz kişi dedikoduya geri dönmeye çalışırsa, ona sert bir bakış atın ve konuyu tekrar değiştirin.

Başkalarının yanında fısıldaşmayın

İster kalabalıkta ister üç kişinden ikisi iseniz, birinden bahsetmiyor olsanız bile fısıldaşarak konuşmayın. Çünkü üçüncü kişi kendisi hakkında gıybet ettiğinizi sanacaktır. Bu da çevrenizdeki insanların duygularını incitme anlamına gelebilir.

Gıybet edilen kişiyi o anda savunun

Söylenenler doğru bile olsa kişiyi en mantıklı şekilde savunun.

Dedikodunun yalan olduğunu biliyorsanız, buna böyle deyin.

Gerçeğin bir parçası varsa veya emin değilseniz, söylenenlerin arkasındaki koşulları bilmediğinizi ve bu tartışmaya devam etmek istemediğinizi söyleyin.

Ortamı terk edin.

Dedikodu devam ederse, oradan uzaklaşın. Tüm kötü niyetli sohbetleri yapan kişiler mesajı alacaktır. Yine de, bir sonraki dedikodu seansının konusu olabileceğiniz konusunda uyarılmalıdır. Kaynak: https://www.thespruce.com/why-gossip-is-bad-form-1216890

Araştırın ve mihenge vurun

Söylenen her söze hemen inanmayın; her sözün akla ve kalbe girmesine izin vermeyin. Ölçütünüz olsun, mihenge vurunuz. Gıybet aklı ve kalbi kullanmakla önlenebilir.

Ey iman edenler! Bilmeden birilerine zarar verip de sonra yaptığınıza pişman olmamanız için, yoldan çıkmışın (gıybetçi) biri size bir haber getirdiğinde doğruluğunu araştırın.” (Hucurat,6)

Sonuç: Sokrat gibi eleklerden geçirin

Bir gün bir adam Sokrates’e: “Arkadaşınla ilgili ne duyduğumu biliyor musun?” der.

Sokrates: “Bir dakika bekle” diye cevap verir ve davam eder “Bana bir şey söylemeden evvel senin küçük bir testten geçmeni istiyorum. Buna Üçlü Filtre Testi deniyor”.

Adam merakla: “Üçlü Filtre Testi mi?” diye sorar.

“Doğru” diye devam eder Sokrates. “Benimle arkadaşın hakkında konuşmaya başlamadan önce, bir süre durup ne söyleyeceğini filtre etmek iyi bir fikir olabilir. Buna üçlü filtre dememin sebebi budur.

İşte, Birinci filtre: “Gerçek filtresi.”

Bana birazdan söyleyeceğin şeyin tam olarak gerçek olduğundan emin misin?”

Adam: “Hayır, aslında bunu sadece duydum.”

“Tamam” der Sokrat ve “Öyleyse, sen bunun gerçekten doğru olup olmadığını bilmiyorsun…

Şimdi ikinci filtreyi deneyelim, yani “İyilik filtresini.”

Arkadaşın hakkında bana söylemek istediğin şey iyi bir şey mi?” diye sorar Sokrates. Adam Sokrates’e: “Hayır, tam tersi” diye cevap verir.

Sokrates: “Öyleyse onun hakkında bana kötü bir şey söylemek istiyorsun ve bunun doğru olduğunda emin değilsin.

Fakat yine de testi geçebilirsin, çünkü geriye bir filtre daha kaldı.

“İşe yararlılık filtresi”

Bana arkadaşın hakkında söyleyeceğin şey benim işime yarar mı?” diye sorar.

Adam şaşırarak: “Hayır! Gerçekten değil!”

Sokrat, “İyi” diye tamamlar ve şu son cümleyle konuyu kapatır.

Sokrates: “Eğer bana söyleyeceğin şey doğru değilse ve işe yarar değilse, bana niye söyleyesin ki!” der.

***

“Sizden biri, ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı?” Hucurât Sûresi, 49:12

***

Gıybet odur ki, gıybet edilen adam hazır olsaydı ve işitseydi, kerahet edip darılacaktı. Eğer doğru dese, zaten gıybettir. Eğer yalan dese, hem gıybet, hem iftiradır; iki katlı çirkin bir günahtır. (Yirmiikinci Mektup, Hatime)

***

Eğer gıybet etti veyahut isteyerek dinledi; o vakit “"Allah'ım, bizi ve gıybetini ettiğimiz zâtı mağfiret et." Suyûtî, el-Fethu'l-Kebîr, 1:87”. demeli, sonra gıybet edilen adama ne vakit rast gelse, "Beni helâl et" demeli. (Yirmiikinci Mektup, Hatime)

Yorum Yap
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Yorumlar (4)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.