İman hakikatlerinin kaynağı: Allah'a iman

Ediz SÖZÜER

Keşif Yolculukları Risale-i Nur Eğitim Programı Dersleri-33: İman Hakikatlerinin Kaynağı: Allah'a İman

Bu yazımızda, Yirmi Dokuzuncu Söz’ün işlendiği “Kâinatta Yalnız Mıyız” ana başlıklı dersimizin ikincisiyle yolculuğumuza devam ediyoruz. Sunulan hakikatlerin tam olarak hissedilerek pekiştirilmesi için görsel destekli ders videosunu da https://youtu.be/CVkp3PjoUGs adresinden izlemenizi tavsiye ediyoruz. 5 Kasım Ct. 16.00 günü sunulacak “Ebedî Hayatın Varlığının İspatı”(10.Söz İzahı) dersimizin detaylarına ise https://risaleinuregitimprogrami.com adresinden ulaşabilirsiniz.

İman Hakikatlerinin Kaynağı: Allah'a İman (İzah Metni)

Şimdi kâinat çapında bir genişliğe sahip iman hakikatlerinin kaynağından bahsedeceğiz. İslâmiyetin “iman şartnamesi” diyebileceğimiz Amentü’nün[1] içindeki altı adet iman esasının cümle sıralamasında, bütün iman esaslarından önce Allah’a iman esası ile başlanması tesadüf değildir. İman ile ilgili bütün hakikatlerin aslı ve kaynağı Allah’a imandır.

Tüm iman esasları Allah’a imanın zarurî gereği olarak gerçekleşir, ispatlanır ve ancak Allah’a iman hakikatinin parlak ışığı altında tam olarak anlaşılabilir. Şöyle ki:

Madem bir Allah var, o halde kendi sanatını görüp hayret edecek, mükemmel işlerine şahit olup ibadet edecek şuur sahiplerini kâinatın her tarafında elbette mutlaka yaratacaktır. İşte meleklere iman esası..

Bir Allah var, o halde kendisini bildirmemek, tanıttırmamak olmaz. İşte peygamberlere ve kitaplara iman..

Bir Allah var, o halde tüm güzel sanatlarını çürüyüp mahvolmaktan, israftan, abesiyetten kurtaran ve kendisini seven ve sevilen, bilen ve bildiren kullarını idamdan, yokluktan ve yaratılış maksatlarını anlamsızlıktan kurtaran ve yüzeysel gözümüze temas eden tüm çirkinliklerin, adaletsizliklerin gerçek güzel hakikatlerini gerçekleştiren ebedî bir diyar muhakkak olmalıdır. İşte âhirete iman..

Madem her işinde maharetle işleyen, kararlı ve düzenli bir madde yapısı yaratan bir Allah var. O halde böyle mükemmel bir kâinatı yaratan O Allah, elbette işinin tüm planlarını, programlarını, modellerini ve ilmî manevî kalıplarını kendi ilahî ilminde saklamaktadır ve zamanı geldikçe gerçekleştirmektedir ki, işler böyle saat gibi işliyor. Hem madem böyledir. Elbette harika işlerini anlayabilen ve takdir edebilen şuur sahibi kullarının fiillerini kayıt altına almamakla başıboş bırakması ve kendisi haricinde herhangi bir tesadüfî kuvvetin o kullarının hayatında gerçek anlamda hükmetmesine ve hayatlarına müdahalesine izin vermesi ve O’na ibadette ve O’ndan yardım istemekte ve O’na teşekkür etmekte başka ortakların iştirakini kabullenmesi hiç mümkün değildir. İşte Allah’a imanın ışığı altında parıl parıl parlayan hayır ve şerrin Allah’tan geldiğine ve kadere iman etmek esası..

Detaylı analizimizle yazı dizimizin en başındaki sorumuzun (yani bu kâinatta yalnız olup olmadığımız sorusunun) doğru cevapları hakkında söz söyleme hakkının, kâinatın sahibine ait olduğu açıklık kazandı. Bir sonraki yazımızda meselemizi akıl ve hikmet çerçevesinde ve Allah’ın tarafından bakarak daha önce görülmemiş orijinal tespitlerle inceleyen Yirmi Dokuzuncu Söz’le sizleri başbaşa bırakacağız.

 

[1] Amentü şöyledir: Âmentü billahi ve melaiketihi ve kütübihi ve rüsülihi vel yevmil ahiri ve bilkaderi hayrihi ve şerrihi minallahi teâlâ vel ba'sü ba'del mevti hakkun. Eşhedü en lâ ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve resülühü. (Yani, Allah’a, meleklerine, gönderdiği kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe, kadere, hayrın ve şerrin Allah’tan olduğuna, öldükten sonra dirilmeye inanıyorum. Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed aleyhisselamın da Allah’ın kulu ve Peygamberi olduğuna şehadet ediyorum.)

İlk yorum yazan siz olun
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.