Ben ve sen

Ekrem KILIÇ

Ben var ya, ben! Sen ne dersen de; bütün gerçek ve hak benim dediğim gibidir. Ben konuşurken herkes susmalı. Karşı ve zıt bir fikir beyan etmek kimin haddine? Eğer, sözlerimi tasdik etmek için ağzını açarsan, mesele yok. Aksi halde, konuşma. Konuşmamak yetmez, hattâ düşünme. Sana fikrini soran oldu mu? Neden, söylediklerimin aksini tefekkür ediyorsun? Hürriyet dedikse, sana verdiğimle yetinmen gerek. Bunu hâlâ anlayamamış olmana şaşıyorum.

Benim fikirlerimin bütün dünya tarafından kabulü îcâp eder. Hoş, kâinat reddetse, ne önemi var! Bir konuda ben konuştum mu, her şey susmalı. Sen, her durumda benim düşündüğüm, dediğim, yaptığım gibi düşünmek, demek, yapmak zorundasın. Aksi halde, bölücülük yapmış olursun. Benden başkasının hakkı olduğunu savunursan mevcut bütün kuralları ihlâl etmiş sayılırsın.

Bütün sen’ler bana hizmet ve itâat için vardır. Benden başka herkes sen’dir. Liyâkat, kàbiliyet, zekâ, dehâ, güç, kuvvet, servet, iktidâr bana mahsustur. Sende bu özelliklerin bulunmasına tahammül edemem. Kim ki, bu hâsiyetlerin kendisinde de bulunduğunu iddiâ ederse, yobazdır. Onun sesini kesmek boynuma borçtur.

Cemiyetin menfaatini ben daha iyi bilirim. Teker teker bana saygı göstermek zorundasın. Toplumun huzurunu bozmamak borcundur. Bana yapılan saygısızlık huzur bozma kastından ileri gelmektedir. Beni, yaptığın her harekette bana karşı bir kötü niyet olduğunu anlamayacak kadar, saf mı sandın? Ben, sen’in niyetini gözlerinden, dudaklarının kıvrımlarından, saçlarının taranışından, bıyıklarının kıvrılışından, kaşlarının şeklinden anlamam mı zannedersin?

Şu taşlara hep imrenmişimdir. İnsanı çileden çıkaracak bir davranışta bulunmazlar. Keşke, benden başka bütün varlıklar taş olsa idi. Yüzde bin haklı olduğum konularda, bıyık altından gülerek, içlerinden sessizce alay ederek, donuk gözlerle yüzüme bakarak bana katılmadıklarını îmâ etmeyeceklerdi. Her söylediğimin hak olduğunu, her düşüncemde bir hikmet bulunduğunu ispat etmek için bu kadar yorulmayacak; üzülmeyecektim...

Ben, aslında çok insancılımdır. İyilik, fazîlet, müsâmaha, hayırhahlık, yardımseverlik, hürriyetperverlik, farklılıklara tahammül gibi sayılamayacak pek çok özellikler ve güzellikler hep bende toplanmıştır. Ama, sende bunu anlayacak kafa nerede? Bu fevkalâdelikleri kabul edecek anlayış hani? Kıskançlık, hasetlik, çekemezlik, hakkı îtirâf etmemek hep sende.

Bu elimdeki gerçektir diyorsam, onun gerçekliğini ispat etmek bana düşmez, sana düşer. İleri sürdüğüm bütün fikirlerin ileri düşünceler olduğunu tam bir teslimiyetle kabullenmiyorsan, sana gerici demeyeyim de kime diyeyim? Ben konuştum mu, bütün diller susmalı. Ben düşündüm mü, bütün beyinler durmalı. Ben diledim mi, bütün başlar sallanmalı. Sallanmayan başların da vücutları sallanmalı...

Benim olduğum yerde âsâyiş, rahatlık, güler yüzlülük, tatlı sözlülük, tasdik, teyit hâkimdir. Çünkü, benim karşımda başka biri olamaz. Olduğunda güvenlik sarsılır, huzur kaçar, ağlayanlar çoğalır, sözler batıcı ve yakıcı olur, isyan çıkar... O halde, senin milletin huzuru bozmaya ne hakkın var! Neden karşıma çıkıp, hakmış, hürriyetmiş, düşünce özgürlüğüymüş, inanç ve ifâde serbestliğiymiş, kutsî değerlermiş gibi bir sürü abuk – sabuk sözler ediyorsun? Milleti bölme, tahrikçilik yapma! Sus ve otur oturduğun yerde!

Yorum Yap
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Yorumlar (4)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.