‘Sen olmasaydın felekleri (âlemleri) yaratmazdım’ sözü, doğru mudur?

Sordular:

Kudsî hadis olarak bilinen: “sen olmasaydın felekleri (âlemleri) yaratmazdım.” (1) Sözü gerçekten de kudsî hadis midir, değilse niçin bu kadar çok kullanılmaktadır? Doğruluk payı varsa biz bu sözü nasıl anlamalıyız?

Cevap:

-Bu söz, dipnotta da görüldüğü gibi lafzı itibariyle tartışmalıdır. (2) Bize göre ise hadis, her ne kadar lafzı itibariyle tartışmalı olsa da, manası itibariyle doğrudur. İzahı da şöyledir: İstanbul’daki Sultan Ahmet Camisini bilmeyen yoktur. Bu camiyi yaptıran Sultan Ahmet: “Ben bu camiyi beş vakit namazın yüzü suyu hürmetine yaptırdım; beş vakit namaz olmasaydı, ben bu camiyi yaptırmazdım.” dese, doğru söylemiş olmaz mı? Elbette doğru söylemiş olur.

Şimdi Sultan Ahmet Camisini kaldırın, onun yerine kâinat mabedini koyun. Kubbesi ve tavanı gökyüzü, avizesi güneş, gece lambası ay, kandilleri yıldızlar, tabanı yer yüzü. Bu muhteşem caminin banisi, mimarı Allah. İmam ve hatibi, Hz. Muhammed (s.a.v). Cemaati de insanlar, cinler, melekler, ruhaniler, bitkiler, hayvanlar, canlı-cansız her şeydir. Yüce Allah bu muhteşem caminin, özel olarak eğitip yetiştirdiği imam ve hatibi Hz. Muhammed (s.a.v) Efendimiz hakkında: “Habibim sen olmasaydın, (Senin o muhteşem namazın, o coşkun aşkın,  o muhteşem zikrin, o mükemmel şükrün, Allah’a karşı sınırsız sevgin ve saygın olmasaydı) ben bu kâinat mabedini yapmaz ve yaratmazdım.” dese bunun neresi yanlış olur? Bunun akıl almaz hangi yönü vardır?

Peygamberimiz, cismi itibariyle en son, ama ruhu ve nuru itibariyle en evveldir. Efendimiz, kâinatın yaratılmasından önce Allah’ın ilminde vardı. Gaye her şeyden önce gelir. Onun içindir ki Sevgili Peygamberimiz, hem hilkat ağacının çekirdeği, hem de aynı ağacın  en son ve en mükemmel meyvesidir. 

HER ŞEY O’NA (S.A.V) BORÇLU

Her şey Onun (s.a.v) yüzü suyu hürmetine yaratıldı. Bu alemin yaratılmasının sebebi O olduğu gibi, ebedî saadet yurduna kavuşmamızın vesilesi de Odur. Her şey ve herkes Ona borçludur.

“De ki: Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, hısım ve akrabanız, ter dökerek kazandığınız mallar, kesada uğramasından endişe ettiğiniz ticaret, hoşunuza giden konutlar, size Allah’tan ve Resulü’nden, ve Allah yolunda cihad etmekten, daha önemli ve sevimli ise, o halde Allah emriyle başınıza bir belanın gelmesini bekleyiniz.” (3) Mealindeki ayeti ve RasulullahEfendimiz’in (s.a.v): “Beni, malınızdan, canınızdan ve çocuklarınızdan daha çok sevmedikçe mü’min olamazsınız.” (4) Mealindeki hadisi, her şeyimizi Allah’a, sonra da Onun şanlı Elçisi Sevgili Peygamberimize borçlu olduğumuzu anlatması bakımından çok önemli delillerdir.

Akif hem bu gerçeği ifade etme, hem de vefa borcunu ödeme adına bir itirafta bulunuyor:

Dünya neye sahipse Onun vergisidir hep/ Medyun Ona cemiyeti, medyun Ona ferdi

Medyundur O masuma bütün bir beşeriyet/ Ya Rab! Mahşerde bizi bu ikrar ile haşret.

Yunus da borcunu şu şekilde ödemeye çalışıyor:

Hak yarattı alemi aşkına Muhammed’in/ Ay ve günü yarattı şevkine Muhammedin, 

Ol dedi, oldu alem, yazıldı levh-i kalem/ Okundu hatm-i kelam şanına Muhammed’in. (s.av)

“Kur’an’ın kölesi, seçilmiş Muhammed’ın yolunun toprağıyım.” diyen Mevlana da bir başka şekilde borcunu ödemeye çalışıyor.

Asırların ötesinden bağırıp: “Kavmin seni yurdundan çıkaracağı zaman keşke ömrüm vefa etseydi de sana yardımcı olsaydım” diyen Varaka, asırların berisinden bağırıp: “Ya Muhammed! Dinini, kitabını inceledim, ondan daha mükemmelini bulamadım, çağdaşın olamadığım için üzgünüm. Manevî huzurunda kemal-i hürmetle eğiliyorum.” diyen Alman başbakanı Prens Bismark da bu sözleriyle ona olan borçlarını ilan ve itiraf etmişlerdir. Dağlar, taşlar, ağaçlar, hatta kuru kütükler Onun davetine icabet etmişler, Ona kavuşunca sevinmişler, sevincinden titremişler, Ondan ayrı düşünce de hüngür hüngür ağlamışlardır.

Dipnotlar:

1-el- Karî, Molla Aliyy, el- Esraru’l-Merfuafi’l-Ahbari’l- Mevdûa, tahk. Muhammed b. Lütfî es-Sabbağ, s.288, Beyrut 1986/ 1406

Molla Aliyyü’l-Kârî’nin adı geçen eserinde şu bilgileri görüyoruz: Sağanî bu hadis için: “O mevzudur.” Demiş. Molla Aliyyülkarî ise,  “Hülasa”da da böyle denildiğini ifade ettikten sonra manasının doğru olduğunu söylüyor. Deylemî’ninİbn-i Abbas’dan (r.a) merfu olarak rivayet ettiği şu hadisleri de rivayet etmeden edemiyor: “Bana Cebrail geldi. Ya Muhammed, Sen olmasaydın Cennet yaratılmazdı ve Sen olmasaydın Cehennem de yaratılmazdı.” dedi. İbn-i Asakir’in rivayetinde de: “Sen olmasaydın dünya yaratılmazdı.” denilmiştir. (Molla Aliyyülkarî, aynı yer, aynı sayfa)

2-Aliyyü’l- Karî, a.g.e, s.288.

3-Tevbe, 9/ 24

4-es-Sabûnî Ali, Muh. Tef. İbn-i Kesir, III, s. 82

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
10 Yorum