Nur KABADAYI DEMİR

Nur KABADAYI DEMİR

Secdelerdeki Vuslat

“Zira Rabbinin katında olanlar, Allah'a kulluk etmekten asla kibirlenmezler, O'nu tenzih eder, şanını ulularlar ve yalnızca O'na secde ederler.” (A’raf S.206)

Yolculuk; acz, fakr ve muhtaçlık ile başladı. Arayışlarım içinde Rabbim kendini âşkı ile buldururken aynı zamanda huzur deryasında da yüzdürdü.

Hâkim-i Zülkemâl (kemâl sahibi, her şeyi faydalı ve hikmetli yaratan Allah) yarattığı güzelliklerini bir bir gönlüme, aklıma ve ruhuma gösterirken ufacık aklım ile O’nu anlamakta yetersiz kalınca göğsüme ihsan edilen iman ile bir nebze olsun anlamaya çalıştım. Bunun için “İmanın mükemmelliğinden dolayı Allah’a hamd olsun.” dedim.

Fakir halim, toza dumana karışmış bedenim, sıkıntılar arasındaki gözyaşlarım, ayrılıklar arasındaki bekleyişlerim, günahlar arasındaki kaçışlarım, dualardan sonraki aminlerim ile Mâlik-i Zülkemâl’e (sonsuz kemâl ve her şeyin sahibi Allah ) ulaşmak için hazırlanıyorum. 

Abdest almak için dokunduğum su, uzuvlarıma rahatlık verirken sanki onlar da gideceğimden yerden haber almış gibi, uzuvlarımdan ayrılmak istemiyorlar. Benim ile o yolculuğa çıkarak Sâni'-i Zülkemâl’e (sonsuz kemal sahibi ve her şeyi san'atla yaratan Allah) âşklarını iletmek istiyorlar.

Toprağın bağrından kopup gelen pamuklar, işlenmiş ve üzerime güzel kıyafet olarak giydirilmiş, huzura kabul için bekliyorlar. Hepsi kendi lisan-ı halleri ile sabırla varılacak yer için beklemekteler.

“ Oysa göklerde ve yerde kim varsa ister istemez kendileri de, gölgeleri de sabah akşam Allah'a secde ederler.” (Ra’d S.15.ayet)

Kendim ile birlikte gölgem de bana eşlik etmek için bu kutlu yolculuğa çıkmak istiyor. Kalbim, nefsim, ruhum, aklım, gönlüm ve bedenim… Hepsi Allah’a kavuşmanın heyecanı içinde o anı bekliyorlar.

Göklerde ve yeryüzünde bulunan canlılar ve bütün melekler, kibirlenmeden Allah'a secde ederler.” (Nahl S.49.ayet)

Bu güzel görevde seçili olduğumdan dolayı yaratılan zerreler adedince hamd ediyorum. Tüm kâinatta olan hamdleri ve tesbihleri Ettehiyyatü ile sunma yolunda yürümenin sevinci içinde ilerliyorum.

Görmedin mi, göklerdeki kimseler, yerdeki kimseler, güneş, ay ve yıldızlar, dağlar, ağaçlar, bütün hayvanlar ve insanlardan birçoğu hep Allah'a secde ediyor.” (Hac S.18.ayet)

Bu kalabalık cemaate dâhil olabilmek ve katılamayan kardeşlerim için dua edebilmek üzere bu yolculuğa çıkıyorum. Hep birlikle Bismillah ile çıktığımız bu yolda Allah’a olan hayranlığımız karşında Allahu Ekber diyerek el bağlıyoruz.

“İbadetin manası, kulun ilahi dergâhta kendi kusurunu, acizliğini ve fakirliğini görüp, rububiyetinin mükemmel oluşunun, samedani kudretin ve ilahi rahmetin önünde hayret ve sevgiyle secde etmesidir.” Tefekkürü ile acz ve fakrımız ile âlemleri yaratan Rabbimizin dergâhında ellerimiz bağlı Rabbimizi kendi lisan-ı hallerimiz ile hamd etmeye çalışıyoruz.

Açık, gizli bütün hallerimiz ile hepimiz aynı yöne bakarken huşu ve hayâ ile rükua eğildiğimiz o anda dizlerimiz titrerken, Rabbimizi tüm kusurlardan uzak olduğunu dilimiz âşk ile söyleyip, kalbimiz hızlı hızlı attığında, gözyaşlarımız bir bir seccadeye damladığında “Allah (c.c.) hamd edenleri işitir” zikri ile Rabbimiz (c.c.)  ile konuşurken, Rabbimiz işittiği hamdin karşılığında kalbimize hazinesinden rahmetler ihsan ederken hayranlığım ve özlemin kat kat artmış olarak Allahu Ekber diyor  “……….Kendilerine Rahmân (olan Allah)ın âyetleri okunduğu zaman ağlayarak secdeye kapanırlardı.” (Meryem S.58.ayet) ayeti ile secdelere kapanıyorum.

 O an; yüzümüzü yere sürerken yükseldiğimiz o an; tarifi mümkün olmayan Allah’ın bitmeyen deryasındaki o lezzeti tattığımız o an;  işte o andan bahsetmeye çalışıyorum. Secdelerden kaçan, belki haberi bile olmadan ömrünü beyhuda geçiren o gönüllere ulaşmak için yazıyorum, ağlıyorum, dua ediyorum. O andan bahsetmeye çalışıyorum.

Haydi Allah için secdeye kapanın ve O'na kulluk edin.” (Nec S.62 ayet) ayeti hayatımın her köşesini ışıklandırmışken Allah’a kul olma âşkı içime düşürülmüşken bu âşkı tatmayanlara duyurmak istiyorum. Anlamakta aciz kaldığım Rabbimin huzurunda secdedeyken tüm sıkıntılarım gittiğinde, dünya hayatının süsü, geçici hayaller o an son buluyor.

Rabbim, derdine derman bulamayanların imdadına yetişiyor, feryatları cevapsız kalanlara cevap veriyor. Kendinden korkarak ağlayanları görüp gözetiyor.

Bir perdenin kaldığı o anda hıçkırıklar içinde yılların biriktirdiği özlemi sunmaya çalıştığımız o anın mükemmelliğini anlatmak istiyorum. Çorak gönüllere, sıkıntıda olan ruhlara, gurbetlere gitmiş kalplere o anı anlatmak istiyorum.

Bir perdelik mesafedeki GERÇEK SEVGİLİYE OLAN ÂŞKIN LEZZETİ SECDE ANLARINDA TADILDIĞINI, HER SECDENİN İNSAN İÇİN BİR YÜKSELİŞ OLDUĞUNU, SECDENİN ALLAH’IN BİR İKRAMI VE BİR BAĞIŞI OLDUĞUNU, TİTREYEN YÜREKLERİMİZİN SAHİPSİZ OLMADIĞINI VE HER DUAYA BİR CEVABIN OLDUĞUNU dünyanın her köşesinde bir kalbe sahip olan insanlara duyurmak istiyorum.

SECDENİN  kimsesizlerin Kimsesine varmak olduğunu, SECDENİN Allah’a teslim olmak olduğunu SECDENİN;

Sevmek,

Emanet,

Cesaret,

Dua ve

Ebediyete kapı açmak olduğunu yaratıcısından uzak olan insanlara hatırlatmak istiyorum.

Rabbim, Sana SECDE ediyorum. Sana gelmek, Sana kavuşmak, Sende teselli bulmak ve Senin ile dertleşmek istiyorum.

Rabbim, kalbimin şeffaf duvarlarına Senin âşkını yazmaya çalışıyorum, lisanım ile kalemim Senin âşkını yazmaya yetersiz kalıyor. Öyle ulvi ki bu aşk kalemim bu âşk karşısında kırılıyor. Lisanımdaki kelimelerin hepsi kendi âşklarını söylerken benim arzımı unutuyorlar. Dilim, Senin âşkın karşısında tutuluyor.

Ey gönüllerin her köşesini bilen Rabbim! Halimiz sana âşikar.  Amin.

Rabbim! Buyur ettiğin secdelerden bizleri asla uzak tutma. Bizlere her secdede tattırdığın lezzetten, sevginden, ilminden, âşkından, güzelliğinden, terbiyenden, vuslat duygusundan (ulaşma, erişme, kavuşma, buluşma, beraber olma), aczimizi anlamaktan, fakirliğimizi idrak etmekten mahrum eyleme. Amin.

Allah’ım, alınlarımızdan secdeyi, dillerimizden zikri, kalplerimizden imanı, nurunu, sevgini çıkarma. Amin

Ben Işık

Not: Yazıda belirtilen ayetler Kuran-ı Kerimdeki secde ayetleridir.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
4 Yorum