Salahattin ALTUNDAĞ

Salahattin ALTUNDAĞ

Ramazân ve Ruhumuzun Yenilenmesi: Psikoloji İle Dinin Buluşması

RAMAZÂN OKUMALARI-22

PSİKOLOJİ BİLİMİ EŞLİĞİNDE RAMAZÂN RİSÂLESİNİN BİRİNCİ NÜKTESİNDEKİ HİKMETLERİ ANLAMAYA DEVÂM

"Ramazân-ı Şerîf’te ise, ehl-i îmân birden muntazâm bir ordu hükmüne geçer."

  1. MOTİVASYON VE HEDEFE YÖNELİK DAVRANIŞLAR

Bedîüzzamân Hazretlerinin "Ramazân Risâlesi"ndeki bu ifâdesi, özellikle motivasyon ve hedefe yönelik davranışlar bağlamında incelendiğinde, Deci ve Ryan'ın “Öz-Belirleme Teorisi” (Self-Determination Theory - SDT) kavramlarıyla zengin bir analiz sunar.[i] Öz-Belirleme Teorisi (Self-Determination Theory - SDT), Edward L. Deci ve Richard M. Ryan tarafından geliştirilen, motivasyonun temelini ve insân davranışını anlamaya yönelik bir psikoloji teorisidir. Bu teori, motivasyonun iki temel türünü ayırt eder: içsel (intrinsic) ve dışsal (extrinsic) motivasyon.

İÇSEL (INTRINSIC) MOTİVASYON: İçsel motivasyon, bir aktiviteyi o aktivitenin kendisi için gerçekleştirme isteğidir. Bu tür motivasyon, kişinin bir işi meraktan, ilgiden veya saf zevkten dolayı yapmasıyla ilgilidir. İçsel motivasyonun karakteristik özelliği, ödülün aktivitenin kendisinden gelmesidir; dışsal bir ödül beklentisi olmadan gerçekleştirilir.

DIŞSAL (EXTRINSIC) MOTİVASYON: Dışsal motivasyon ise, bir eylemin dış faktörler tarafından yönlendirilmesidir. Bu motivasyon türü, ödül, takdîr ya da cezâ gibi dışsal faktörlerin varlığına dayanır. Dışsal motivasyon, kişinin bir eylemi dışsal bir ödül elde etmek veya olumsuz bir sonucu önlemek amacıyla yapmasıdır.

ÖZ-BELİRLEME TEORİSİNİN TEMEL İLKELERİ: Öz-Belirleme Teorisi, motivasyonun üç temel psikolojik ihtiyâca dayandığını öne sürer:

  • Özerklik: Kendi davranışlarının kontrolünü hissetme ihtiyâcı.
  • Yetkinlik: Etkili bir şekilde etkileşimde bulunma ve çevreyi kontrol altında tutma ihtiyâcı.
  • Âidiyet: Gruplarla veya topluluklarla ilişki içinde olma ve onlara âit hissetme ihtiyâcı.

RAMAZÂN-I ŞERÎF VE ÖZ-BELİRLEME TEORİSİ: Bedîüzzamân Hazretlerinin "Ramazân Risalesi"ndeki yukarıdaki ifâdesi, Ramazân-ı Şerîf ayının, Müslümânların mânevî disiplin ve topluluk içinde birlikte hareket etme anlayışını vurgular. Bu durum, Öz-Belirleme Teorisinin temel unsurlarıyla paralellik gösterir:

  • Özerklik: Müslümânlar, Ramazân-ı Şerîf’te oruç tutma ibâdetini kişisel bir seçim olarak yerine getirirler. Bu, kişinin kendi özerkliğini hissettiği ve ibâdeti içsel bir motivasyonla, Allâh'ın rızasını kazanma amacıyla gerçekleştirdiği bir süreçtir.
  • Yetkinlik: Oruç tutma, kişisel disiplin ve kendini kontrol etme yeteneğinin geliştirilmesini gerektirir. Bu süreç, bireyin yetkinlik ihtiyâcını karşılar ve kendine olan güvenini artırır.
  • Âidiyet: Ramazân-ı Şerîf ayı, Müslümânları ortak bir amaç etrafında toplar ve onlara bir topluluk hissi verir. Bu ortak ibâdet pratikleri, âidiyet ihtiyâcını karşılar ve bireyleri mânevî bir birlik içinde bir araya getirir.

whatsapp-image-2024-03-31-at-23-54-59.jpeg

Öz-Belirleme Teorisi ve Bedîüzzamân Hazretlerinin ifâdesi arasındaki bu ilişki, Ramazân-ı Şerîf ayının, aynı zamânda Müslümânların içsel motivasyonlarını güçlendiren, kişisel ve toplumsal düzeyde uyum ve disiplin sağlayan bir dönem olduğunu gösterir. Bu dönem, bireylerin özerklik, yetkinlik ve âidiyet ihtiyâçlarını karşılayarak mânevî ve kişisel gelişimlerine katkıda bulunur.

Ramazân-ı Şerîf ayı ve oruç tutma ibâdeti, bu teorik çerçeve içinde, bireylerin içsel motivasyonlarını nasıl artırabileceği ve hedefe yönelik davranışlarını nasıl şekillendirebileceği üzerine derînlemesine bir perspektif sunar:

  1. İçsel Motivasyonun Güçlendirilmesi
  2. Hedefe Yönelik Davranışların Desteklenmesi
  3. Toplumsal ve Kişisel Uyum

DEVÂM EDECEK İNŞALLÂH

[i] Öz-Belirleme Teorisi (Self-Determination Theory - SDT): 1970'lerin sonlarında psikologlar Edward L. Deci ve Richard M. Ryan tarafından geliştirilmeye başlandı. Bu teori, ilk olarak Deci'nin 1975'te yayımlanan çalışmalarında motivasyon üzerine yaptığı araştırmalara dayanıyor. Ancak, teori daha sistemli bir şekilde 1980'lerde, Ryan ve Deci tarafından daha fazla geliştirildi ve detâylandırıldı.

Öz-Belirleme Teorisi (Self-Determination Theory - SDT) günümüzde de geçerli ve etkili bir teori olarak kabûl edilmektedir. 1970'lerin sonunda geliştirilmesinden bu yana, teori geniş bir uygulama alanı bulmuş ve birçok farklı disiplinde araştırmacılar tarafından incelenmiştir. Eğitim, iş yönetimi, sağlık, psikoterapi, spor ve oyun tasarımı gibi çeşitli alanlarda, insânların motivasyonunu ve davranışlarını anlamak için kullanılmaktadır.

SDT, insân motivasyonunun ve iyi oluşunun anlaşılmasında temel psikolojik ihtiyâçları (özerklik, yetkinlik ve âidiyet) merkeze alan kapsamlı bir yaklaşım sunar. Araştırmalar, bu temel ihtiyâçların karşılanmasının, bireylerin motivasyonunu, performansını, psikolojik sağlığını ve genel yaşam memnûniyetini olumlu yönde etkilediğini göstermiştir.

Son yıllarda, teknolojinin ve dijital medyanın yaygınlaşmasıyla birlikte, SDT'nin prensipleri çevrimiçi eğitim, dijital oyunlar ve sosyal medya kullanımı gibi yeni alanlarda da uygulanmaya başlanmıştır. Bu, teorinin esnekliğini ve çağdaş toplumun karşılaştığı yeni zorluklara ve fırsatlara uyarlanabilirliğini göstermektedir.

Öz-Belirleme Teorisi, sürekli gelişen ve genişleyen bir araştırma literatürüne sâhip olup hem teorik hem de pratik uygulamalar açısından önemini korumaktadır. Bu, SDT'nin günümüzde de hem akademik çevrelerde hem de pratik uygulamalarda geçerli ve değerli bir teori olduğunu kanıtlamaktadır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum