Said Nursiye muhalifleri bile saygı duydu
ODTÜ Öğ.Üy.Prof. Yasin Ceylan:Nursinin geçmiş birçok İslam ulemasından farkı, pratik yaşamda sergilediği mükemmel kişiliğidir
Risale Haber-ODTÜ Felsefe Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yasin Ceylan Radikal 2'deki yazısında İslam dünyasında Batı kültürüne ve Batı modeli yaşam tarzına tepki gösteren en eski ve en etkin akımın Nurculuk olduğunu ifade eden Ceylan, "Modernitenin sosyal değerleri karşısında İslam dininin yeniden yorumu ve yabancı bir medeniyetin, hayatın bütün yönlerini etkisi altına aldığı bir çağda, Müslümanca yaşamanın fiilen mümkün olduğunu ispatlamaya çalışan bu akımın kurucusu Bediuzzaman Said-i Nursi’dir" dedi.
Said Nursi’nin diğer çağdaş düşünürlerden farkına da dikkat çeken Ceylan yazısında şu görüşlere yer verdi:
"Said Nursi’nin diğer çağdaş düşünürlerden farkı ve belki, geçmiş birçok İslam ulemasından farklı yönü, pratik yaşamda sergilediği mükemmel kişiliğidir. Yeni kurulmuş, adaletin pek tecelli etmediği Cumhuriyet’in mahkemelerinde, dimdik durmuş, görüşünü, inancını ve muhalefetini, eğip bükmeden, kendisine has bir vakar içerisinde dile getirmişti.
"Bu pervasız ve nitelikli duruş, kendisini yargılayanları bile hayrete düşürmüş, onu mahkûm ederken, onun erdemli şahsiyeti, derin bilgisi, zihinsel yetenekleri karşısında küçülmüşler, ona saygı duymuşlardı. Hangi düşünceye mensup olursa olsun, bir insanın, Said-i Nursi’nin hayat serüvenini okuyup ondan etkilenmemesi, onun şahsına hayran kalmaması mümkün değildir. Garip olan şudur ki, yenilik ve doğruluk adına, adalet ve çağdaşlık uğruna onu yargılayan zihniyet, ona denk düşebilecek bir şahsiyet henüz yetiştirebilmiş değildir.
"Ancak bu hayranlığımız onun görüşlerini eleştirmemize engel olmamalıdır. Çünkü dostluk ve hayranlık, nazariyelerde ittifakı gerektirmez. Bizzat kendisinin, kavramsal analizlerde görüş farkının doğal ve yararlı olduğu yönünde sözleri vardır.
Said-i Nursi’nin yazmış olduğu kitaplara genel olarak, “Risale-i Nur” veya “Risale-i Nur Külliyatı” denir. Bu kitapların dili, Osmanlıca’ya daha yakın olmakla beraber kendi devrinde kullanılan Osmanlıca’dan farklıdır. Yazar, medrese eğitimini Kürt diliyle aldığından ve Türkçe eğitimi almadığından, eserlerinde bolca Arapça kelimeler kullandı. Terimler peşpeşe mastar kipleriyle kullanıldı. Kendine has bir üslup olan bu ifade tarzının Arapça ve İngilizce çevirileri de farklı bir şekil aldı. Bu sebeple, Risale-i Nur’larda Türk dili kullanımı açısından edebi bir sanat aramak gereksizdir. Ayrıca yazar, Türkçe kelime haznesi bakımından bazen öyle zorlanır ki, bir kitabında “bir avuç zebib” diye bir ifade kullanır. “Zebib” Arapça bir kelimedir ve “üzüm” anlamındadır.
"Tarihi bir realite olarak, Said-i Nursi ile Mustafa Kemal arasındaki ihtilaf bilinir. Said-i Nursi’nin Kemalist reformları benimsemediği ve onlara karşı mücadele verdiği de bilinir. Bu yüzdendir ki merhumun hayatının uzun yılları hapishanelerde geçti. Birçok Nurcu hapsedildi, Nur eserleri yasaklandı.
