Said Nursi'nin mezarı Urfa'da, savcılıktan kazı çalışması yapılmasını talep ettik

Said Nursi'nin mezarı Urfa'da, savcılıktan kazı çalışması yapılmasını talep ettik

Şanlıurfa Barosu ısrarcı... Avukat Nurullah Küçükoğlu naaşın bulunduğu yerin adresini verdi

Şanlıurfa Barosu'nun Said Nursi'nin kayıp mezarının yerinin tespiti ve naaşın kaybolmasında sorumluluğu olanlarla ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) yaptığı başvuru reddedildi.

Oybirliği ile kayıp naaşın yerinin tespiti

Rûdaw’a konuşan baro avukatlarından Nurullah Küçükoğlu, “Urfa Barosu Yönetim Kurulu, Said-i Nursi'nin mezarının parçalanarak naaşının kaçırılmasının 57. Yıl dönümünde, suç mahallinin Urfa olmasını da göz önüne alarak oybirliği ile kayıp naaşın yerinin tespiti ve ilk defnedildiği mezarına iadesini ve sorumluların tespiti ile yargı önüne çıkarılması için gerekli hukuki girişimlerde bulunmak üzere karar almıştı. Bu konu için Baromuz, benimle birlikte İnsan Hakları Komisyonu üyesi olan iki avukat daha görevlendirdi.İlk olarak Urfa Cumhuriyet başsavcılığına suç duyurusunda bulunduk” dedi.

Said Nursi'nin naaşı Urfa’daki askeri şehitlikte

Nurullah Küçükoğlu, Urfa Cumhuriyet Başsavcılığının ilk günlerde hızlı ve etkin bir şekilde soruşturma yürüttüğünü söyledi.

Küçükoğlu, “Urfa Cumhuriyet Başsavcılığı, kayıp naaşın yerini bildiğini iddia eden ve naaşın Urfa’daki Bediüzzaman mezarlığının karşısındaki askeri şehitlikte olduğunu beyan eden Urfalı yazar Abdulkadir İkbal’in ifadesinin alınması talebimizi aynı gün kabul etmiş ve bir kaç gün içinde ifadesine başvurmuştu” diye konuştu.

Buraya kadar süreç normal bir şekilde işlerken araya adli tatilin girmesiyle dosyada uzun bir süre herhangi bir işlem yapılmadığını belirten Küçükoğlu, sözlerine şunları ekledi:

Savcılıktan kazı çalışması yapılmasını talep ettik

“Çok ilginç bir şekilde 9 Ekim 2017 tarihinde savcılığa bir dilekçe vererek ilgili kişinin belirttiği yerde kazı çalışması yapılmasını talep ettik. Sadece bir gün sonra 10 Ekim günü zamanaşımı gerekçe gösterilerek takipsizlik kararı verildi. Biz bu durumun tesadüf olmadığını düşünüyoruz.

Daha sonra takipsizlik kararına yaptığımız itiraz sulh ceza hakimliğince reddedilince AİHM’ye başvurduk. Maalesef AİHM de siyasi ve konjoktürel bir kararla esasa girmemek için baromuzun olayla ilgili yaşanılan hak ihlallerinin mağduru olmadığı bahanesiyle basvurumuzu usulden reddetti.”

İlgili Haberler
HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
6 Yorum