Said Nursi'nin gizli fotoğrafını çekmek için yapmadığı kalmamış

Said Nursi'nin gizli fotoğrafını çekmek için yapmadığı kalmamış

Said Nursi'nin kim olduğunu dahi bilmiyordum...

Risale Haber-Haber Merkezi

Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin namaz kılarken fotoğrafını gizlice çeken Sökmen Baykara, olayın nasıl gerçekleştiğini bir kez daha anlattı. Akdeniz Gerçek gazetesinden Ceren Deniz'e konuşan Baykara, ilgili soruyu şöyle cevapladı:

"Said Nursi'nin kim olduğunu dahi bilmiyordum. Yeni İstanbul gazetesinde daha çiçeği burnunda gazeteciyim. Orada abilerimiz var. Akşam'dan Şeref Köylübay'la anlaştık. Dedik ki, hangimiz çekersek birbirimize vereceğiz. 150 lira maaş alıyorum. Günde tek işkembe çorbası içiyorum. Param yok. Otelde kalıyorum. Otel 30 lira ve Yeni İstanbul Gazetesi ödeyecek. Gazetenin tirajı düşük; ama hükümet içinde hükümet. Sahibi Halil Edip Törehan. İlk defa otel tutulmuş benim için. O fotoğrafı çekmem lazım. Uyku tutmadı. Bütün gazeteler ekiple gelmiş, ben yalnızım. 

Sultanahmet'te Pierre Loti Oteli'nde kalıyordu Said-i Nursi. Biz de oradayız. İkinci katta 28 numarada kalıyor. 4 oda aynı balkona çıkıyor. Karşısında SSK Hastanesi var. Sabaha karşı ezan okunurken hastanenin terasına çıktım kimseye haber vermeden. Sarıklı biri görünüyor; Said-i Nursi. Orada fotoğrafını çektim. Uzaktan çektim; ama teleobjektif yok. 29 numara da müritleri kalıyor. Hürriyet'ten Abidin Behpur da oradaydı. Daha sonra habere giderken karda donarak öldü. 

Otelin terasına çıktım. Diğerleri de geldi. "Nereye gitsek hep seni görüyoruz" diye çıkıştılar. "Nerede kalıyor" diye sordular. Yalan da söylemesini beceremem; ama "haberde mubahtır" dedim söyledim. Onlar gösterdiğim tarafa bakarken ben teras kapısını kapattım. Hepsi terasta kilitli kaldı. Said-i Nursi sadece namaz kılarken perdeleri açıyor, Sultan Ahmet Camisi'ni görerek namazını kılıyor. 

31 numaranın kapısını çaldım. Yabancı bir kadın açtı, derdimi anlatana kadar kapıyı kapattı. Tek çarem kaldı, 30 numara. Kapıyı çaldım, bir aile var. "Balkonunuzdan bir fotoğraf çekeceğim" dedim. Adam istemez gibi göründü. "Eğer izin verirseniz, ikiniz için de yatıp kalkıp dua edeceğim" dedim. Birbirlerine bakıp izin verdiler. Balkona çıktım. Her şeyi düşündüm, eğer fotoğrafı çektikten sonra saldırırlarsa, makineyi aşağıya atacaktım. Gazetecilerin gelebileceklerini düşünerek, odasına girdiğim aileye de, "Biri gelirse kapıyı açmayın" dedim.

Fotoğrafı dakikalar içinde çekmem gerekiyordu. Said-i Nursi namaz kılıyordu. Müritlere görünmeden pencerenin altından geçmeye çalışırken oradaki leğene çarptım. Kafamı bir kaldırdım, bir sürü kafa eğilmiş bana bakıyor. Karşıda odanın içinde Said Nursi namaz kılıyor; görüyorum. "Burada yapacak bir şey yok. Ben bu fotoğrafı çekeceğim" dedim kendi kendime. Geri dönecek gibi yapıp, Nursi'nin penceresinin önüne hamle yaptım. Odanın önüne kadar geldim. Said Nursi namaz kılıyor. 1,5 metre mesafem var. O mesafeden çektim. İkinci resimde kafasını kaldırdı. Koluyla çekme anlamında işaret yaptı. Daha fazla çekebilmek için filmi öyle büyük bir hazla sarıyorum ki. İki tane çektim. Bir taraftan da müritlerin ne yapacağına bakıyorum. 

Kısa süre içinde Nurculuk hakkında çok şey de öğrenmiştim. Müritlerin kapısı açıldı. Hamle yaparlarsa makineyi kılıfına koyup aşağıya atacaktım, o anda plan yapıyordum. Bekir Berk çıktı. "Bu fotoğrafı çekmiş iseniz arkadaşlarınıza haber vermeyin. Şayet görmüşlerse üzülecekler. Kimseye söylemeyin" dedi. "Niye söyleyeyim?" dedim. Şöyle bir hesap yaptım. Eğer orada kavga gibi bir şey olsa, Nursi'nin önünde bunu yapmak istemediler. Ayaküstü psikolojik çözümleme yaparak fotoğrafı kurtardım.

sokmen_baykara_h_4.jpg

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum