Said Nursi'nin dediği ‘Allah’tan bahsetme’ geleneği ihya olursa İslam medeniyeti dirilir

Said Nursi'nin dediği ‘Allah’tan bahsetme’ geleneği ihya olursa İslam medeniyeti dirilir

Prof. Colin Turner: Ne var ki ulemamız nerede? Yüz binlerce müftünün, mollanın, müçtehidin ve mürşidin...

Risale Haber-Haber Merkezi

Durham Üniversitesi'nin Müslüman öğretim üyesi Prof. Colin Turner, İslam medeniyetinin yeniden diriltmesi için gereken ilk adımın "medeniyetimizin, üzerine bina edildiği Allah’tan bahsetme geleneğini yeniden ihya etmek" olduğunu söyledi.

Turner'in sosyal medya hesabından yaptığı yorumu Muhammed Şeviker Türkçe'ye çevirdi:

"Birkaç lise öğrencisi bir zaman Said Nursi’ye gelip öğretmenlerinin “Allah’tan hiç bahsetmediklerinden” yakınırlar.

Üstad, “muallimleri değil öğrettikleri fenleri dinleyiniz, zira bütün fenler mütemadiyen Allah’tan ‘bahsediyorlar’” dedi.

‘Allah’tan bahsetme’ geleneği yeniden ihya edilmeli

Medeniyetimizi yeniden diriltmemiz için gereken ilk adım, medeniyetimizin, üzerine bina edildiği ‘Allah’tan bahsetme’ geleneğini yeniden ihya etmektir. Modernite Allah’tan bahsi günlük hayatın kenar ve köşelerine sürmüştür. ‘Din’ olarak bilinen bir kategori üretmiş ve onun kişisel ve özel bir şey olduğuna hükmederken eğitim sistemimiz de ders listesinin en uzak köşesinde küçük, adı var kendi yok bir yerde ‘din eğitimi’ adı verilen bir ders maddesi ihdas etmiştir. Bu arada, sosyo-politik anlatımızın yazarları da, imanın bir zamanlar sosyal hayat ve yönetişimin her yönünde sahip olduğu otoriteyi yıkmakla meşguldüler. Bu yıkımı tamamlamak için psikolojinin yeni seküler rahipleri kalbi tahrip etmek ve zihni ilahlaştırmak yönünde çalışıyorlardı.

‘Allah’tan bahsetmek’ en başta ulemanın sorumluluğundadır

Öyleyse ‘Allah’tan bahs’i ihya etmek muazzam bir iştir ve bu iş bizim ulemamız ile başlamak zorundadır. Bu iş, aynı zamanda ferdi bir sorumluluk değildir de demek istemiyorum; elbette ferdi bir sorumluluktur. Ancak eğer toplum ıslah edilecekse, topluluğa hitap etmek zorundayız. Ve topluluğun eğitimi ulemanın sorumluluğundadır. Ulemanın görevi vahyi yalnızca yorumlamak değil aynı zamanda onu topluma tebliğ etmektir. Böyle olunca ‘Allah’tan bahsetmek’ en başta, hadis-i şeriflerde “peygamberlerin vârisleri” olarak nitelenen fertler olan ulemanın sorumluluğundadır.

Atını kaybeden ama bütün vakitlerini nal aramaya ayıran kimseler!

Ne var ki ulemamız nerede? Yüz binlerce müftünün, mollanın, müçtehidin ve mürşidin arasında, vahyi, Nebevî yolun ‘vârisleri’ adını alma [mevkiini] hakkıyla doğrulayacak şekilde yorumlama, tebliğ etme ve devam ettirme görevini layıkıyla eda edebilecek olanları nerede? Onların sayısının bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar az olduğunu görmede yalnız mıyım? Ulemamızın Allah’ın kanunları ile Allah’ın ile olduklarından daha fazla meşgul olduklarını söylediğimde gereğinden fazla kuşkucu muyum? Atını kaybeden ve [ama] bütün vakitlerini nal aramaya ayıran kimseler gibi davrandıklarını söylediğimde gereğinden fazla kusur arayan biri miyim?

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
2 Yorum