Said Nursi ve Cumhurbaşkanı arasındaki mesajlaşmada 'cemaat' ayrıntısı

Said Nursi ve Cumhurbaşkanı arasındaki mesajlaşmada 'cemaat' ayrıntısı

Prof. Dr. Mehmet Çelik'in dikkat çeken yorumu

Risale Haber-Haber Merkezi

Prof. Dr. Mehmet Çelik, Bediüzzaman Said Nursi ile eski Cumhurbaşkanı Celal Bayar arasındaki karşılıklı telgraf mesajlaşmasını analiz etti. 

"Said Nursi, Demokrat Parti ve bazı çağrışımlar" başlıklı Derin Tarih dergisinin 2014 yılı sayısındaki yazısında Çelik, "Her ne kadar demokratların iktidara gelişiyle ilk telgrafı Celal Bayar'a çekmişse de, Üstad'ın asıl teveccühü Adnan Menderes'edir" dedi.

Dinin sosyal hayat ve devlet çarkının işleyişindeki etkisi/gölgesi bertaraf edilecekti

Çelik'in yazısı şöyle:

Osmanlı Devleti'nin tasfiye süreci devam ederken Ankara'da yeni bir devletin kuruluş çalışmaları başlamıştı bile. Bu yeni devlet, bir ulus devlet olacaktı. Eskinin tüm hesap defterlerini bir daha açmamak üzere kapatacak, arkada bıraktıklarına bakmayacaktı. Dışarıda da bu konudaki teminatlar güven uyandırmıştı.

Yeni devlet, imparatorluk hafızasını akıl disketinden silmek için oldukça kararlıydı. Özellikle dinin sosyal hayat ve devlet çarkının işleyişindeki etkisi/gölgesi bertaraf edilecekti. 

Tek Parti dönemindeki din politikası mütedeyyin ve muhafazakâr Anadolu insanını derinden yaralamıştı. Bu alanda gayret ve hamiyet sahibi kimseler ise polis ve jandarma takibatlarıyla çeşitli eziyet ve sıkıntılara maruz kalıyorlardı. Bu hamiyet ve gayret sahiplerinden biri de Bediüzzaman Said Nursi idi. 

1950 yılında Demokrat Parti'nin iktidara gelmesi dindar ve muhafazakâr Anadolu halkında bayram sevinci yarattı. Çeşitli ekonomik sıkıntılarla aç biilaç yaşama mücadelesi veren çilekeş Anadolu halkı, ezanın Arapça olarak okunmasının serbest bırakılmasıyla adeta bütün dertlerini unutmuş ve hayata yeniden başlama sevincine gark olmuştu.

Said Nursi bilinçli bir şekilde “cemaat kimliği”ni kullanmıştır

Bu coşku ve ümit ortamının verdiği güvenle, o güne kadar siyasetçilerle temas etmekten özellikle sakınan Bediüzzaman Said Nursi, cumhurbaşkanı seçilen Demokrat Parti Genel Başkanı Celal Bayar'a şu telgrafı çeker: 

Celâl Bayar, Reis-i Cumhur, ANKARA 

Zatınızı tebrik ederiz. Cenâb-ı Hak sizi İslâmiyet ve vatan ve millet hizmetinde muvaffak eylesin. Nur Talebelerinden, onlar namına 
Said Nursî 

Telgrafı o dönemin siyasî atmosferini dikkate alarak analiz edecek olursak şunları söyleyebiliriz: 

1. Senelerdir sıkı bir takibat altında oradan oraya sürülen, mahkemelerle yıldırılmaya çalışılan ve düşünceleri itibariyle yeni rejim için potansiyel tehlike addedilen Said Nursi ve talebeleri, Demokrat Parti ve iktidarından ümitvârdırlar. 

2. Bir tebrik telgrafı metni de olsa, “vatan ve millete hizmet” klişesinin önüne “İslamiyet”in yerleştirilmesi, “vatan, millet ve din” üçlüsünün ayrılmaz bir bütünün parçaları olmasının vurgulanması, milletin yeni iktidardan ne beklediğinin “cevabını” da içinde taşımaktadır.

3. Telgrafın imza kısmını, Üstad sadece kendi ismini yazarak gönderebilirdi. Hatta o dönemin şartları göz önüne alınırsa normal olan da bu idi. Ancak Said Nursi bilinçli bir şekilde “cemaat kimliği”ni burada açık bir şekilde, mesaj taşıyıcı bir öge olarak kullanmıştır. 

Üstad bu telgrafa cevap bekliyor muydu, beklemiyor muydu, bilemiyorum. Ancak beklemese de, cevap gelmiştir:

Bayar'ın cevabı

Bediuzzaman Said Nursî,EMİRDAĞ

Samimi tebriklerinizden fevkalade mütehassis olarak teşekkür ederim. 
Celâl Bayar

Celal Bayar'ın telgrafının da düşünülüp taşınılarak kaleme alındığını görüyoruz: 

1. Said Nursî'nin isminin önüne “Bediuzzaman” sıfatını koymak; O'na, ilmine, şahsına değer verdiğini ihsas ettirmekte, 

2. Telgrafında sadece Said Nursi'yi muhatap alarak talebe ve cemaat olgusunu görmezden gelmekte, 

3. Said Nursi telgrafı, Celal Bayar Cumhurbaşkanı seçildiği için o makamı tebrik nedeniyle çekmişti. Celal Bayar çeşitli siyasî manipülasyonlara meydan vermemek için olacak ki, imza yerinde bu sıfatını kullanmamış, sade bir vatandaş gibi sadece ismini yazıp nezaketen bir cevap vermiş havasını bilinçli olarak vermeye çalışmıştır.

Bediüzzaman ve Menderes

Her ne kadar demokratların iktidara gelişiyle ilk telgrafı Celal Bayar'a çekmişse de, Üstad'ın asıl teveccühü Adnan Menderes'edir.

Bunu hayatı boyunca hem ifade etmiş, hem de çevresine hissettirmiştir. Ezanın Arapça okunmaya başlandığı gün, talebelerine şu önemli mesajı ulaştırır:
“Aziz sıddık kardeşlerim!.. Ezân-ı Muhammedî'nin okunmasına çalışan Başvekile yüzer imza ile, genç münevverler teşekkür ve tebrik yazıyorlar.”

Hatta bu mesajının alanını daha da genişletir ve Cumhuriyet Halk Partisi'ne karşı DP'nin desteklenmesi gerektiğini açıkça belirtir:
“Elhasıl, bize işkence edenlere, siyaseti, asabiyetle dinsizliğe alet etmelerine mukabil, biz de siyaseti dine alet ve dost yapmakla bu vatan ve milletin saadetine çalışmışız.”

Üstad, Tek Parti döneminde hem kendisinin, hem de mütedeyyin insanların çektiklerini hiçbir zaman unutmadı. Demokrat Parti'nin kendisine yaptığı yanlışlara rağmen bu düşüncesinden hiç vazgeçmedi. Hatta 1957 yılında Isparta'da mecburî ikâmetle göz hapsinde tutulurken Cuma namazlarına gitmesi yasaklanınca yine de Demokrat Parti'nin desteklenmesini tavsiye etmekten geri durmadı:

“Biz DP'yi iktidarda muhafaza etmeye Kur'an menfaatine kendimizi mecbur biliyoruz. Onların az bir kısmının dine verdikleri zararı, vücudun parçalanmasına bedel yalnız bir parmağı kesmek gibi cüz'î bir zararla pek küllî bir zarardan kurtulmamıza sebep oluyorlar diye düşünüyoruz. Bu bakımdan ehl-i dini o iktidar partisinin lehinde yardıma davet ediyoruz. Ve dinde laubali kısmını dahi cidden ikaz edip 'Aman çabuk hakikat-i İslâmiyeye yapışınız!' diye ihtar ediyoruz. Biz bütün Nurcular ve Kur'an hizmetkârları onlara, İslâmiyete hizmette muvaffakiyetlerine dua ediyoruz.”

(Üstad'a ait alıntıları Prof. Dr. Zekeriya Kitapçı'nın Bediüzzaman Said Nursî ve Anadolu İman Hareketi adlı eserinden aldık. Bu kitabı okuyuculara hararetle tavsiye ediyorum.)

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
2 Yorum