RisaleHaber-Haber Merkezi

Gazeteci-Yazar Osman Tunç, Vakit Gazetesinde yayınlanan röportajında, Bediüzzaman'ın Türkiye'nin üç dönemin de nabzını tuttuğunu belirterek, her kesimden insana hitap ettiğini söyledi.

Tunç, "Risale-i Nur Müellifi Bediuzzaman Said Nursi'nin mutlakiyet, meşrutiyet ve cumhuriyet dönemlerinde verdiği bir mücadele var. Her üç dönemin de nabzını tutan Said Nursi'nin kendine has bir çizgisi var. Bu açıdan yazmış olduğu eserler asrın insanlarının hastalıklarına cevap niteliğinde olduğundan dolayı her kesimden insana hitap eden yanları-yönleri var. Yani kim olursa olsun bu eserleri alıp okuyan kimse mahrum kalmıyor. Bütününü anlamasa da anladığı yerler itibariyle nasibini almış oluyor. Hem sonra bir bahçeye giren elinin yetiştiği olgun meyveleri koparmalı. Çürüğünü veya ham olanını görse de olgun olanı almalı. Risale-i Nurların manevi atmosferine giren, onu teneffüs eden kimse kolay kolay o iklimden kopamaz. Bu eserlerin böyle bir cazibesi var. Bu cazibe insanları kitaba bağlıyor. Çünkü Risale-i Nurların dayandığı kaynak Kur’an ve Sünnettir." şeklinde konuştu.

Bediüzzaman'ın kaleme aldığı Risale-i Nur Külliyatının, hayat mücadelesinin bir özeti olduğunu söyleyen Tunç, "Evet Risale-i Nur Müellifinin yaşamı başlı başına bir destandır. Bir insanlık ve fazilet mücadelesidir. Bu kitaplar yaşamın bir tecrübesi, hayat mücadelesinin bir özetidir. İçinden geldiği toplumun, yaşadığı dönemin insanlarının çektiği ızdırabın, çilenin kelimelerle ifadesidir. Tahribata uğramış, maddi ve manevi dünyaları yıkılmış bir neslin yeniden dirilişinin reçetesi Risale-i Nurlara ekmek ve su gibi ihtiyaç vardır" dedi.