Said Nursi bu tarihten itibaren bir daha hapse girmedi

Said Nursi bu tarihten itibaren bir daha hapse girmedi

Said Nursi ve talebeleri bundan tam 69 sene önce bugün...

Risale Haber-Haber Merkezi

Afyon Mahkeme safahatı 23 Ocak 1948 Cuma günü Said Nursi Hazretlerinin Emirdağ’da tevkif edilmesiyle başladı. Hapishanede çok ağır şartlar altında 20 ay kadar yatan Said Nursi ve talebeleri bundan tam 69 sene önce bugün, 20 Eylül 1949 Salı günü sabaha karşı gizlice tahliye edildiler. Talebesi Ceylan Çalışkan ağabey hariç…

Bu tarihten sonra binlerce Risale-i Nur davaları devam etse de, Said Nursi Hazretleri bir daha hapishaneye girmedi.

Afyon Hapishanesinde Üstad Bediüzzaman hazretleriyle beraber yatan Afyon-Bolvadin doğumlu Bayram Yüksel Ağabey hapishanede yaşadıkları ilginç hadiselerden bahseder. Bu ibretli olaylardan birisi de “Kasap Tahir” hadisesidir. Ömer Özcan'ın Ağabeyler Anlatıyor-1'de yer alan olay şöyle:

ELİ, AYAĞI, BOYNU PRANGALARLA BAĞLI OLAN KASAP TAHİR’İN ISLAHI

Bayram Yüksel Anlatıyor:

Afyon Hapishanesinde bir “Kasap Tahir” vardı. Uzun boylu çok yakışıklı bir adamdı. Ayakkabıcı kendisi… Ailesine sataşan birinin kafasını koparmış, başka çeşitli cinayetleri vardı. Afyon’u da haraca kesmiş bir adamdı. Herkes ondan korkardı. Kasap Tahir idamlıktı. Eli, ayağı, boynu demir halkalarla bağlı idi. Şimdi pranga diyorlar onlara. Bu prangalar sırtındaydı, onlarla gezerdi hapishanede. İdamlıklar ağır ceza koğuşundadır. Hapishanenin çavuşu olur bilirsiniz, koğuşun çavuşuydu Kasap Tahir.

Kasap Tahir’i, Tâhirî Mutlu ağabeyle Re’fet Barutçu ağabeyin koğuşuna koyuyorlar. Ağabeyler diyorlar ki:

-“Sen Bediüzzaman’ın elini öper, duasını alırsan kurtulursun.”

-“Kurtulurum mu?” diyor.

-“Kurtulursun inşallah!” diyorlar. O da hemen gidiyor Üstada.

-“Efendim bana dua edin de kurtulayım” diyor.

-“Sen namazlarını kılarsan, ben sana dua edeceğim” diyor Üstad.

-“Efendim ben kurtulacak mıyım?” diyor.

-“Eğer sen namazlarını kılarsan senin için dua edeceğim, kurtuluşun için dua edeceğim, sen namaza başla.” Diyor Üstad.

-“Valla başlarım, kurtulacağım mı Hocam?” diyor.

-“Ben senin kurtulman için dua edeceğim” diyor tekrar Üstadımız.

Bu adam nasıl bu hâle geldi?

Geliyor koğuşa, Tâhirî ağabeyle Re’fet ağabeyi koğuşun en başköşesine yerleştiriyor, kendi yanına. Tâhirî ağabeyin yemeğini pişiriyordu artık. Tâhirî ağabeyle beraber yiyip içiyor, Tâhirî ağabeye hizmet ediyordu.

Koğuşta 70 kişiden 4 kişi kaldı namaz kılmayan. Kasap Tahir o namaz kılanları koğuşun en iyi yerlerine; ötekileri de Tâhirî ve Re’fet ağabeylerin eski berbat yerlerine yerleştirdi, Nur Talebelerine çok hürmetkâr oldu. Herkes “Bu adam nasıl bu hâle geldi?” Diye hayret ediyordu…  

Hakikaten Temyiz Mahkemesi Afyon Ağır Ceza Mahkemesinin Kasap Tahir hakkında verdiği idam kararının bozdu ve cezasını 30 seneye indirdi. Bir seneye kalmadan 1950’de umumi af kanunu çıkınca da temelli kurtuldu. “Benim kurtuluşum Hoca Efendinin duasının kerametidir” demişti bize.

Eyüp Otman'ın "Afyon Zindanları" şiiri

Afyon’un zindanları, kanatır vicdân’ları,
Doldurdular içeri o masum insanları,
Her taraf  bir harabe, kırık-dökük camları, 
Nefsin müdafaa etmez Nur’un Kahramanları,

İman Hakikâtleri, varlıklarına dolmuş,
Hepsi birer Avukat, Nurlu bir Kâtip olmuş.
Edîbane  müdafaalar, yapmışlar yalın kılıç,
Korkmamışlar istikbâlden, dönmemişler yoldan hiç.

Kükremişler aslan gibi, zindanlar dile gelmiş,
Hepsi birer nur olmuş, omuz-omuza vermiş,
Biliyorlar kendince, hepsi de bir değermiş,
Değere değer katmış, Nurun Kahramanları.

Ağır cezalık bir suç, nedir ki işlemişler,
Hepsi de; vatan, iman, bir de, Kur’an demişler,
Bir de o menhus ruhun, niyyâtını bilmişler,
Bu uğurda, bin can olsa; feda olsun demişler.

Kur’an’ın bir tefsiri bu zamanda bu Nur’lar,
İmandan mahrum nesil, Nurlarla kurtulurlar,
Sonra da hepsi nâfi’, birer  uzuv olurlar,
Hükmetmeden bir bakın tetkik edin Hâkim bey.

Üstadımız bir Âlim, bakın Nur’lar ortada,
Vatan için, millet için, yüreği sızlamada,
Ne cehennem korkusu, ne de cennet sevdası,
Sadece iman, Kur’an, dünyada tek davası.

Beddua da etmedi, zindana koyanlara,
Dua kıldı millete, bu masum insanlara,
Nurlar ile kurtarırsa bunlar da imanını,
Helâl ettim hakkımı, çalınan zamanımı.

Soğuk, kara bir zindan, hasta, yorgun bir insan,
Bu hali revaya da, razımıdır ki; vicdan,
Bu soğukta donar, deveran bile etmez kan,
Katı olan kalpler bile; dayanamaz,  Hâkim

Mevhûm bir suç ile, suçladınız yıllarca,
Koydunuz zindanlara maznûn kaldık aylarca.

Medrese-i Yusufiye oldu bize zindanlar,
Bu sayede  Nur’ları, duydu bütün insanlar.

Hile, dalkavukluk, yalan, müdafaalarda yoktur, 
Kardeşler arasında, uhuvvet, muhabbet, çoktur.

İdam plânlarıyla girilen bu zindanda,
Cümle Nur Şakirtlerde korkudan eser yoktur.

Beraetle çıktılar, koştular o tesirle,
Kalemlerle yazdılar, çoğalttılar teksirle,

Biliyordu insanlar kurtulur  bu iksirle.
İkram-i İlâhidir Üstadıma bu Nur’lar.

Şimdi dua onlara kabirleri nur dolsun,
Minnettarız hepimiz Allah’ım razı olsun.

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
4 Yorum