Hüseyin ÇEŞİTCİOĞLU

Hüseyin ÇEŞİTCİOĞLU

Risale-i Nur'un Siyasete Bakışı-1

بِاسْمِهٖ سُبْحَانَهُ

"Allah size, emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor." (Nisa Suresi 58)

"Resulüm! Eğer hüküm verirsen, aralarında adâletle hüküm ver. Şüphesiz Allah, adâletli davrananları sever.” (Maide Suresi 52)

Lemeat'tan:

1-"İslam siyaseti kendinden çıkmalı, başkasına vasıta olmamalı."

Demek İslami siyaset, İslam'ın kendinden çıkmalı. Kaynağı, menşei İslamiyet olmalı.

2- Bunun için önce şu gerçek fark edilmeli:

Divan-ı Harbi Örfi'den, 7. Cinayet:

"Şeriatta; yüzde doksandokuz ahlak, ibadet, ahiret ve fazilete aittir. Yüzde bir siyasete mütealliktir."

İslamiyet'in nitelik ve nicelik olarak, yüzde biri siyasetle ilgilidir. Bu siyaseti de yöneticiler düşünüp uygular. Vatandaş kendi işiyle, aşıyla uğraşır.

Avrupa'da sistem oturduğu için, vatandaş siyaseti düşünmez, işini düşünür. Bizde ise siyaset hem yaygın hem de zihinleri işgal etmiştir. Sosyal atmosferde siyasetsiz nefes alınmaz. Bu ise sosyal bir anormalliktir normalleştirilmeli.

3-Hutbe-i Şamiye'den:

"Seviye-i irfan bir olmadığından, fırkalarda husumet, taassup ve taraftarlık intac eder. Bizdeki fırkaların şimdiki hal ile devamı gayet muzırdır."

Demek ki; Türkiye'de varolan irfan ve kültür seviyesi, gelişip oturmadığı için, partilerde düşmanlık, fanatik taraftarlık hakimdir.

Siyaset bu haliyle topluma son derece zarar vermektedir. Toplumun irfan ve kültür seviyesi herkesi kapsayacak şekilde yükseltilmelidir.

4-Sünuhat'tan, 1920'ler:

"Neden (esaretten) geleli siyasete karışmıyorsun?

"İstanbul siyaseti İspanyol hastalığı/gribi gibi bir hastalıktır. Fikri hezeyanlaştırır. Biz müteharrik-i bizzat değiliz, bilvasıta mütharrikiz, Avrupa üflüyor (sufle) biz burada oynuyoruz."

Üflemek (sufle) tiyatroda kulağına sessizce söyleyip hareket ettirmek, yönlendirmek demektir.

*1920'lerdeki bu Türkiye gerçeği esas olarak, bugün de değişmedi.

Çünkü siyasetimizin temeli olan müslümanlık, fertte, toplumda, yasalarda, eğitimde yerleşip oturmadığından, bağımsız, kendimizden hareketli siyaset yapamıyoruz.

Ekonomimiz çıkmaza girince 2019'da kovduğumuz, ABD merkezli JP Morgan ekonomik danışmanlık şirketini 2021'in son günlerinde yeniden imdada çağırıyoruz.

JP Morgan uzmanlarının; sufleleri (kulağımıza söyledikleri) ile iktisadi krizimizi çözmeye çalışıyoruz.
Oysa İslami başarı ve izzetin gereği tam tersi olması gerekmez miydi?

* Hür ve özgür dini siyaset için öncelikle:

- Müslüman halkımızın yüzde 60/70'i tam mütedeyyin yani sağlam müslüman olmalı. O zaman siyasetle dine hizmet edilebilir.

* Bu oran; iman, Kur'an hizmetçilerinin, sivil, sosyal, dini hizmet ve gayretleriyle gerçekleştirilmeli.

* Üstadın topuz olarak nitelediği, siyasi güç ve iktidarla bu orana ulaşılamaz.

* Ulaşılsa da; baskı ve rüşvet yoluyla olur ki, bu halde münafık ve riyakarların sayısı artar.

* Bu durum, laik ve lakayt müslümandan daha çok İslam'a uzak ve zararlıdır.

* Bu vaziyette, dini siyasete alet etmek gerçeği, algısı ve dinden nefret duygusu gerçekleşir ki; siyaseti dinsizliğe alet edenler kadar hatta daha çok dine zarar verilebilir.

* Devlete ve siyasete dayalı dinin, uğradığı zarar ve kaos, cahiliye dönemine dönmeye benzer ki, ancak uzun çileli iman mücahidliğiyle, imani değerler yeniden belli bir seviyeye eriştirilebilir.

Cumhuriyet tarihi boyunca Nur talebelerinin davası esas olarak budur.

35 senelik sürgün, zindan, işkence ve zehirlenmeler, İslam'ın dirilişi için göze alınıp yaşanmıştır.

* Devlete dayalı dini ve siyasi çöküşü durdurmak için, dindar siyasi iktidarlar, yalana, kandırmaya dayalı propagandaya, hatta şiddet ve zorbalığa başvurursa, bu teşebbüs çok daha vahim ve tehlikeli olur.

Meşhur 31 Mart isyanının özünde, devlet destekli dini ve siyasi hakimiyeti koruma refleksi vardır ki, "şeriat isteriz" sloganı bu gerçeğin sembolü olmuştur.

***

Madalyonun bir başka yüzüne gelelim.

Hutbe-i Şamiye'den:

"Küfür bütün envaıyla kizbdir, yalancılıktır. İman sıdktır, doğruluktur. Halbuki gaddar siyaset ve zalim propaganda (yalanla doğruyu) birbirine karıştırmış, beşerin kemalatını da karıştırmış."

Bu gerçek karşısında iki çıkış yolu vardır.

Sünuhat'tan:

-Dinsizliğin meydan okumasına karşılık, din namına meydana çıkmak lazım?

-Tek şartla lazım; Kati bir şartla ki; muharrik, (yalnız) İslamiyet aşkı ve dini hamiyet (gayret) olmalı.

- Eğer muharrik/ harekete geçiren veya tercih siyasetçilik veya tarafgirlikse tehlikelidir.

- (Bunu) nasıl anlarız?

- Kim (ki), fasık (günaha batmış) siyasetdaşını, mütedeyyin (sağlam müslüman) muhalife tercih etse, hareket noktası siyasetçiliktir.

- Ayrıca umumun mukaddes malı olan dini, tekelci zihniyetle kendi meslektaşlarına/ particilerine daha has göstermekle, kuvvetli çoğunlukta, dine aleyhtarlık uyandırıp gözden düşürmekse, (onun) hareket ettiricisi (siyasi) taraftarlıktır.

- Dine meylettirmek ve iltizama (lazım gelene) teşvik etmek, dini vazifelerini ihtar etmekle dine hizmet olur. Yoksa "dinsizsiniz" dese, onları tecavüze sevketmektir.

- Din dahilde (ülke içinde), menfi tarzda/siyaset amaçlı istimal edilmez.

- Otuz sene halife olan bir zat, menfi siyaset namına istifade edildi/ kullanıldı zannıyla, yani algısıyla şeriata gelen tecavüzü gördünüz.

Yukardaki cümleleri özetlersek;

- Dinsizliğin meydan okumasına karşı ancak, tek muharrikle, İslam aşkı ve din gayreti ile meydana çıkılabilir. Bu da ancak sosyal ve siyasi hayatta sıdkın diriltilmesiyle olur. Eğer hareket kaynağı, hatta tercihi siyaset ve taraftarlıksa, bu durum tehlikelidir.

Bunu anlamanın 2 tane sağlaması vardır:

-Biri, mütedeyyin, muhalif müslümanı, fasık partidaşına tercih etmek hali.

-Diğeri ise; dini tekellerinde ve kendilerine daha has gösterip, kuvvetli çoğunlukta din karşıtlığı oluşturup,  gözden düşürenin muharriki siyaset ve taraftarlıktır.

-Dine meylettirmek ve iltizama (lazım gelene) teşvik etmek ve dini vazifelerini ihtar etmekle dine hizmet olur.

Nur talebelerinin 95 senedir (1926'dan beri) yaptığı, yapmaya çalıştığı hizmet de tastamam budur.

- Din dahilde/ ülke içinde, menfi tarzda/ siyasi amaçlı istimal edilmez.

- Edilirse; rahmetli Sultan Abdulhamid'in başına gelenler ve dini siyasete alet etti algısıyla, İslam'a verilen zararı tarihte herkes bilir.

"Halbuki gaddar siyaset ve zalim propaganda (doğru ile yalanı) birbirine karıştırmış, beşerin kemalatını da karıştırmış."

Bugünkü hayatta, yalancılığın hakimiyeti karşısında 2. siyasi çıkış yolu şudur:

Emirdağ Lahikası-1, 57.sayfadan:

-Din düsturlarının bir hizmetçisi olmak yönünde, güneş gibi imanlı bir kısım sahabeler ve onlara benzeyen selef-i salihinden başka, siyasetçiler çoğunlukla tam takvalı ve dindar olamaz!

-Tam ve hakiki dindar ve takva sahipleri (de) siyasetçi olamazlar.

-Olsalar da başarılı siyasetçi olamazlar; rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu ve Sezai Karakoç gibi.

-Yani asıl maksadı siyaset olanlarda, din ikinci derecede kalır (siyasete) tabi hükmünde olur.

- Hakiki dindar (siyasetçi) ise, tüm kainatın en büyük gayesi insanın ibadetidir deyip, siyasete meraklı bir aşk ile değil, ikinci üçüncü derecede onu, yani siyaseti, mümkünse, dine ve hakikate alet etmeye çalışabilir. Yoksa baki elmasları kırılacak adi şişelere alet yapar.

Madalyonun 3. yüzüne gelirsek:

1-Siyasetin özü yalan ve propagandaya dayanır.

"Bizi kurun-u vustada (ortaçağ) durduran ikinci hastalık, sıdkın hayatı içtimai ve siyaside ölmesi." Hutbe-i Şamiye

2-İslamın özü doğruluk ve ahlaka dayanır.

Bu yapısal yani, doğruluk-yalancılık zıtlığı karşısında müslümanlar nasıl bir siyaset izleyebilir?

-İslamiyet tam adaleti/adalet-i mahzayı esas alır.

Enam suresi 164.ayette şöyle buyrulur: "Vela teziru vaziretun vizra uhra."

-Her ferd ancak, kendi günah ve suçunun cezasını çeker.

Bu gibi ayetler; müminlere hakiki ve ideal anlamda da, adalet-i mahzayı emreder.

Adalet-i mahzanın uygulanabilir olduğu yerde, nisbi (izafi) adalet zulümdür.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
9 Yorum