Ömer Çelebi-Hüseyin Türkoğlu’nun haberi:

Risale Haber-ADIYAMAN-KAHTA
Foto: Kahta Beyan

Adıyaman'ın Kahta ilçesinde Eğitimle Diriliş Derneği tarafından “Bediüzzaman Said Nursi ve Eğitim Anlayışı”  konulu panel düzenlendi. 

Sivil toplum kuruluşları, eğitimciler ve vatandaşların katıldığı panelde, Bediüzzaman Said Nursi'nin hayatı ve eğitim anlayışı üzerinde duruldu.

Dernek salonunda gerçekleşen paneli Eğitimci Enver Yılanlı yönetirken, konuşmacı olarak da Eğitimci Osman Dağ ve Eğitimci-Yazar Ziya Tepe katıldı.

İlk sözü alan Eğitimci Osman Dağ, Bediüzzaman’ın tefekküre önem verdiğini, tefekkür etmek için de sık sık kırlara çıktığını dile getirdi. Dağ, Bediüzzaman’ın İslam’a olan bağlılığını ifade ederken şunları söyledi. "Bana, 'Sen şuna buna niçin sataştın?'diyorlar. Karşımda müthiş bir yangın var, alevleri göklere yükseliyor içinde avladım yanıyor. İmanım tutuşmuş yanıyor. O yangını söndürmeye, imanımı kurtarmaya koşuyorum. Yolda birisi beni kösteklemek istemiş de, ayağım ona çarpmış,  ne ehemmiyeti var? O müthiş yangın karşısında bu küçük hadise, bir kıymet ifade eder mi?” 

EĞİTİM, TÜRKİYE’NİN DE, DÜNYANIN DA EN ÖNEMLİ MESELESİDİR

Eğitimci-Yazar Ziya Tepe ise konuşmasında şunları söyledi:

Eğitim, Türkiye’nin de, dünyanın da en önemli meselesidir. Batı hayranlığı ile alınan eğitim konusu maalesef istikametine oturmadı. Ortada bencilliğin esiri olmuş milyonlarca insan uyuşturucu ve terör gibi onlarca problemlerle karşılaşmış bir ülke haline geldik. Tertemiz vicdanlarla okullara gönderilen ve sonunda problem olarak ailesine ve toplumuna dönen çocuklar ilerisi için umut vaat etmemektedirler. Bugün kalpler ve akıllar her türlü kötülüklerle yaralıdır. İnsanın çok ciddi eğitim görmesi gerekir ki kendisini hem muhafaza etsin, hem de maddi-manevi hastalıklarını tedavi edebilsin.

BEDİÜZZAMAN TÜRKİYE’NİN EĞİTİM BOŞLUĞUNU DOLDURUR

Bediüzzaman’ın memleket meseleleri hakkında en hayatî olanı kuşkusuz eğitimdir. Eğitim meselesi ile yakından ilgilenmiş ve bu konuda yenilikler ortaya koymuştur. İşte Bediüzzaman Said Nursi, Türkiye’nin eğitim boşluğunu doldurabilecek önemli bir alimdir.

Bediüzzaman, İslam aleminin problemlerini cehalet, zaruret ve tefrika olarak teşhis eder. Üstad, bu üç hastalığın çözüm yolunu sanat, marifet ve ittifakta bulur. Bu üç problemin çözümüne dair yapılacak tedavide öncelik cehalete verilmelidir. Bu mücadelenin temelini eğitim oluşturur. Sağlam esaslara bina edilen bir eğitim sayesinde cehalet toplumdan bertaraf edilebilir. Üstad’ın cehaletten kastı ilimleri materyalist bir anlayışla okuyarak şirk ve dalalete düşmek ve insanları bu yola sürüklemektir. Bu mukabil hadiseye iman cihetiyle bakmaktır. 

RİSALE-İ NUR, GÜNÜMÜZE IŞIK TUTAN MÜKEMMEL BİR EĞİTİM MODELİDİR

Bediüzzaman da ömrünü bu öldürücü mikropla savaşa vakfetmiştir. Ona göre kitleler ilim ve irfanla aydınlanmadıkça, toplum sistemli düşünmeye alışmadıkça ve sapkın düşünce akımlarının önü kesilmedikçe milletimiz için kurtuluş ümidi beklemek abestir. 

Bediüzzaman, eğitimi iki yönde ele alır. Biri teorik diğeri ise pratik… Yazılan eserlerle işin teorisini oluşturur. İşin pratiğini ise yani günümüzde nasıl bir insan modeli yetiştirmesi gerektiğini de talebeleri ile olan ders ve sohbetlerinde göstermiştir. Talebeleri de aynı geleneği devam etmiştir. Bediüzzaman’ın yazdığı ve Kuran tefsiri olan Risale-i Nur eserleri baştan sona günümüze ışık tutan mükemmel bir eğitim modelidir ve okutulmalıdır. İnsanın mektep ve medreseye gitmesinin maksadı ilim, irfan ve terbiye almasıdır. Bugün Risale-i Nurları okuyup ondan istifade ederek güzel ahlak sahibi olan insanların sayısı milyonları bulmuştur. 

Panel, sunumlardan sonra yapılan soru cevap faslı ile sona erdi.