Ramazan’ı yaşamak

Şeâir-i İslamiyenin en âzamlarından, en parlak levhası, on bir ayın sultanı ramazan bize ulaştı. Ruhlarımızı ve bütün benliğimizi kuşatan rahmet ikliminin içerisine girmiş bulunmaktayız. Ne mutlu müminlere, ne mutlu ramazan sevincini hissedip yaşayan gönüllere.

Müjdeler olsun, bu ay’da nazil olan hitab-ı ezeliyi (Kur’anı) Resul-i Ekrem’den (a.s.v) işitiyor gibi dinleyen, belki Hazret-i Cebrail’den, belki mütekellim-i Ezelî’den dinliyor gibi bir kutsî halete mahzar olanlara.

Bu nazlı misafiri ağırlayıp, memnun edebilirsek, hakkımızda yapacağı hüsnü şehadetle
ötelerde bize şefaatçi olur. Bîçare insan, aczini ve fakrını idrak için kendisine bahşedilen, nimet-i ilahiyenin şükrüne vesile olsun diye, yılda bir kez böyle bereketli bir iklimle tanışır.

Ramazan mizandır. Bütün benliğimizi saran bir ölçüdür. Haddini bilmeyi insana talim eder. Hadis-i şerifin ifadesiyle ‘‘ oruç kalkanı’’nı kuşanan mümin, bütün kötülüklere ve aşırılık oklarına hedef olmaktan uzaklaşır.

Bu ayda şahsi ve ailevi hayatımıza düzen ve intizam gelir. Aile fertleri arasında şefkat ve tesânüd artar. İktisadi hayat canlanır. İçtimai ve sosyal hayatımız durulur. Kur’an tilavetinin artmasıyla ilahi muhavere zirveleşir. Efendimiz (sav) bir hadislerinde şöyle ifade ederler. ‘’Ramazan ayı girdiği zaman cennetin kapıları açılır, cehennemin kapıları kapanır. ramazanda şeytanlar zincire vurulur.’’(Buhari ,Savm 5)

Nefsin mevhum rububiyeti kırılır. Bu ay Kulluk defteri’nin muhasebe hesaplarının kapanış kayıtlarının, yapıldığı mizan ayıdır. Bu ay bolluk ve bereket ayıdır.

Manevi Bilanço ve kar/zarar cetvelinin analizi bu ayda yapılır. Muhasebe ve nefsin terbiyesi bu ayda tasnife tabi tutulur. Nefsin terbiye maratonunun yıllık son turunun atıldığı, son dönemeçtir. Oruç bu ayın sabır ağacından toplanan en leziz meyvesidir. Sonunda bir bilanço ortaya çıkar. Bu bilançonun aktifinde sahip olduğumuz varlıklar, yani mahzar olduğumuz nimetler bize bahşedilen kabiliyet ve istidatlar yer alır. Karşı sayfada pasif hanesinde ise bu nimet ve kabiliyetleri yerli yerince kullanma, iman, marifet ve muhabbet sermayemizin özünü teşkil eden karşılığı yer alır, bunun adı da öz sermayedir. (Sabır, takva, sâlih amel)

Yeryüzü sakinlerinin hicretin ikinci yılından bu yana, ümmet-i Muhammed (aleyhi-ssalatü vesselam) olma ayrıcalığı ile oruç kalkanını takındıkları günden bu güne, nice kutlu ramazanlar yaşandı kim bilir.

Nice mana erleri, ramazan ufkunda pervaz edip, alay-ı illiyyin burçlarına yükseldi. İnsanlık ufkunu karartan kirlerden arınıp yıkandı. Ebnay-ı cinsine ve tüm mahlukata karşı şefkat ve merhamet hisleri bu ayda coştu.

İşte böyle bir ayın içerisinden geçmekte olduğumuz bu zaman diliminin her dakikasının hakkını vermek, insan olmamızın gereğidir. Kainatın mescid-i Kebirinde bütün letâifimizle bir ay süreli manevi itikafa girip, bütün kirlerden arınma vaktidir.

Bin aydan daha hayırlı kadir gecesinde (Ramazanın son on gününde tekli gecelerde aranan), rahmet ve mağfiret sağanağıyla buluşma, seksen senelik bir ömür semarâtı’na talip olma vaktidir.
Allah inayetini üzerimizden eksik etmesin. Gidişiyle içimizde derin bir hasret bıraksın. Kalbi ramazanda muallak kalanlardan eylesin.

Finalde, erişeceğimiz Bayram, liyakatimiz ölçüsünde bayram olacaktır. Rabbim hakiki bayramlara cümlemizi kavuştursun. Alvar imamı Efe Hazretleri’nin (rammetüllahi aleyh) ifadeleriyle;

Mevla bizi afvede
Gör ne güzel îyd olur.
Cürm-ü hatalar gide
Bayram o bayram olur.

Merhamet ede Rahim
Dermanı vere Hakim
Lutfede lutf-i Kadim
Bayram o bayram olur .

İşte o zaman hakiki bayram olur… Bütün okuyucularımızın ve Alem-i İslamın ramazan ayını tebrik ediyorum.

Yakup Aksoy

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum