Ramazan mâni çadırı: On yedinci günde de, Kur'an okuyup diril

Ramazan mâni çadırı: On yedinci günde de, Kur'an okuyup diril

Ferman gelmiş Allah'tan, oku-öğren Kitap'tan

Ferman gelmiş Allah'tan, 
Oku-öğren Kitap'tan, 
İstikamet sünnetten, 
Uymaya İman gerek. 

(Hülya Yakut)

Bir duaya sığındık bugün
Genişledi göğsümüz
Bir oruçla şereflendi
Bereketlendi öğünümüz.

(Mustafa Oğuz)

Her geceyi Kadir bil
Feyzinden olma gafil
On yedinci günde de
Kur'an okuyup diril.

(Zafer Akgül)

ONYEDİ Çanakkale,
Bu günler geçmez ele,
Sen de gaflette olma,
Allah Rızası dile.

(Eyüp Otman)

Mani geleneği
Dört mısralı, tek kıtadan oluşan anonim halk edebiyatı nazım biçimine mâni; bunun belirli ortamlarda, bilen kişiler tarafından ve geniş bir katılımla, belirli bir ezgi ile söylenmesine de mâni söyleme geleneği denir. Tek kıtalı olmasına rağmen etkisi büyük olan mâni ancak şiir yeteneğine sahip usta kişilerce söylenebilir. Halk arasında “mâni söylemek” deyimi yerine “mâni yakmak”, “mâni atmak”, “mâni düzmek” deyimleri kullanılır. Mâni daha çok iş yaparken, tarlada, imecede ve kına gecesi gibi törensel ortamlarda söylenir. Gelin-kaynananın, kadın-erkeğin atışma esnasında söyledikleri iletişim unsuru mâniler ile Ramazan mânileri, mantıfar mânileri ve yüzük oyunu gibi belirli oyunlarda söylenen mâniler de vardır. Konuları da söyleniş sebebine bağlı olarak değişir. 
Ramazan manileri Osmanlıdan günümüze kadar gelenek güzel bir gelenektir. Eskiden şartlar gereği davulcular insanları sokaklarda çaldıkları davul ve ramazana uygun söyledikleri maniler ile uyandırırdı.