Rahmet Mevsiminin Müjdecisi ‘Regaib Kandili’

REGÂİB Kandili; Hicri takvimin Receb ayının ilk Cuma gecesine denk gelen mübarek bir gece olup, en feyizli ve bereketli olan, Rahmet ve Mağfiret mevsimin habercisidir.

• Lügat anlamı; ‘arzulamak, meyletmek, rağbet edilen, çok istenilen, bol bol ihsan, ikram, hediye ve elde edilmesi gereken değerler’ gibi manalara gelir…

Oto fuarlarını, makine, elektronik, tekstil, ayakkabı, kitap ve birtakım ev ihtiyaç maddeleri fuarlarını hepimiz biliriz. Bu fuarları ya da panayırları, tanıtımdan başka birçok avantajları nedeniyle de takip ederiz. En çok ta, ucuza temin etme avantajımızı umduğumuz için, ilgilendiğimiz branş ve daldaki fuarları dört gözle bekleriz...
Hele hele aynı para ile bir yerine, iki malzeme almamız bizleri çok mutlu eder, değil mi?

• Evet, işte şu günlerde öyle bir fuar var ki, %100 değil, %700, %1000, hatta aradaki bazı gün ve saatlerde % 30 000 avantaj kazandırdığı halde, çok zaman çeşitli meşgûliyetlerimiz nedeniyle, o fuarlardan haberdâr bile olamayız.

Bâzen de, zamanı geçtikten sonra “..Tüh-vah, keşke..!” diye hayıflanıp dururuz...
       
Özellikle gençlerimize hatırlatmak istiyorum.
Bu avantajlarla yüklü fuar bu sene, 24.Haziran’da başlayıp 3 aydan fazla sürecek!...

Bu yüzlerce avantajlarla dolu fuar; ‘ÜÇ AYLARDIR’ ve her birimizi tek tek ilgilendirir. Her birimiz bu fuarlara çok çok muhtâcız...
Çünkü her birimiz, istesek de-istemesek de veya inansak da-inanmasak da, kaçınılmaz bir gerçek olan ÂHİRET yolcularıyız...
Âhirette geçerli olan levâzımatı da, (gerekli olan her şeyi de) şu kısacık ömürde kazanacağız ve bu kazanç ölçüsünde, orada muâmele göreceğiz...

Ya iltifat göreceğiz (inşâallah) veya cezâ çekeceğiz... (Allah c.c. muhâfaza etsin.)

Hani, Ö.S.S. veya benzeri bir sınavdan sonra, kazandığımız puanlara göre muamele görüyoruz ya, işte öyle bir şey...
Yalnız bir fark var; buradaki sınavların tekrarları var. Fakat Âhiret ile ilgili sınavımızın tekrarı kesinlikle yok! Her insana sadece tek bir ömür veriliyor.

İşte onun için bu sınavı, aslâ şansa bırakmamalıyız...

• Peki, bizler bu konuda ne durumdayız? Kendimize bir bakalım:
İçinde bulunduğumuz asır, yüzlerce teknik imkânlarla dolu olduğu gibi, binlerce fitne ve tuzaklarla dolu olduğu da bilinen bir gerçektir.
Tedbir almadan, ne tarafa baksak ‘harama nazar’ günahına giriyoruz. Titizlikle bir tercih yapmazsak, nereye gitsek gıybet, dedi-kodu, israf, ilâhi emirlere itaatsizlik gibi, bir sürü büyük günahlarla yüklü dönüyoruz evlerimize...

• Eve dönünce de, ‘Tv.’ denilen bir âletle yüz-yüze kalıyoruz ki, yine kararlı bir tercih yapamaz isek, bu konuda sürekli İRTİFA kaybediyoruz demektir!...

Daha tedbirli, bilinçli ve kararlı yaşayan kardeşlerimize ve dostlarımıza ne mutlu...

İşte, bizim bu ahvâlimizi bilen ve merhâmeti sınırsız olan yüce Rabbimiz, biz ihmâlkâr ve günahkâr kullarına senede bir dönem (yani işte bu aylarda) öyle bir fırsat veriyor ki...
Âhiretteki mîzanda, yâni büyük mahkemede, (işlediğimiz günahların ağırlığına karşılık) bizleri kurtaracak olan sevaplarımızı arttırmak için, bu belirli ve %1000 avantajlı günleri ( yani üç
ayları) bizlere ikrâm etmiş. O’na c.c. hamd ve çok çok şükürler olsun...
• Var mı dünyada, (Yüce Rabbimizden başka) bizlere böylesine imkânlar veren?...

Yani size, bir sınavı ‘mutlaka kazanın’ diye, 2 puanlık cevaba 200 PUAN veren var mı?  Yok! Çünkü üniversiteler, okullar, işyerleri ve herhangi bir hedefteki imkânlar, sınırlı...

Fakat yüce Rabbimizin imkânları, Rahmeti ve Merhâmeti kesinlikle SINIRSIZDIR…

Yeter ki biz O’nu c.c. tanıyalım,
O’na c.c. yönelelim, verdiği sayısız nimetlerine şükredelim.
Bizleri sınamak için, bazen uygun gördüğü az imkâna ve musîbetlere sabredelim.

Yasaklarına riâyet ve emirlerine itâat edelim...
Hiç olmazsa, bu mübârek üç aylarda kendimize bir çeki-düzen vererek, bu ‘bire-BİN’ fırsatlardan âzamî bir şekilde istifâde edelim...
 
99. Sûrenin, 7. ve 8. Âyetlerinde buyrulduğu gibi:
“..O gün (Âhirette) insanlar...  .. zerre kadar bir hayır işlediyse onu (..n karşılığını) görür, kim zerre kadar kötülük (günah) işlediyse o’da onu(..n karşılığını) görür...

Şimdi bizlere düşen:
Ciddî bir özeleştiri (nefis muhasebesi) yaparak, bu çok mümbit (verimli ve çok kârlı) zemin ve aylardan, sevdiklerimizle birlikte, azamî bir şekilde yararlanmaktır. Değil mi?...
*******
Hz. Muhammed SAV.’in bu gece ve günlerde en çok yaptığı duâ:
“Yâ Rabbi ve Ey yüceler yücesi Allahım; Receb ve Şaban aylarını bize mübarek kıl ve bizleri Ramazana kavuştur…”

Bilvesîle:
HEPİNİZİN ÜÇ AYLARINIZI ve REGAİB KANDİLİNİZİ
TEBRİK ve TES’ÎD EDER,
SİZLERE, AİLE EFRADINIZA, SEVDİKLERİNİZE,
ÜLKEMİZİN GÜZEL İNSANLARINA, TÜM İSLAM ÂLEMİNE ve TÜM İNSANLARA HAYIRLAR ve BEREKETLER GETİRMESİNİ NİYAZ EDERİM…

Üzerimizde dolaşan kara bulutları, en kısa zamanda tahvil edip, BEREKETLİ NİSAN YAĞMURLARI şeklinde sağanak sağanak yağdırması için, Yüce Rabbimize yalvaralım.

• Yüce Rabbimiz; yüce Dinimize, mukaddesatımıza, birlik ve beraberliğimize yönelik, her ne isimde olursa olsun kurulan tüm tuzak ve saldırıları, tuzakları kuranların başlarına çevirip, onları rezil-rusvâ eylesin…
• Islâhı mümkün olanları ıslâh etsin, ıslâhı mümkün olmayanları, kalbi kararmış ve mühürlenmiş olanları ise en kısa zamanda Kahhâr ism-i celiliyle kahrı perişan eylesin…
• Hâlâ gaflette olan Müslüman kardeşlerimize de Ferâset ve ayılmak nasip etsin…
Allah c.c. YÂR ve yardımcımız olsun...
MoralHaber

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.