Peygamberimizin (asm) teheccüd namazından önce okuduğu dua

Peygamberimizin (asm) teheccüd namazından önce okuduğu dua

Teheccüd namazına müminler teşvik edilmiştir. Sevgili Peygamberimiz (asm) şöyle buyurmuştur

Teheccüd namazından önce veya sonra, Hz. Peygamber Efendimiz (asm)'in gece namazından önce veya sonra yaptığı dualar ya da ayet ve hadislerde geçen diğer dualar okunabileceği gibi, istenilen her dua istenildiği şekilde de yapılabilir.

Yatsı namazından sonra, daha uyumadan veya çok az bir miktar uyuduktan sonra kalkıp kılınacak nafile namaza “gece namazı (salatü’l-leyl)” denir. Bir süre uyuduktan sonra, gecenin yarısından imsak vaktine kadar kalkılıp kılınırsa, bu namaza “teheccüd” denir. Teheccüd namazı, iki, dört, altı ve sekiz rekat olarak kılınır. Her iki rekatta bir selâm verilmesi daha faziletlidir.

Teheccüd namazı, Peygamberimiz (asm) için farz idi. Farz oluşu şu ayete dayanır:

“Ey Muhammed! Gecenin bir bölümünde uyanıp, sırf sana mahsus fazla bir ibadet olmak üzere, teheccüd namazı kıl. Rabbinin seni Makam-ı Mahmud’a göndereceğini ümit edebilirsin.” (İsrâ, 17/79)

Teheccüd namazına diğer müminler de teşvik edilmiştir. Nitekim Sevgili Peygamberimiz (asm) buyurmuştur;

“Her kim geceleyin uyanır, hanımını da uyandırır ve iki rekat namaz kılarsa, Allah’ı çok zikreden erkekler ile kadınlardan yazılırlar.” (Ebu Davud, Salat, 307)

Peygamberimiz (asm), teheccüd namazı kılmak üzere geceleyin kalkınca şu duayı okumuştur:

للَّهُمَّ لَكَ الْحَمْدُ أَنْتَ نُورُ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ وَمَنْ فِيهِنَّ، وَلَكَ الْحَمْدُ أَنْتَ قَيِّمُ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ وَمَنْ فِيهِنَّ، وَلَكَ الْحَمْدُ أَنْتَ الْحَقُّ، وَوَعْدُكَ الْحَقُّ، وَقَوْلُكَ الْحَقُّ، وَلِقَاؤُكَ حَقٌّ، وَالْجَنَّةُ حَقٌّ، وَالنَّارُ حَقٌّ، وَالسَّاعَةُ حَقٌّ، وَالنَّبِيُّونَ حَقٌّ، وَمُحَمَّدٌ حَقٌّ، اللَّهُمَّ لَكَ أَسْلَمْتُ، وَعَلَيْكَ تَوَكَّلْتُ، وَبِكَ آمَنْتُ، وَإِلَيْكَ أَنَبْتُ، وَبِكَ خَاصَمْتُ، وَإِلَيْكَ حَاكَمْتُ، فَاغْفِرْ لِي مَا قَدَّمْتُ وَمَا أَخَّرْتُ، وَمَا أَسْرَرْتُ وَمَا أَعْلَنْتُ أَنْتَ الْمُقَدِّمُ وَأَنْتَ الْمُؤَخِّرُ لا إِلَهَ إِلا أَنْتَ وَلا إِلَهَ غَيْرُكَ

"Allah’ım sana hamdolsun sen göklerin ve yerin nurusun, tüm övgüler sana mahsustur. Gökleri ve yerleri ayakta tutan sensin, övülmeye layık olan sadece sensin. Sen göklerin ve yerin ve her ikisi arasındaki tüm şeylerin hayatlarını düzene koyansın. Sen gerçek ilahsın, senin vadin de mutlaka gerçekleşecektir. Sana kavuşmak da mutlaka olacaktır. Cennet gerçektir. Cehennem gerçektir. Kıyamet muhakkak gerçekleşecektir. Allah’ım tüm irademi sana teslim ettim, sana inandım, sana güvenip dayandım ve daima sana yöneliyorum, senin verdiğin güç ve kuvvetle düşmanlarla mücadele ediyorum ve sadece senin hükmüne müracaat ediyorum. İşlediğim ve işleyeceğim gizli ve açık tüm günahlarımı bağışla. Benim kulluk yapacağım tek ilahım sensin senden başka ilah yoktur." (Tirmizî, Deavat 29; bk. Buhari, Teheccüd, 1)

Ubade b. Sâmit'den (rivayet edildiğine göre) Rasûlullah (asm) şöyle buyurmuştur:

"Her kim geceleyin uyanır da uyandığı zaman: Lâ ilâhe illallâhü vehdehû lâ şerîke leh, lehülmülkü ve lehül hamdu ve hüve alâ külli şey'in kadir, sübhanellahi vel hamdülillahi velâ ilâhe illallâhü vellâhü ekber, velâ havle velâ kuvvete illâ billâh" ("Allah'tan başka ilah yoktur, o tekdir ve ortağı yoktur. Mülk onundur, hamd onundur ve o her şeye gücü yetendir. Ben Allah'ı her türlü noksanlıktan tenzih ederim Hamd, Allah'a mahsustur. Allah'tan başka ilah yoktur. Al­lah en büyüktür, (günahlardan) dönüş ve (kulluk görevine) güç (yetiriş) ancak Allah(ın izni ve inayeti) iledir)" deyip sonra: "Rabbiğfirlî (Ey Allahım, Rabbim! Beni bağışla)) diye dua ederse (o kimsenin günahları ba­ğışlanır.) (Ebu Davud, Edeb, 98-99 no: 5060)

Şerik el-Hevzenî dedi ki: (Bir gün) Aişe (radiyallahü anha) "ya Rasûlullah (asm) geceleyin uykudan uya­nınca (duaya) hangi dua ile başlardı?" diye sordum da:

"Sen bana senden önce kimsenin sormadığı bir soru sordun, dedi.

“O gece uyandığı zaman on defa: "Allahu ekber (Allah en büyüktür)" derdi ve on defa "elhamdülillah (Hamd Allah'a mahsustur)", on defa: "Sübhanellahi ve bihamidih (Allah'ı hamd ile tesbih ederim)" on defa da "Sübhanel melikil kuddûs (Her türlü noksanlıklardan) münezzeh (olan) Malik(-i Hakikiy)i tenzih ederim)" derdi. On defa (Allah'tan) af dilerdi, on defa: "Lâilâhe illallah" derdi. Sonra da on defa: "Allahümme innî eûzu bike min dîkıddünya ve dîkı yevmil kıyeme (Ey Allahım dünyanın ve kıyamet gününün sıkıntısından sana sığınırım) diye dua ederdi. Sonra (teheccüd) namaz(ın)a başlardı.” (Ebu Davud, Edeb, 99-100 no: 5085)

Sorularla İslamiyet

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum