Peygamberimiz (asm) sıkıntılı anında şöyle seslenirdi: Rahatlat bizi Bilal!

Peygamberimiz (asm) sıkıntılı anında şöyle seslenirdi: Rahatlat bizi Bilal!

Peygamber Efendimize (sav) bir zorluk, bir sıkıntı yanaşınca Hz. Bilal'e seslenirdi

Risale Haber-Haber Merkezi

Peygamber Efendimize (sav) bir zorluk, bir sıkıntı yanaşınca Hz. Bilal'e seslenirdi. 'Erihna Ya Bilal!' Rahatlat bizi Bilal. Yani ezanla topla bizi. Namaza çağır. Bizi rahatlat ya Bilal" derdi.

İlahiyatçı Nihat Hatipoğlu, Kur'an'ı dinlemek, okumak ve yaşamak gerektiğini belirterek, "Kur'an, anlaşılmak için indi. Kur'an Rabbimizi tanıtıyor. Peygamberimizi de. Kur'an'la ilişkinizi, ahdinizi, misakınızı yenileyin" dedi.

Sabah'taki yazısından "çaresiz kaldığınızda, daraldığınızda, sarsıldığınızda O'na yönelin. İmanınızı O'nunla güçlendirin. Zamanınızı O'na ayırın. Kur'an'la namazı birleştirin. Kur'an'da namazı arayın, namazda Kur'an'ı" diyen Hatipoğlu, daha sonra Peygamber Efendimizin sıkıntı karşısında ne yaptığını söyledi:

"Peygamber (s.a.v.)'e bir zorluk bir sıkıntı yanaşınca Hz. Bilal'e seslenirdi. 'Erihna Ya Bilal!' Rahatlat bizi Bilal. Yani ezanla topla bizi. Namaza çağır. Bizi rahatlat ya Bilal.

Hz. Bilal'in sesiyle camiye doluşurlardı. Gündüzün en dolu-düzgün saatinde namazla ruhu arındırırdı.

Aslında gecenin en derin saatinde (el-Müzemmil 1-4) Allah O'nu namaza uyandırırdı. "Ey elbisesine bürünen! Gecenin birazı hariç olmak üzere tümü için kalk gecenin yarısı miktarınca yahut ondan birazını eksilt. Yahutta üzerine ekle. Kuran'ı da açık açık, tane tane oku" buyururdu.

Tercihini sen yap ey Habibim. Bazı geceler şu kadar, bazı geceler belki daha çok. Belki daha az. İhtiyacına göre.

Kur'an'la habibini, Kur'an'la Hz. Resul'ü birleştir. Böyle an. 

Sahabe toplanmış. Efendimizin tanıttığı gibi Peygamberleri anıyorlar. Dediler ki Hz. Adem Allah'ın halifesidir. Hz. Musa Allah'ın konuştuğudur (Kelimidir). Hz. İbrahim Allah'ın dostudur (Halil). Hz. İsa Allah'ın kelimesidir. Bunları duvarın ötesinden duydu. Dışarı çıktı. Şöyle buyurdu: Ben de Allah'ın sevgilisiyim (Habibiyim) bu sözüyle Ali İmran 31 ve 32. ayetlerini hatırlatıyordu. 

Allah kitabında şöyle buyurmuştu: Onlara de ki (Ey Muhammed) siz Allah'ı seviyorsanız bana uyun. Bana uyun ki, Allah da sizi sevsin. (Ali İmran, 31) Sadece itaate ve sevgiye davetle burada yetinmiyor.

Allah'ın kitabı şöyle devam ediyor: 'De ki (Ey Muhammed onlara) Allah'a ve Resulüne itaat edin. Eğer yüz çevirirlerse şüphesiz Allah kafirleri sevmez.' (Ali İmran 32) 

Ayet, Hz. Peygamber'e itaat etmeyeni Kafir ilan ediyor. Hüküm ağır, ama beklenen.

Allah'ın kelamına ve sevgilisinin davetine kayıtsız kalanlar şöyle dediler: Kalplerimiz senin de dediğine perdelidir. (Bakara, 88) Kalplerimiz kılıflanmıştır. (Nisa, 155) 

Kuran cevap verdi bu inkarcılara; Kalplerinde hastalık vardır. (Bakara,10) 

Kuran'ı ve Peygamberi dinlemeyenlere cevap: Siz hastasınız.

İşte bu hastalığı kaldırmak için Kuran'la Hz. Resul'ü beraber oku. Okuduğun her ayette Hz. Resulullah'ı bulamıyorsan, okuduğun kitap değil, uyduğun nefsindir. Unutma ki, okuduğun her ayetler O'nun hayatına göre şekillenmiş veya o, ayetlere göre Cibril'le yönlendirilmiş. Aynı kapıya çıkıyor yol. 

İlk kutlu nesil sahabe Bilal'in her sözünü duyduklarında camiye bu imanlarını tecdid için koşarlardı. Biz ezana veya Kuran'a çağırıldığımızda acaba bu teslimiyet ve sadakatle davete icabet ediyor muyuz?

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.