Onları bırak, yesinler, içsinler, zevk etsinler ve emel onları oyalaya dursun

Onları bırak, yesinler, içsinler, zevk etsinler ve emel onları oyalaya dursun

Ayet meali

Bismillahirrahmanirrahim

Cenab-ı Hak (c.c), Hicr Sûresi 1-5. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:

1 . Elif, Lâm, Râ. (*) Bunlar, (satırlarda yazılı olan) Kitâb’ın ve (hak ile bâtılı) apaçık beyân eden (okunmakta olan) bir Kur’ân’ın âyetleridir.

2 . Bir zaman olur (Cehenneme girdiklerinde) inkâr edenler arzu ederler ki, keşke Müslüman kimseler olsaydılar!

3 . Onları bırak, yesinler (içsinler), zevk etsinler ve emel, onları oyalaya dursun; artık (yaptıklarının âkıbetini) ileride bilecekler!

4 . Hâlbuki (biz) hiçbir şehri, kendisi için belli bir kitab (kader) olmadan helâk etmedik.

5 . Hiçbir ümmet, ne ecelinin önüne geçebilir, ne de (ondan) geri kalabilir.

(*) “Sûrelerin başlarındaki hurûf-ı mukatta‘a (Elif, Lâm, Mîm gibi tek tek yazılan harfler) İlâhî bir şifredir. Hâs abdine (husûsî kulu Hz. Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm’a) onlarla bazı işâret-i gaybiye (gizli işâretler) veriyor. O şifrenin miftâhı (anahtarı) o abd-i hâs’dadır (ASM). Hem onun veresesindedir (vârisi olan âlimlerdedir). Kur’ân-ı Hakîm, mâdem her zaman ve her tâifeye (topluluğa) hitâb ediyor. Her asrın her tabakasının hissesini câmi‘ (içine alan) çok mütenevvi‘ vücuhları (çeşitli yönleri), ma‘nâları olabilir. Selef-i Sâlihîn (Sahâbe, Tâbiîn ve Tebe‘-i Tâbiîn) ise, en hâlis parça onlarındır ki, beyân etmişler.” (Mektûbât, 29. Mektûb, 241)

“الٓمٓ: Üç harfiyle üç hükme işârettir. Şöyle ki: Elif, هٰذَا كلَامُ اللّٰهِ اْلاَزَلِيُّ[Bu, Allah’ın ezelî kelâmıdır] hükmüne ve kazıyesine; Lâm, نَزَلَ بِه۪ جِبْر۪يلُ [Onu Cibrîl indirdi] hükmüne ve kazıyesine; Mîm, عَلٰي مُحَمَّدٍ عَلَيْهِ الصَّلَاةِ وَالسَّلاَمُ [Muhammed (ASM)’a] hükmüne ve kazıyesine remzen ve îmâen (remiz ve îmâ ile) işârettir.” (İşârâtü’l-İ‘câz, 29)