O zât (asm) güneş gibi kendi kendine delildir

O zât (asm) güneş gibi kendi kendine delildir

Günün Risale-i Nur dersi

Bismillahirrahmanirrahim

Binler şehadetleri ihtiva eden,

Üçüncü küllî şehadet:

وَبِشَهَادَةِ ذَاتِهِ عَلَيْهِ الصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ بِاٰلاَفِ مُعْجِزَاتِهِ وَكَمَالاَتِهِ وَعُلُوِّ اَخْلاَقِهِ

Yani, "O zât (a.s.m.) güneş gibi kendi kendine delildir. Binler mu'cizat ve kemâlât ve yüksek, güzel ahlâkıyla risaletine ve sadıkıyetine pek kuvvetli şehadet eder."

Evet, "Mu'cizat-ı Ahmediye" risale-i harikada üç yüzden ziyade nakl-i sahihle ispat ettiği gibi, o zât (a.s.m.) وَانْشَقَّ الْقَمَرُ 1 ve وَمَا رَمَيْتَ إِذْ رَمَيْتَ وَلٰكِنَّ اللهَ رَمٰى 2 âyetlerinin sarahatiyle, avucunun bir parmağıyla kamer iki parça olması; ve nakl-i sahih ve tevatürle, aynı avucun beş parmağından beş çeşme su akması ve susuz kalan bütün ordusu o sudan içmesi ve şahit olması ve bu acîb hârika iki defa başka yerde vuku bulması; ve aynı avuçla bir parça toprağı, hücum eden düşman ordusuna atarak, her birisinin gözüne bir avuç toprak girmesiyle hücumda iken kaçmaları; ve aynı avuçta küçük taşlar, insanlar gibi tesbih edip Sübhânallah demeleri gibi nakl-i sahihle ve bir kısmı tevatürle tarihlerde kat'iyen vukua gelen yüzer ve ehl-i tahkikin yanında bine kadar mu'cizat, elinde zuhuru; ve dost ve düşmanların ittifakıyla, onda güzel hasletlerin ve ahlâk-ı hasenenin en yüksek derecesinde HAŞİYE-1 bulunması; ve arkasında tebaiyetle sülûk edip kemâlâta erişen ve hakikate aynelyakîn yetişen bütün ehl-i tahkik, ittifakla kemâlât-ı Muhammediye (a.s.m.) en yüksek derecede bulunduğuna hakkalyakîn tasdikleri; ve onun dininden gelen âlem-i İslâmın füyuzâtı ve koca İslâmiyetin hakikatleri onun harika kemâlâtına delâlet eder.

Elbette o zât (a.s.m.), bizzat kendi risaletine gayet parlak ve küllî, geniş şehadet eder demektir.

Dipnot-1: "Ay yarıldı." Kamer Sûresi, 54:1.
Dipnot-2: "Attığın zaman sen atmadın, ancak Allah attı." Enfâl Sûresi, 8:17.
Haşiye-1: Hattâ şecaat kahramanı Hazret-i Ali (radıyallahu anh) diyor: "Harpte biz korktuğumuz zaman, Peygamberin (a.s.m.) arkasına saklanır, tahassun ederdik." Şecaat gibi her haslette fâik olduğunu o zaman düşmanları dahi tasdik ettiklerini tarihler naklediyorlar…

Bediüzzaman Said Nursi
Şualar