O, gayba mı muttali oldu yoksa Rahmân’ın katından bir söz mü aldı?

O, gayba mı muttali oldu yoksa Rahmân’ın katından bir söz mü aldı?

Ayet meali

Bismillahirrahmanirrahim

Cenab-ı Hak (c.c), Meryem Sûresi 77-82. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:

77 . (Ey Resûlüm!) Âyetlerimizi inkâr eden ve: “Elbette bana mal ve evlâd verilecektir” diyen kimseyi gördün mü?

78 . (O,) gayba mı muttali‘ oldu (onu bildi), yoksa Rahmân’ın katından bir söz mü aldı?

79 . Hayır! (Biz) onun söylemekte olduğu şeyleri yazacağız ve kendisine olan azâbı (hiç bitmemek üzere artırarak) uzattıkça uzatacağız!

80 . Ve o söylemekte olduğu şeylere (mal ve evlâda, biz) vâris olacağız ve (kendisi de) bize yalnız olarak gelecektir.

81 . Hâlbuki (onlar,) kendileri için bir izzet (ve şefâat) vesîlesi olsun diye Allah’dan başka ilâhlar edindiler. (*)

82 . Hayır! (O ilâhları,) onların tapmalarını yakında inkâr edecekler ve onlara düşman olacaklardır.

(*) “Ey bedbaht ehl-i dalâlet ve sefâhet! (Haktan sapmış ve günahlara dalmış olanlar!) (...) Güvendiğiniz ve bel bağladığınız ve âsâr-ı İlâhiyeyi (Allah-ü Teâlâ’nın eserlerini) ve ihsânât-ı Rabbâniyeyi (Rabbinizin ihsanlarını) onlara isnâd ettiğiniz (dayandırdığınız) hangi tabîatınız, hangi esbâbınız (sebebleriniz), hangi şerîkiniz (Allah’a ortak koştuğunuz şey), hangi keşfiyâtınız (fennî keşifleriniz), hangi milletiniz, hangi bâtıl ma‘bûdunuz (ilâhınız), sizi sizce i‘dâm-ı ebedî (sonsuz yokluk) olan mevtin (ölümün) zulümâtından (karanlığından) kurtarıp, kabir hudûdundan, berzah (kabir âleminin) hudûdundan, mahşer (haşir meydanı) hudûdundan, Sırat köprüsünden hakîmâne geçirebilir, saâdet-i ebediyeye mazhar edebilir (kavuşturabilir)? Hâlbuki kabir kapısını kapamadığınız için, siz kat‘î olarak bu yolun yolcususunuz. Böyle bir yolcu, öyle birisine dayanır ki, bütün bu dâire-i azîme (bu büyük dâire) ve bu geniş hududlar, O’nun taht-ı emrinde ve tasarrufundadır (emir ve idâresi altındadır).” (Sözler, 32. Söz, 297)