Myanmar'da hükümet bir köyü bombaladı

Myanmar'da hükümet bir köyü bombaladı

Myanmar'da hafta sonu ordu destekli hükümet güçleri ülkenin doğusunda bir köyü bombardımana tuttu, binlerce kişi hafta sonu evlerini terketmek zorunda kaldı.

Myanmar'ın doğusundaki Şan eyaletinde cuma günü bir köyün bombalamasının ardından binlerce kişi evlerini terketmek zorunda kaldı.

Yerel basın, hükümet güçlerinin etnik isyancı bir grubun karargahının bulunduğu Wan Hai köyünü bombalaması sonucu binlerce kişinin bölgeden kaçtığını duyurdu. Bölge temsilcilerinden İlerici Parti yetkilileri, hükümet güçlerinin, ateşkes anlaşmayı reddettikleri için köye saldırdığını söyledi.
Myanmar Times gazetesine konuşan, Wan Hai köyü sakinleri cuma günü ağır topçu ateşi altında kaldıklarını söyleyerek, köyün hafta sonu boşaltıldığını ifade ettiler. Tai Gençlik Ağı yardım kuruluşu, bölgedeki çatışmalar sebebiyle 6 bine yakın kişinin evlerini terkettiğini söyledi.
Myanmar Hükümeti ile etnik silahlı gruplar arasında, iki yıl süren müzakereler sonrasında 15 Ekim 2015 tarihinde sekiz grupla ateşkes imzalanmıştı. Kaçin Bağımsızlık Ordusu, Şan Devleti Ordusu ve Birleşik Wa Devleti Ordusu gibi en büyük etnik gruplar ise anlaşma şartlarının uygun olmadığı gerekçesiyle imza atmamıştı.
AB'YE ÇAĞRI
Avrupalı Rohingya Konseyi (ERC), Myanmar'da Arakanlı Müslümanlara yönelik şiddet eylemlerinin hükümetin de teşvikiyle kurumsal hale geldiğine dikkat çekerek Birleşmiş Milletler'i Rohingyalara yönelik soykırım suçlarını incelemeye çağırdı.
 
Konsey tarafından yapılan açıklamada, Yale Üniversitesi Hukuk Fakültesi Lowenstein Uluslararası İnsan Hakları Kliniği tarafından Fortify Right için hazırlanan "Rohingya Müslümanlarına Yapılan Zulüm: Arakan eyaletinde soykırım mı yapılıyor? Hukuki bir analiz" isimli çalışmada Rohingyalara karşı soykırım yapıldığına dair güçlü kanıtlara ulaşıldığı aktarıldı. Çalışmada, soykırım suçlarının ortaya çıkarılması için BM'ye yapılan acil, kapsamlı ve bağımsız bir araştırma çağrısının ERC tarafından da desteklendiği belirtildi.
 
Açıklamada, üç yıllık araştırma sonunda ortaya çıkan çalışmanın, Myanmarlı yetkililerin, güvenlik güçlerinin, polisin ve aşırı ulusalcı yerel unsurların Rohingyaları Arakan'dan silme yolunda ciddi insan hakları ihlalleri yaptığı ve soykırıma uğrattığı yönündeki iddiaları desteklediği vurgulandı.
 
Hukuk kliniği tarafından ortaya konan çalışmanın Rohingyaların varoluşsal tehditlerle yüz yüze olduklarına dair ilk çalışma olmadığı hatırlatılan açılamada, daha önce kaleme alınan benzer çalışmalara atıfta bulunuldu.
 
Açıklamada, askeri cunta rejimi ve ardından gelen sivil görünümlü Thein Sein hükümeti döneminde Rohinyalara karşı sistematik soykırım uygulandığı aktarılırken, 1982'de çıkarılan yasayla Arakanlı Müslümanların vatandaşlık haklarının ellerinden alındığı hatırlatıldı. Söz konusu yasanın Rohingyaları hedef alan cinayet, işkence, tecavüz, keyfi tutuklama, zorla çalıştırma, toprağını ve malını gasp ve tahrip etme suçlarını teşvik ettiği, Rohingyaların ibadet, hareket ve din, evlilik, eğitim, sağlık, çalışma ve doğum haklarını sınırlandırdığı vurgulandı.
 
Açıklamada, soykırım eylemlerinin, 2012'de Tein Sein hükümeti, polis, daha sonra lağvedilen sınır güvenlik güçleri ve Arakanlı aşırılar tarafından yürütülen kampanya ile zirve yaptığı belirtildi. Söz konusu eylemler sonucunda, 140 bin Rohingyanın evlerini terk ederek ülke içindeki kamplarda yaşamak zorunda kaldığı, 165 bininin ise ülkeyi terk ettiği, bunlardan bir kısmının da boğularak hayatını kaybettiği, diğer bir kısmının ise insan kaçakçılarının eline düştüğü ifade edildi. 10 bininin ise Arakan eyaletinin başkenti Sittve'de perişan gettolarda yaşamak zorunda kaldığı aktarıldı.
 
Açıklamada, Thein Sein hükümetinin delillere rağmen işlediği suçları inkar, nefret, İslamofobi ve Rohingya karşıtı söylemleri teşvik ettiği aktarılırken, hükümetin suçluları cezasız bırakarak, Rohingyaların seçme ve seçilme haklarından ellerinden alarak soykırım eylemlerini kurumsallaştırdığı aktarıldı.
 
Açıklamada, ERC'nin, Tein Sein hükümetinin Rohingyalara karşı işlenen soykırımdaki rolünün araştırılması yönünde BM Raportörü Ojea Quintana'nın yaptığı çağrının da desteklediği vurgulandı.

Dünya Bülteni 

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.