Al-Ahibba

Eski ve nadide dergileri edinmeyi seven Fahri (Özcan) son günlerde karşıma hiç görmediğim eski bir dergi nüshasıyla çıka geldi. Dergi Pakistan'da Lahor'da basılmış ve yayınlanmış. Kepenklerini indiren derginin merkezinin Lahor şehri olduğu anlaşılıyor. Mevsimlik bir mevkute. Dergi beni heyecanlandırdı. Zira İslam kardeşliğinin tesisini ve pekiştirilmesini hedef alıyor. Ayrıca unutulmuş bir zaman dilimini hatırlatıyor. Elimde bulunan derginin tarihçesi Ocak 1986’ya işaret etmektedir. Dergi iki dilde yayın yapıyor. Bunlardan birisi Arapça diğeri de İngilizce. İkisi de Müslümanlar arasında iletişimi sağlayan uluslararası dillerden. Hem İngilizce hem de Arapça nüshasında kapakta gayelerini nazara veriyor. İslam aleminin iki yakasını bir araya getirmek için karınca kararınca gayret göstermek. “Davetüna: Vahdetü'l alem el İslami. Çağrımız: İslam aleminin birliğini temin etmektir.” Yayıncısı ve başyazarı Zuhur Ahmet Azhar (Dr. Zahoor Ahmad Azhar) olarak görünüyor. İslam aleminde yayınlanan benzeri dergilerle takas usulü yardımlaşmak istediklerini söylüyor. İslam aleminin zor bir eşikten geçtiğini ve başta Filistin olmak üzere Afganistan'ın da o günlerde işgal altında olduğunu ve Sovyet tasallutu altında bulunduğuna parmak basıyor. Afganistan kurtuldu inşallah sıra Filistin’e gelmiştir. Orada burada dertler aynı. İslam aleminin ancak dayanışarak zincirleri kırabileceğini varsayıyor.

Gerçekten de İslam aleminin davası bir. Birleşik kaplar teorisi gereği birbirinden etkileniyor. Sözgelimi Hamas Afgan cihadından etkileniyor ve ondan aldığı ilhamla ve hızla Filistin’de intifada başlatıyor. İsrail'e baş kaldırıyor. Abdullah Azzam iki cephenin de kutup yıldızı. Davasını sırtlanıyor. ‘Mektebetü Hidemat’ bürosuyla birlikte mücahitlere lojistik destek sağlıyor ve Afgan cihadının yerellikten küresele geçmesini temin ediyor. Ya da küreselleşmesine hizmet ediyor. Ocak 1986 yılı nüshasının başyazısında kültürel konulara da temas ediliyor. Manevi liderlik ve dini liderlik bazında kimi yerlerde bu postların yanlış ellerde toplandığı vurgulanıyor. Bu da eksen kaymasına ve hedef şaşırtmaya hizmet ediyor. Bazen yolun uzaması rehberin yanlışlığından ileri geliyor. Halbuki hadiste raid ya da rehberin sorumlu olduklarına karşı yalan söylemeyeceği ifade ediliyor.

O sıralarda sağda solda hem Arapça hem de İngilizce davanın sözcüsü ve sesi olan dergiler yayın hayatına yol buluyordu. Gençlik büyük bir özlem içinde idi ve olan biteni kendi kalemlerinden öğrenmek istiyordu. Merhum Kemal Helbavi İslamabad’da Tevfik Ganim ile birlikte Kadaya ed Düveliyye adlı haftalık analiz dergisi çıkartıyordu. Yine Ürdün gibi ülkelerde Filistin el Müslime gibi dergiler yayınlanıyordu. Onun bir gölgesi de Keşmir’de yayınlanıyordu. Elifüddin Türabi ve Muzaffer Turabi aylık Keşmir el Müslime dergisini hazırlıyorlardı. Pakistan'da Azad Keşmir'de Filistin el Müslime dergisinin akislerinden biri sayılabilecek Keşmir el Müslime adıyla bir dergi yayınlanıyordu. Bu dergiyi uzun yıllar takip ettim. Yine Mevdudi'nin tercüman ve sekreterlerinden Halil Ahmed Hamidi ve arkadaşları Cemaat-i İslami namına Lahor'da Mansura adıyla Arapça bir dergi çıkartıyorlardı. Bazen Tunuslu Raşid Gannuşi’nin eski yardımcılarından Muhammed Haşimi Hamidi ile Halil Ahmet el Hamidi’nin isimlerini karıştırıyordum. Muhammed Haşimi Hamidi ile Gannuşi ayrışmasında Gannuşi’ye hak veriyordum. Onun tarafını kolluyordum. Şimdi ise Muhammed Haşimi Hamidi’nin cenahı daha sevimli geliyor. Mansura dergisinin selis ve seviyeli bir üslubu vardı.

Yine Hint Alt Kıtasında Lucknow gibi yerlerde Raid adlı dergi çıkıyordu. Birçok şeyi ilk kez bu dergi vasıtasıyla keşfettim ve öğrendim. Hatta Hindistan Kültür Bakanlığı da Arapça bir kültür dergisi basıyordu.

Bizde de bu yönde bazı denemeler oldu ama akim kaldı. Sürekliliği yakalayamadı. 1979 veya hicri 1400 senesi münasebetiyle İki dilde (Arapça-Türkçe) Hicret dergisi yayın hayatına girmişti. Uzun ömürlü olamadı. Diplomatik gelişmeleri yansıtan bir de Advau'l Enba yani Haberlerin Akisleri adıyla bir bülten yayınlanıyordu. Şimdi bunlardan eser kalmadı. Ama en azından tatlı bir hatıra olarak hafızamızda yerini koruyorlar. Geçmiş zaman olur ki, hayali cihan değer.

Al-Ahibba dergisi, Uhuvvet Risalesinin Pakistan’daki kayıp halkalarından birisidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum